Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Videolar (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=157)
-   -   Adem Özköse ve Hamit Coşkun Serbest Bırakılsın ! (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=161232)

werret 03-16-2012 00:24

Adem Özköse ve Hamit Coşkun Serbest Bırakılsın !
 
YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.

werret 03-16-2012 00:47

http://img825.imageshack.us/img825/6578/milat01son1.jpg


Ammar 03-16-2012 01:25

Allah yar yardımcıları olsun inş. bende Millat'a katılıyorum. ancak işleri çok zor çünkü iki devlet atasında bir minnet kalmaış zaten.

werret 03-16-2012 15:58


Adem, Hamit ve Suriye Halkı İçin Şam'a İnmeyelim!

Halep ve Hama'dan sonra İdlib Kuşatması'na giren ve bir kaç gün önce dönen Fatih Tezcan, haber alınamayan Adem Özköse ve Hamit Coşkun'la birlikte katliam haberleri gelen Suriye ve Esedizm hakkındaki görüşlerini ve çözüme dair tekliflerini kaleme aldı.

http://analizmerkezi.com/resimler/2/28190.jpg

15 Mart 2012 Perşembe 16:47

Öncelikle konunun benim tarafımdaki özetini aktarmak icab eder.

Suriye'deki çekimlerim sırasında, İdlib'te, kuşatmanın ortasındayken, 9 Mart 2012 Cuma günü, Türkiye’deki eşime ulaşan kardeşler, Adem Özköse ve Hamit Coşkun'dan haber alınamadığını ifade ve sual etmişlerdi.

Ben durumu hemen yanımdaki koordinasyon sorumlusuna sorduğumda hem kendisinin hem orada hiç kimsenin böyle bir şey bilmediğini ifade etti.

Daha sonra hem kendi sayfamda hem Adem'in sayfasında detay istediğime ve yardımcı olabileceğime dair mesaj yazdım.

Hem Adem'in hem benim sayfamda binlerce insan olmasına rağmen, o zaman hiç kimse bana 1 kelime yazmadı.

Adem'in geliyor olsa muhakkak haber vereceğini ve zor bir durum olsa geride kalanların da İdlib'te olan bir insana bir şeyler söyleyeceğini düşünerek, ‘herhalde bir yanlış anlama vardır’ zannıyla, şahsi planlarım doğrultusunda Türkiye'ye doğru yola çıktım.

Ve hatta Cisr-uş Şuğur yakınlarında yani sınırın Suriye tarafındayken konuyla alakalı olarak bir kez daha ilgili bir isme ulaşmaya çalıştım ama yine bana dönüş olmadı ve ben de ülkeye giriş yaptım.

Haber yapmayı aklımın ucundan bile geçirmedim zira bu konuda haber yapmanın Türkiye'deki Katliam ve Tecavüz yanlısı İran Lobisi'ni uyandırmak anlamına gelebileceğini değerlendirdim.

Anadolu Ajansı aradan günler geçmesinden dolayı olsa gerek ki konuyla alakalı haber yaptı ve zaten bundan sonrasında konuyu en üst seviyede gündemde tutmak, esir gazetecilerimizin sıhhati açısından ayrıca önemlidir.

Türkiye tarafının konu hakkındaki hassasiyeti, kendi insanlarını ‘lağım fareleri’ diyerek rahatça katledebilen BAAS Rejimince net bir şekilde bilinmelidir.

Diğer yandan ne yapılabilir noktasında net görüşlerimiz vardır.

Türkiye’deki İran Lobisi, Adem ve Hamit'in fikriyatları hakkındaki istihbaratı çoktan Beşşar Esed Rejimi'ne vermiştir.

İran ve Suriye İstihbaratları’nın özellikle Suriye Devrimi’nin başladığı 15 Mart 2011’den itibaren ‘havuz sistemi’ ile çalıştığını biliyoruz.

Benim Ramazan’daki Suriye çekimlerimde Türkiye hattıma, şurada birkaç gün önce geldiğim bu son son gidişimde ise Uydu Telefonu'ma dahi giren Suriye İstihbaratı’nın, Rusya ve İran’ın yanı sıra Türkiye’deki İran unsurlarından da aldığı ciddi destek, açık ve net bir realitedir.

Aynı rejim tarafından şimdi bu 2 insan için, akla ziyan takaslar teklif edilebilir.

Bugün Türkiye’ye gelen bir generalle beraber Türkiye’deki Münşak (BAAS’tan ayrılıp Devrim’e katılan) General sayısı 7 oldu.

İşte Esed’in aklına ilk gelecek kart bu olabilir.

Ordu'dan ayrılan ve Türkiye'ye sığınan Generaller’e veya bir ihtimal de Özgür Ordu’nun elinde bulunan ‘bazı önemli isimlere’ karşılık Adem ve Hamit teklif edilebilir.

Bu önemli isimlerin kim oldukları bilinir ve fakat Türkiye’den silah desteği alamayan Özgür Ordu’nun ne cevab vereceğini kestirmek çok kolay değildir. Benim zannım Türkiye’ye bir vefa daha gösterilebileceğidir. Yani Özgür Ordu’nun elindeki bazı ‘ithal esirler’ ülkelerine def edilebilir.

Bu konuda İran’ın tavrı önemlidir.

Bunun yerine Türkiye’deki generaller verilirse BAAS tarafından dakikasında idam edilir.

Her hal û karda, en kısa sürede Adem ve Hamit'in geri alınmaları icab eder.

İran, Türkiye’den gördüğü ve şimdilik yazmayı düşünmediğimiz bazı iyiliklerden dolayı Türkiye’ye yardım etmek mecburiyetindedir.

Bana soruyorsanız, başta ne söylüyorsam odur;
Kalıcı Çözüm: Silahlandırma ve Tampon Bölge'dir.

Silahlandırma konusunda ortaya atılan 'iç savaş çıkar' veya 'parayla satarlar' türü bahanelerin hiçbirisi doğru değildir.

Halep, Hama ve İdlib'in en üst düzey liderleri ve Özgür Suriye Ordusu'nun tüm komutanları, Nusayri-Alevi sivil halk'ın canlarının, Sünni Halk ve Devrimci'ler kadar aziz ve korunmaya değer olduklarında, içlerinden aşırılık yanlısı hiç kimsenin eline silah alamayacağı noktasında kesin görüş ve irade sahibidirler.

Tampon Bölge'ye gelecek olursak,
İdlib, sınırdan 60 kilometre’dir ve 5-10 kilometre'lik 'romantizm' terkedilerek, halkı her gün katledilen, direnişçilerin bazılarının eşleri en uygunsuz durumlarda sokaklarda yürütülen bu kente dek inilebilir.

Bu emin bölge'de, Esed'in sonu getirilebilir. Sivil'ler ve suvar'lar bu bölgede güvende olabilir ve gerekli hazırlıklar misliyle artabilir.

Muhaliflerle bile başa çıkamadığı için Devrimciler'in eşlerine ve çocuklarına saldıran köhne Suriye Ordusu'nun Türkiye'yle savaşması söz konusu bile değildir. Özgür Ordu ile birlikte hareket edecek Türkiye, bir kaç saatte İdlib'i ele geçirir. Esed ordusunun köylerden kaçma ihtimali dahi yok zira köyler Devrimciler'in ellerindedir.

Abdullah Öcalan'ın Suriye'de saklanması sırasında oluşan gerilimli günlerde, Hafız Esed'in Mısır Genelkurmay Başkanı'na yaptığı 'Türkler gelirse ne mi yapabiliriz? Ne yapacağız? Tabii ki çiçekler elimizde bekleyeceğiz...' açıklaması dâhi, sanırız, durumun ve farkın ne olduğunu izah sadedinde kâfidir.

'Humus'a ve Şam'a kadar inmemek için' Adem, Hamit ve diğer tüm garantiler istenebilir!

Beşşar Esed vermezse, gider alınır. Çok zor gibi gelen bu tekliflerin, aslında kolay ve akılcı çözümler olduğu, başka bazı ciddi ve gizli uluslararası kolerasyonlar fark edildiğinde anlaşılabilir.

Keza 1 (yazıyla bir) insan'ın ölümünün tüm insanlığın ölümü olduğunu ifade eden bir medeniyetin çocuklarının, koca bir millet katledilirken kınamalarla yetinmesi, Reel-Politik Atmosfer'i Din'leştiren veya Otorite'ye sormadan bir hayr bile yapamayan mantık silsilelerine sahib değillerse, muhaldir.

Başkent Ankara ise bunlar biraz daha zor olabilir, biliyorum ama Suriye Halkı ve 2 Türkiye’li gazeteci için, başkent Kasımpaşa'ya taşınmalı ise, o da tartışılır!

Bütün bu strateji sadece söz konusu edildiğinde bile, Esed, Mahlouf ve Şaliş Aileleri’nin elinde bulunan yani bu 3 sülalenin 50 senedir hortumladıkları Suriye Ekonomisi pek yakında çökebilir!

Bu seçeneklerden hiç bahsetmemek, Beşşar Esed'e ve bu 3 hortumcu sülaleye dolaylı bir destektir!

Ulusal Geçiş Konseyi'nin veya diğer siyasi temsil girişimlerinin, Esedizm'den kaçarken Lümpenizm'e saplandıklarını görmek üzücü ve fakat saplanıp kalınmaması gereken bir realitedir.

Peki, Türkiye’de 'Silah ve Tampon Bölge'ye karşı çıkışlar olur mu?

Şimdiye dek olduğu gibi yine olacaktır ama Türkiye'deki Kemalist-Dinci-İrancı Lobi'nin karşı propagandası 'yok' hükmündedir.

Bu cenahın özellikle Suriye özelinde bakılırsa, insani değerlerle bir alakasının kalmadığı, ABD'yle ilişkilendirdiği AKP karşıtlığından bir ikbal çıkarmaya çalıştığı çoktan anlaşılmıştır.

Türkiye, kurşunlanan şoförleri, esir alınan gazetecileri ve belki de en önemlisi, bir Allah'tan bir de kendisinden yardım dileyen Suriye'nin Mazlum Halkı için acilen Ruh Hastası bir Diktatör'den 'Kurtarılmış Bölge' uygulaması oluşturmalıdır.

Daha içlere yönelik yoğun ve gizli silah desteğinin yanı sıra bu ‘Emin Mıntıka’ yani Tampon Bölge uygulaması, artık komplo teorilerinden veya muhalefet fetişisti tiplerden bağımsız olarak ele alınmalı ve değerlendirilmelidir.

Bunlar uygulanmadığı takdirde ne gibi olumsuzlukların olacağı ise, hiç kimseden silah desteği almadığı için çok zor durumda olan ve buna rağmen bizim yerinde müşahade ettiğimiz üzere tüm halkın desteğini ve duasını alan Özgür Ordu, bir şekilde Esed’i devirirse, işte o zaman çok net görülebilecektir.

Pek tabii ki Arap Ligi veya NATO ile birlikte hareket de bazılarınca değerlendirilebilir ama Arap Ligi’nin ABD ile olan ilişkilerinden kaynaklanan atalet ve NATO’nun karışacağı bir müdahaleye olan şahsî karşı duruşum, benim için bu iki şıkkı pratik ve teorikte imkânsız kılmaktadır.

Arap Ligi hakkındaki umutsuzluğumuzun ve NATO’ya olan karşı duruşumuzun, Suriye Devrim Komutanları ile aynı doğrultuda ve oranda olduğunu ifade ettiğimde, Suriye’ye dışarıdan bakmanın küstahlığı ve zulmü oryentalistçe okumanın vurdumduymazlığı ile olan farkımız, bir diğer ifadeyle Suriye Gerçekleri ile bir alakası olmayan Dinci-Kemalist-İran’cı Platform’dan uzaklığımız daha net anlaşılacaktır.

Golan'ı vermek ve İsrail'e saldırmamak karşılığında Suriye'ye Vali olarak atandığı gün gibi açık olan Esedizm'in, son bir senedeki Suriye Devrimi sırasında, katliam akıllarını İran'dan, lüks eşyalarını ABD ve Fransa'dan almaya devam ettiğini de düşünürsek, 'İsrail'i yıkmak üzere İran'la paslaştıkları' yalanları ve bu çeteye 'karşı çıkmanın Batı'nın ekmeğine yağ süreceği' yaygarası, artık ancak, gürültü yaparak dikkat çekmeye çalışan arka sıra haşarıları kadar önemsenmelidir.

Hiçbir şeyden haberi olmaksızın klavye başından sadece sahte kahramanlıklarla komplo üretenlerin veya Devlet’in Bekası için İnsanlığı hiçe sayanların değil de,kurşuna dizilenlerin başından, Suriye Halkı’nın etrafında kenetlendiği Özgür Suriye Ordusu’nun yanından gelen birisinin fikirlerini bilmek istiyorsanız, böyledir.

Fatih Tezcan - fatihtezcan@hotmail.com

http://analizmerkezi.com/haber/adem-...lim-28190.html

werret 03-18-2012 20:37

http://www.akpartiforum.com/8220-coc...1-t161317.html

İntifada 03-18-2012 20:42

esadın adem abi ve hamit kardeşe karşılık üst düzey muhalif bir generali istediği söyleniyor...
Nureddin Şirin abi iranla temasa başladı adem abiyi ve hamit kardeşi kurtarmak için...
kenan çamurcu kendileri etti kendileri buldu,natonun gazıyla hareket ederseniz böyle olur tarzı şeyler söylüyor...
nurettin abi ise kimse merak etmesin inşallah sağ salim kurtaracağız kardeşlerimizi diyor...

werret 03-18-2012 20:51


Eğer Türkiye, Türkiye'ye sığınan generallerden birisini veya daha fazlasını Beşşar Esed'e teslim ederse, Beşşar Esed bu general(ler)e önce işkence yaptırır sonra da bu general(ler)i idam ettirir!..

Türkiye'ye sığınan insanları, Beşşar Esed zalimine iade etmek Türkiye'ye yakışmayacağı gibi Arap dünyasında da Türkiye'nin itibarını çok fazla zedeler!..

Türkiye askeri müdahale tehdidi yaparsa ve güç gösterisinde bulunursa Beşşar Esed kafiri hiç bir şey alamadan Adem abi ile Hamit Coşkun'u kuzu kuzu serbest bırakmak zorunda kalır!..

werret 03-18-2012 21:27


Adem ve Hamit için dua edelim

Meslektaşlarım Adem Özköse ve Hamit Coşkun'dan haber alınamayalı bir haftayı geçti..

Bize gelen bilgilere göre, iki meslektaşımız baskıcı Esad Rejimi'nin elinde tutsak. Muhaberat, her iki arkadaşımızı da bir pazarlık neticesinde takas unsuru olarak kullanmaya hazırlanıyor.. Ancak bu süre içinde net bir ifadeyle gazetecilerin kendilerinde olduğunu doğrulamadıkları için, Türk Dışişleri de mecburen daha dolaylı yollar izlemek zorunda kalıyor.. İran üzerinden Suriye'ye mesaj vermek bu dolaylı yollardan biri.. Nitekim, eğer bu sürecin hiçbir yerinde aktif olarak rol almayan iki masum gazeteci kardeşimizi, gayr-ı hukuki biçimde alıkoyduklarını kabul etselerdi, bu tartışmasız savaş sebebi sayılacaktı.. Hatırlayın.. İsrail bir rütbesiz askeri Gilad Şalit için, savaş başlattı, binlerce insan bu savaşta hayatını kaybetti. Ve sonunda, bir tane Gilad Şalit'e, 1027 Filistinliyi serbest bıraktı..

İRAN SEVGİSİ

Adem Özköse'nin Suriye'ye gitmeden önce katıldığı son tartışma programı, benim "Bıçak Sırtı" programıydı.. (Alptekin Dursunoğlu ve Nurettin Şirin bir tarafta, Osman Atalay ve Adem Özköse karşılarındaydı) Orada, Adem, karşı duruşa ve katliamın görmezden gelinmesine isyan edip, Nurettin Şirin'e dedi ki; "İran sevgisi bu kadar mı gözünüzü kararttı?".. O söz, aslında havanda dövülen sular neticesinde en ayakları yere sağlam basan, en rasyonel tahlildi.. Ne "Natocu Müslümanlar" tanımlaması ne masum halkın arkasında emperyalistlerin olduğu masalı ne BOP ne TOP.. Tek bir gerçek vardı aslında.. Esad'ı ölümüne savunan Türkiye'deki Ortadoğu uzmanlarının, meseleye başka ülkelerin penceresinden bakma gayretleri.. Kimi tezlerini Rusya'nın bölge çıkarları perspektifinden ortaya koyuyordu, kimi ise İran.. Ve nihayetinde, ortak düşman paydasında da bir araya geliyorlardı.. Hiçbir zaman bir araya gelmeyeceğine inandığımız adamları aynı denklemde görüyorduk..

ULUSAL KANAL VE SEN!

Mesela geçen gece Ulusal Kanal'ı izleyenler, çamura bulanmış analizler gördüler.. Patronu örgüt yöneticiliği iddiasıyla Silivri'de yargılanan Ulusal Kanal, kategorik olarak hedef gördüğü bir araştırmacıyı konuk etmiş, tatlı tatlı dinliyordu. O zat-ı muhterem, bir oraya çamur atıyor, bir buraya çamur atıyordu.. Unutmuş gibiydi zamanında o konuştuğu kanalın kendisinin de içinde bulunduğu bir yapıyı nasıl cepheden hedef aldığını.. Neyse, şartlar birleştiriyor demek ki insanları.. Demek ki İran sevgisi, hakikaten kör etmişti gözleri.. Bütün bunları unutuyorum şimdi.. Kapatıyorum gözlerimi ve dua ediyorum.. Adem ve Hamit sağ salim Türkiye'ye dönsün diye.. Dönsün de Adem, gene sorunlu Müslüman coğrafyalarda çekilen acıları anlatsın bize.. Patani'ye götürsün bizi.. Afrika'nın hiç bilmediğimiz, haritada gösteremeyeceğiz derinliklerindeki Müslüman kabilelerden selam getirsin bize.. Gelsin de yine Fatih Camii'nde, Fatih Sultan Mehmed Han'a, Fatiha okuyalım birlikte.. Hepimiz dua edelim n'olur, Adem üç yavrusuna sağ salim kavuşsun diye.. Hepimiz dua edelim Hamit, gözü yaşlı ailesine kavuşsun diye.. Gazetecilik, gazetecilik deyip duruyorlar.. Bunların yaptığı gazetecilik değil de ne ki?.. Kalın sağlıcakla.

Ersoy Dede - 18 Mart 2012 - Yeni Akit

İntifada 03-18-2012 21:29

Alıntı:

Mesela geçen gece Ulusal Kanal'ı izleyenler, çamura bulanmış analizler gördüler.
adamsın !

HaArP 03-18-2012 21:44

Alıntı:

Hiçbir şeyden haberi olmaksızın klavye başından sadece sahte kahramanlıklarla komplo üretenlerin veya Devlet’in Bekası için İnsanlığı hiçe sayanların değil de,kurşuna dizilenlerin başından, Suriye Halkı’nın etrafında kenetlendiği Özgür Suriye Ordusu’nun yanından gelen birisinin fikirlerini bilmek istiyorsanız, böyledir.
Eyvallah... Hak vermek hakikattir...!


All times are GMT +3. The time now is 07:45.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025