Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Siyaset (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=260)
-   -   ALTIN VURUŞ : Erken Seçim Kararıyla Serseme Dönenler (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=178481)

akses 04-20-2018 11:23

ALTIN VURUŞ : Erken Seçim Kararıyla Serseme Dönenler
 
Devlet dedi ki, 'Ben devletim.'

Devletin ve kamunun güvenliği nedeniyle temel refleks üzerine bir erken seçim kararını aldığını ön görmemiz gerekiyor. Aslında sadece güvenlik kavramı içerisinde değil, güvenlik kavramının kuşatmış olduğu bütün alanlarla ilgili temel bir yaklaşım var.

Devlet, bir şekilde hem siyasi hem kültürel, ekonomik, bilimsel, teknolojik, coğrafi ve moral değerleri açısından bu seçimin erken yapılmasını bir güvenlik, bir beka meselesi olarak algılayıp o şekilde davrandı.

Şu an bunu tam anlamıyla karşı karşıya kalabileceği tehditlerin ve bu tehditleri üretebilecek unsurlara karşı yaptı bunu. Tabii şimdi her karşı eylemin zamanca bir hazırlığa ihtiyacı var. Bir karar safhası var, bir yığınak safhası var, bir sızma, yerleşme safhası var keşif ve uygulama safhası var."

Erken seçim kararının Türkiye'ye karşı tehdit üreten gerek yerel gerekse bölgesel ve küresel aktörlere zamanca fırsat sunulmamak üzere alınmış bir karar olduğunun altını çizen Ağar, sözlerini şöyle tamamladı:"Belki iç siyasi dengeler ve iç siyasi dengelerin kendine özgü politikaları ama ben açıkçası bu fotoğrafı böyle görmüyorum.

Küresel fotoğrafta küresel anlamda ortaya çıkan tehditlerin Türkiye'ye olan yansımalarını göz önünde bulundurarak 'primer' faktör olarak değerlendirilen ve bu doğrultuda bir seçim yapma tercihi olarak değerlendiriyorum.

Özellikle yakın dönemde Türkiye'nin sınır ötesi alanlar, özellikle Münbiç'te ve Fırat'ın doğusundaki alanlarda Irak'ın kuzeyindeki alanlarda ve tartışmalı bölgelerinde gerek siyasi gerek diplomatik gerekse askeri etkilerinin olacağı bir süreç var önümüzde.

Bu sürecin etkili bir şekilde yönetilebilmesi için Türkiye'deki karar verme mekanizmalarının bu süreçte uyum içerisinde hareket ediyor olması lazım. Bu yapılabildiği takdirde ülkenin bekasıyla ilgili olumlu sonuçlar alınır.

Her yapılan yığınağın mutlaka ekonomik anlamda bir karşılığı var. Bunun üretmiş olduğu risklerin de minimize edilmesi için çünkü hem geçmişte yaşananlar var hem de gelecekte yaşanacaklar var. Bunu seçim iklimine girmiş bir ülkede arzu edildiği şekilde yapılabilmesi o kadar kolay değil çünkü sonuçta toplumda birtakım dalgalanmalara ve kırılmalara da sebebiyet verebilir. Hem dışarıdaki mücadelenin ve içerideki mücadelenin topluma olan maliyetini hep beraber ahenkli bir şekilde yönetilmesi gerekiyor ki arzu edilen sonuçlar ortaya çıksın."

Abdullah Ağar

akses 04-20-2018 11:41

Erken seçim kararında dikkat çeken ayrıntı

Cumhurbaşkanı Erdoğan erken seçim kararını açıklarken “gerek Suriye'de yürüttüğümüz sınır ötesi operasyonlar gerek Suriye ve Irak merkezli olarak bölgemizde yaşanan tarihi önemdeki hadiseler Türkiye'nin bir an önce belirsizlikleri aşmasını zorunlu hale getirmiştir” ifadesini kullandı. Peki bu ne anlama geliyor?

Türkiye
Suriye’de terörle mücadele ediyor. Afrin’de PKK teröristleri temizlendi. Ancak Suriye’nin diğer bölgelerinde tehdit sürüyor.

-Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin’de PKK
terör örgütüne yönelik Zeytin Dalı harekatının devam ettiği süreçte, 1 Mart’ta şöyle bir açıklama yapmıştı, “ejderhayı yarı canlı bırakmayacaksın” demişti. Bu cümle önemli.

-Çünkü Türkiye 2016’da Azez-Cerablus’u DAEŞ terör örgütünden arındırdı, PKK teröristlerinin işgaline de engel oldu. Ancak görüldü ki PKK terör örgütü planlarını güncelliyor. Bu kez hedef Afrin oldu. Ve Afrin’e yönelik
operasyon gerçekleştirildi.

-Şimdi sırada Münbiç var. PKK’nın Münbiç’ten de temizlenmesi gerek ve hatta Fırat’ın doğusundaki PKK işgaline yönelik operasyonlar da gündemde. Zira terör örgütünü tamamen sınırımızdan en uzak noktaya püskürtmek şart. Aksi halde tehdit devam eder.

-Tabi bir de ajanda da Irak’taki PKK yapılanması var. Suriye ile birlikte Irak sınırının da terörden temizlenmesi şart. Bu konuda Sincar’a yönelik Irak ordusunun bir hamlesi oldu. O hamlenin başarı olup olmadığı gözleniyor, Sincar’da PKK teröristlerinin varlığı devam ederse, Türkiye’nin bir operasyon ayağı da Sincar olacak.

Seçim süreçleri bu tür operasyonlarda belirleyici unsur. Şöyle bir örnek verelim. Türkiye, Suriye’de terörle mücadeleye ne zaman başladı, 24 Ağustos 2016’da. Oysa 2015’te de başlayabilirdi ama 7 Haziran seçimi, sandıktan çıkan belirsiz sonuç, bunu engelleyen bir faktör olmuştu. Türkiye ne zaman seçim süreçlerini başarıyla geçti ve hatta üzerine bir de kanlı darbe girişimini atlattı ardından Suriye’de terör örgütlerine yönelik operasyonlara başladı.

-Ya da şöyle bir örnek verelim. 7 Haziran 2015 seçiminde sandıktan çıkan belirsizlik terör örgütlerinin bu süreci fırsata çevirme çabalarına sahne olmuştu. O süreci hatırlayalım. 7 Haziran sonrası 1 Kasım’da seçim tekrarlanmamış olsaydı Türkiye, terörle mücadelede şu an geldiği noktaya belki de ulaşamayacaktı.

-Seçimin bir buçuk yıl sonra gerçekleşecek olması ya da
erken seçim kararı alınıp, bunun 5-6 aylık süreçte yapılması Suriye ve Irak’taki terör operasyonlarını olumsuz etkilemeyebilir. Türkiye seçime giderken, terörle mücadele de eder. Ancak seçimin mümkün olduğunca erkene alınması ve aradaki periyodun daralması, bu tarz operasyonların olumlu etkisini daha da arttırır.

-Türkiye istikrarı yakalamamış olsaydı zaten Fırat Kalkanı veya Zeytin Dalı gibi etkili terörle mücadele operasyonlarının başarılması ve hatta bu tarz operasyonlara başlanabilmesi bile mümkün olmayabilirdi.

http://www.haber7.com/guncel/haber/2605646-erken-secim-kararinda-dikkat-ceken-ayrinti

akses 04-20-2018 11:58

Erken seçim kararı yok yere, durduk yere alınmadı.

Son dönemlerde yaşananlara baktığımızda bunu çok daha iyi anlayabiliriz.

Demiştim ki: "28 Şubat'ta muhabirlik yapan ve 28 Şubat'ın yaşanmasına neden olan tüm gelişmeleri takip eden bir gazeteciyim. Bugün medyaya baktığımda, tıpkı o dönemde olduğu gibi yeni bir 28 Şubat fırtınası estirilmeye çalışıldığına şahit oluyorum.

Bazı köşe yazarları, Gezi'yi aratmayacak yeni bir ayaklanma için ellerine geçen tüm verileri olanca gücüyle kullanıyor. 'Kullandığımız verilerden hangisi toplumu sokağa döker, orasını bilemiyoruz ama hepsini denemekte yarar var' dercesine yazıyor bu kalem erbapları...

Bazı tarikat ve cemaatlerin bundan yıllar önce verdiği fetvaların ve yaptığı açıklamaların dün yaşanmış gibi yeniden ısıtılarak önümüze getirilmesi boşuna değil."

Evet, hiç de boşuna değildi yapılanlar...
Muhalefet partileri, Allah'ın her günü, "Bu iktidar öyle ya da böyle gidecek" diyordu.

Sonra...
Önemli konularda susup, eften püften meseleler üzerine konuşmayı seven eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ortaya çıktı.
"Hepimiz evimizin içini düzene koymamız gerekir. Bunu koymadığımız süre içerisinde, gün gelir ya insanlar ayaklanır veya dış müdahale kaçınılmaz hâle gelir" diyerek açık açık bir ayaklanmadan bahsetti.


Daha sonra...
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu bu kez sahne aldı, "Eğer siz baskıyı arttırırsanız hiç tereddüdünüz olmasın, bir kalkışma meydana gelir müsebbibi de siz olursunuz" sözleriyle hükûmeti tehdit etti.

CHP'liler deseniz, onlar böyle bir şey için zaten can atıyordu.
Meclis içinde kavgalar, Meclis önünde soyunmalar. Tırı vırı meseleler yüzünden Anayasa Mahkemesi'ne gitmeler. Ve son olarak "Diktatöre karşı sokaklarda oturma eylemi" yapmalar...

Selahattin Demirtaş'ı 17 kez ziyaret ederek, Demirtaş üzerinden HDP yanlılarını yeni eylem veya eylemlere hazırlama gayretleri...
Ve kanayan yaramız bürokrasi...

Devlet kurumlarında bilerek ve isteyerek gerçekleştirilen iş yavaşlatma eylemleri. Bazı bürokratların, 20 yıl önceki âdetlere geri dönüp, hizmetleri aksatma çabaları... Bazı hastanelerin eskiden olduğu gibi 3-5 ay sonrasına randevu vermesi vs...

Bunların yanı sıra...
Amerika'nın, YPG'nin yerine, yine YPG'lilerden oluşan ama adı "Arap Gücü" olan yeni bir silahlı örgüt kurma çabaları.

PKK'nın seçim dönemine girilirken ülkenin Doğu ve Güneydoğu'sunda gerçekleştirdiği çeşitle terör eylemleri...

Her biri ayrı bir ine saklanmış olan FETÖ farelerinin, tüm bu açıkları çok iyi kullanarak Türkiye hakkında kara kampanya yönetmeleri ve yeni bir fenalık için plan yapmaları...

OHAL ve KHK'lar üzerinden yapılan algı oyunları. KHK ile masumların mağdur edildiği yalanları, OHAL'in gereksiz yere uzatıldığı söylemleri..Ve ekonomi üzerine oynanan oyunlar.

Spekülatörlerin döviz üzerine oynadığı oyunlar, uluslararası kuruluşların büyüme oranlarını yok sayıp Türkiye'nin notunu düşürme girişimleri...

Bunlara bir son vermek, "Patlama noktası" arayanlara bir cevap vermek gerekiyordu. Verilecek en iyi cevap, erken seçime gitmekti.

MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli yukarıda saydığım tehlikeleri öngörüp, kaos peşinde koşanların oyunlarını bir kez daha bozdu. Belki de AK Parti ile ortaklaşa bir karar aldılar, orasını bilemiyorum.

Ama bildiğim şu:
Erken seçim iç piyasalara büyük bir güven verecek. İçimizde olup yanımızda olmayan hainlerin motivasyonunu yerle bir edecek. AK Parti iktidarından memnun olmayan dış dünyaya ise sağlam bir mesaj verecek.

Bu seçim pek çok yeniliği de beraberinde getirecek.
Mesela, artık milletvekillerine ayrı, Cumhurbaşkanı'na ayrı oy vereceğiz. Partiler bize istediği adayı dayatamayacak. Biz, istediğimiz partinin beğendiğimiz adayına oy vereceğiz. Beğenmediğimiz milletvekillerine de milletvekili adaylarına da “Güle güle” diyebileceğiz.

Bir başka yenilik...
Cumhurbaşkanı adayı olan kişi, milletvekilliği için aday olamayacak. Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı'na adaylığını koyar da kaybederse, elindeki milletvekilliğinden de olacak. Aday olmaz da kaybederse, yine gidecek.

Bu seçimde CHP delegeleri değil, halk oy verecek. Halkın oy verdiği yerde Kılıçdaroğlu'nun başarılı olma şansı milyonda bir bile değil. Bu kez CHP delegeleri bile onu istemeyecek.
Bakmayın siz "Kazanacağız" demesine...
Daha önce 14 partiyle birlikte ne kadar başarılı oldu ki şimdi başarılı olsun!

SÜLEYMAN ÖZIŞIK

akses 04-20-2018 12:08

Erken seçim kararı "Altın vuruş" olarak tarihe geçecek bir karar oldu.

Kredi derecelendirme kuruluşlarından tutun, ekonomik tetikçilerle, çakallarla saldıran, dolar üzerinden oyun oynamaya çalışan herkesi şu anda serseme döndürdü.

Bir yerlerinde şimşekler çakıyor, yıldızları sayıyorlar. İki gün önce "Rahip Brunson'u casus diye tutukladıysanız ben en önemli casusum" diye tweet atan Trump'a bile bu erken seçim kararı adeta "Kendine yeni bir meslek bul" cevabı oldu. Trump'ın komik mesajı, gündemin en alt dibine inip kayboldu gitti.


"Suriye'yi vurduk, Türklerle Rusları ayırdık" diyerek komplekslerini, küçüklüğünü ve zavallılığını dışa vuran Fransa Cumhurbaşkanı Macron bile sanırım Micron fareye dönmüştür.

Türkiye aleyhine raporlar yayınlayan ve kararlar alan Avrupa Parlamentosu, bu saldırılarıyla Türkiye'de dengeleri değiştireceğini zannederken, "Erken seçim" kararıyla feleğini şaşırdı.


Bu işte en sert yumruğu ABD'deki Yahudi lobileri yedi.

Aylardır düşünce kuruluşlarında toplantılar yapıyorlar. "2019'daki seçimlerde Erdoğan'ı nasıl, hangi planlarla indiririz" diye kafa patlatıyorlardı.

Hatta "CHP'nin başına yeni bir isim getirerek mi 2019 seçimlerine girelim yoksa CHP'yi bir başka parti ile birleştirerek yeni liderle mi seçime sokalım" diyerek sabahlara kadar ışıkları söndürmüyorlardı.

Şimdi oturup "Yeni alternatif lider adaylarını bu seçimde deneyebilirmiyiz? Bunu sağlayacak zamanv ar mı" diye kafa patlatacaklar.

Yetiştiremezlerse seçimden sonra Kemal Bey'i nasıl bir an önce indirir, yerine başkasını bindiririz diye ter torbalarını üç vardiya çalıştıracaklar.


Onlar da gafil avlandı. Hiç beklemiyorlardı. O yüzden ellerindeki tüm medyanın tamamında "Sürpriz erken seçim kararı" yorumu yaparak yedikleri yumruğun sersemletici etkisini saklayamıyorlar.

"Sonucu değil seçim tarihi sürpriz" başlıkları atarak "Erdoğan kazanacak" kabusuna giriyorlar.

ABD'nin en çok satan gazetesi Wall Street Journal "Erdoğan yeniden seçilirse çok geniş yetkilere sahip bir Cumhurbaşkanı olacak" diye yazarak içten içe ağlıyor.

Washington Post da bir konuda adeta ağıt yakıyor, "Erdoğan referandumda kabul edilenler çerçevesinde geniş yetkilere sahip olmaya hazırlanıyor. Başbakanlık lağvediliyor, parlamento zayıflatılıyor." diye yazıyor, başına bir tek "Maalesef" eklemeyerek çektiği kahrı örtülü olarak dışa vuruyor. İnsanın okudukça "Bre dangalaklar" diyesi geliyor.

Bizdeki yarı Başkanlık sistemi.
Onlarda ise Başkanlık sisteminin dik alası var. Sen kendi giydiğin elbiseye bak böyle salakça eleştirilerde bulunurken. Ancak dedik ya onlar da gol yedi. Ani erken seçim kararı onların da bir yerlerine fena battı.

Hayallerine adeta ot tıkadı. Kuyrukları fena acıyor. O yüzden kendi sistemlerine bakmadan aptalca buradan gelecek kadar zavallı duruma düşüyorlar.


Hele İngiliz Guardian gazetesi içindeki öfkeyi ağzından akan salyalara dönüştürecek kadar kendini açık ederek kuduz gibi saldırıyor. Bu gazete geçmiş seçimlerde "Eğer Erdoğan Pazar günü istediğini alırsa, durdurulamaz olacak. Eğer engellenemezse kin dolu gazabı tehlikeli bir şekilde serbest olmuş olacak." diye yazacak kadar manyaklaşmıştı.

Şimdi de köpekler gibi havlayarak Türkiye'ye saldırıyor, "Eyvah Erdoğan seçilecek ve Atatürk'ten daha güçlü olacak" diye yazarak saçını, başını, kıçını yoluyor.

Bir de utanmadan bunu manşetlerine taşıyor. Türkiye'deki seçimler İngiliz halkının ne kadar umurunda? Belki de hiç! Ancak dedik ya tetikçi çakalların binlerce km uzaktaki ülkemizde alınan seçim kararına saldırmaları, onların nasıl kazığa oturduğunun bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.


Hepsinin planları vardı, hayalleri, akıttıkları ter, harcadıkları paralar, kullandıkları maşaların mesaisi, Türkiye'yi ele geçirmek için yordukları beyinleri...

Hepsine "Şu an beyinsizsiniz" diyerek nasıl "BOŞ KAFALILAR" olduklarını alınlarına çaktık. O yüzden kudurmuşlar gibi Türkiye'deki erken seçim kararına çıldırıyorlar. İstiyorlar ki Türkiye'de kazan kaynasın, ortalık karışsın, gelip bu topraklarda istedikleri gibi oynasınlar. Bir atasözü der ki; "Kazan kaynamayan yerde maymun oynamaz" Türkiye kazanı boş kafalara geçirdi!

BEKİR HAZAR


All times are GMT +3. The time now is 20:06.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025