|
|
|
|
#1 |
|
Bu seçimin müflisi SP’dir.
Karşı tribünlerin morfinli alkışlarıyla kendinden geçen Temel Bey, köklü bir yapıyı, FETÖ orjinli şer operasyonuna peşkeş çekti. Karamollaoğlu’nun artık “Saadet, Milli Görüş, Erbakan” gibi mefhumları ağzına bile almaya hakkı yoktur. Temel Bey'in bundan sonra yapacağı en dürüst hareket Bekaroğlu ve Şener gibi CHP saflarına katılmaktır. ![]() NUH ALBAYRAK
|
|
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
|
|
#2 |
|
Hüseyin Gülerce @huseyingulercee
24 Haziran; 1. Erdoğan'ın zaferi, 2. Bahçeli'nin zaferi, 3. Cumhur İttifakı'nın ruhu yerli ve milli dirilişin zaferidir... 4. Erdoğan hazımsızlarının, hasetçilerin, medyadaki sinsi Beşinci Kol elemanlarının, alayının suratına inen demokrasi tokadıdır. |
|
|
|
|
|
|
#3 |
|
Birçok kamuoyu araştırma şirketi, 24 Haziran seçimlerinin belirleyicisi olarak “Kürtleri” gösteriyordu.
Peki, Kürtler ne mesaj verdi? Kürt seçmen Başkan Erdoğan’a “güven tazeledi” ve onu bir “sigorta” olarak gördü. HDP ile Demirtaş arasındaki makas ve HDP oylarının gerilemesi bunu açıkça ortaya koyuyor. Birçok analistin gözden kaçırdığı diğer bir gerçeklik de Başkan Erdoğan’ın hem Doğu’da hem de Güneydoğu’da bölge bazlı sonuçlarda 1. çıktığıdır. Başkan Erdoğan, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 52,30 ile 1. çıktı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde de yüzde 49,11 alarak 1. çıktı. Kürt seçmen, MHP-AK Parti ittifakını bir “tehdit” olarak algılamadı. Eğer bu ittifakı bir tehdit olarak algılasaydı kendi kabuğuna çekilir, buna karşı bir reaksiyon gösterirdi. Fakat sandıktan böyle bir sonuç çıkmadı. AK Parti’nin HDP’nin oy kaybına rağmen oyunu artıramamasının birçok sebebi var elbette. Bunların başında teşkilatların halka karşı takındığı tavırlardan duyulan rahatsızlık ve Milletvekili listelerine karşı gelişen tepkiden kaynaklanıyor. Eğer AK Parti Doğu ve Güneydoğu’da üzerine düşen görevleri tam olarak yapmış olsaydı bugün HDP yüzde 8’lerde olur ve baraj altı kalırdı. AK Parti’nin 65 milletvekili daha olurdu ve tek başına 350’nin üzerinde Milletvekili çıkarırdı. AK Parti, Doğu ve Güneydoğu’da gerek Kürt seçmene yönelik “söylem” bazında, gerek “aday profili” bazında ve gerekse “teşkilat” bazında kendisini tam olarak yansıtamadı. Biraz daha hassasiyet gösterip güçlü olabilseydi çukur siyasetinde kan kaybetmiş HDP’ye karşı ciddi üstünlük sağlayabilirdi. Tüm bunların yanı sıra AK Parti, “Suruç olayında” da iyi bir süreç yönetemedi ve yaşananlar bölgede dalga dalga yayıldı. AK Parti’nin şunları bilmesi gerekiyor. 1-AK Parti’nin Kürt seçmendeki potansiyeli bugün sandıktan çıkan sonuçlardan çok daha yüksek. 2-AK Parti Kürt seçmen nezdindeki potansiyelin “sadece yarısını” oya tahvil edebiliyor. 3-Kürtler Başkan Erdoğan’a güveniyor. Bu güven ve inanç ilk günkü gibi tertemiz duruyor ve bu Kürt ve Türk ittifakının gelecek yüzyıla perspektif açması ve birlikte yaşam adına çok değerli ve kıymetli. Bunun üzerinde durmakta ve ciddi bir projeksiyon açmakta büyük fayda var. HDP’nin ise şunları bilmesi gerekiyor. 1-Kürtler, kan, gözyaşı, ölüm, çukur, barikat istemiyor. 2-Kürtler, barış, refah ve huzur istiyor. 3-Kürtler, “ben senin mecliste olmanı istiyorum ama şiddetle arana mesafe koy” diyor. “Sana verdiğim krediyi şiddet alanında değil, huzur ve refah alanında kullan, yoksa seni 7 Haziran-1 Kasım arasında yaptığım gibi cezalandırırım” diyor. BAYRAM ZİLAN Konu akses tarafından (06-27-2018 Saat 11:08 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
|
|
|
|
#4 |
|
Adına millet ittifakı dediler ama aslında bir araya getirdikleri kindi, nefretti, öfkeydi, tahammülsüzlüktü.
CHP’nin adayı farklı kesimlere göz kırpan bir popülizmle hareket etse de ittifak özünde ‘rövanşist’ bir karakter taşıyordu. Bu ittifak FETÖ’nün nefretinin taşıyıcısıydı, PKK’nın ve sol örgütlerin öfkesinin buluşma yeriydi. Seçimin son günlerinde içlerindeki kin ve nefreti o kadar açık ettiler, karşılarındaki insanları o kadar aşağıladılar, lisan-ı halleriyle o kadar tehdit ettiler ki, AK Parti kitlesi büyük bir tehlike algısına kapıldı. 3 milyonluk, 2 milyonluk diye lanse ettikleri mitingler sanal bir dünyaya hapsolmalarına, kendi yalanlarıyla kendi akıllarının tutulmasına sebep oldu. Salih Tuna’ın deyimiyle ‘totolojik evren’e kendilerini hapsettiler. Öteki olarak gördükleri büyük halk kitlesine tattırdıkları his, onlara kesin olarak yaşam hakkı tanımayacakları, büyük bir gözü dönmüşlükle hareket edecekleriydi. Laikçi ulusalcıların, FETÖ’cülerin, PKK’lıların, Erdoğan karşıtı kim varsa her türlü örgütün ve yapının kendi totolojik evrenlerinde yaşadıkları nefret patlamaları Türkiye’nin makul çoğunluğuna çarpıp etkisiz hale geldi. AK Parti’den hazzetmeyen kimi Saadet Partililerin de nefret paydasında bu ittifakta bir araya gelmesi çok talihsizdi. CHP içinde o kadar azgın, o kadar yobaz, o kadar tahammülsüz bir kesim vardı ki, seçime doğru yolda gördükleri başörtülülere, sakallılara, cami cemaatine bile kırmızı görmüş boğa gibi bakıyorlar, her türlü tacizde bulunuyorlardı. CHP’nin totolojik evrende ürettiği bu faşist tavırlar muhafazakâr kitleyi alarma etti. Daha iktidar olmadan iktidar olduk hissiyle takındıkları tavırlar o kadar kışkırtıcıydı ki, AK Parti seçmeni meselenin ciddiyetini gayet iyi anladı. CHP’li olan ama FETÖ’cülerin ve PKK’lıların da öfkesini üstlenerek dolduruşa gelen kimilerinin yanındaki Saadet Partili hacı amcaya oyu sebebiyle tahammül edip, sokakta gördüğü hacı amcalara kinlerini yansıtması insanların uyanmasına sebep oldu. CHP’nin başını çektiği ittifakın Türkiye’yi ileriye doğru değil geriye doğru götürme amacı taşıdığı daha iyi görüldü. O geri nokta, FETÖ’nün arzu ettiği, PKK’nın temenni ettiği, 28 Şubatçıların ve her türlü vesayet odağının iple çektiği bir noktaydı. Türkiye karanlık tünele bir daha girmeyeceğini, şer cephesinin oyunlarına gelmeyeceğini çok açık bir şekilde ortaya koydu. Erdoğan’a uzlaşmacı olması telkininde bulunanların ne kadar tahammülsüz ve yobaz bir hale savrulabileceği görüldü. Oysa empati yapan, balkon konuşması yapan, elini uzatan, temiz sayfa açan hep Erdoğan’dı. Hiç empati yapmayan, özeleştiri ve sorgulamadan uzak duran, farklı kesimleri anlamaya çalışmayan ise CHP tabanındaki bu azgın azınlıktı. Bırakın iktidara gelmeyi biraz oyu artınca gözü dönen bir zihniyetin varlığı bir kez daha ortaya çıktı. Bir yanda kazanan rakibini tebrik etme erdemini bile gösteremeyen bir CHP Genel Başkanı var. Diğer yanda büyük bir zafer kazandığı halde ‘biz kardeşiz, birlikte Türkiyeyiz, haydi kucaklaşalım, yeni sayfa açalım’ diyen bir AK Parti Genel Başkanı var. Bu yüzden nefreti büyütenler hep kaybedecek, sevgiyi kuşananlar hep kazanacaktır inşallah… Allah milletimizi makulden, hoşgörü ve sevgiden ayırmasın. Hamdolsun nefret ittifakı kaybetti, MİLLETİN ADAMI kazandı. YALÇIN AKDOĞAN |
|
|
|
|
|
|
#5 |
|
Seçimlerin sonucunda oluşan tabloya göre seçmen, demokrasi mesajı verdi. Çünkü seçimlerin sonuçlarına göre AK Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan eliyle sadece yürütme iktidarını elde etti ama yasama iktidarını elde edemedi. Mevcut tablo değişmeyip AK Parti, TBMM'de salt çoğunluğa ulaşamadığı müddetçe önümüzdeki dönemde TBMM'de zımni bir AK Parti - MHP koalisyonu beklemeliyiz.
Konu Cihannur tarafından (06-27-2018 Saat 20:48 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
|
|
|
|
#6 |
|
Hele bir TBMM Başkanlık seçimi olsun, değerlendirmeleri ona göre yaparız. Önemli olan 30 Mart 2019 Yerel seçimleri sonrası bu ittifakın TBMM'de devam edebilip edemeyeceği.
Konu ak61 tarafından (06-28-2018 Saat 10:24 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
|
|
|
|
#7 |
|
İttifak devam etmeli. Ak Parti nerede güçlüyse MHP orada destek olsun. MHP nin güçlü olduğu yerlerde Ak Parti destek olarak Belediye başkanları seçilsin. Hırsa gerek yok. HDP nin önü kesilsin.
|
|
|
|
|
|
|
#8 |
|
Milyonlarca CHP'li, bonzai, esrar içip HDP'ye oy verdi
DOĞU PERİNÇEK ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
|
|
|
|
|
#9 |
|
emin pazarcı @eminpazarci ·
HDP bu seçim sonuçlarının ardından Kürtler üzerinden istismar politikasını sürdüremez. Güneydoğu'da pek çok bölgede oyları azaldı. HDP'ye İstanbul başta olmak üzere batı illerinden gelen oylar barajı atlattı. Kürt seçmenin uzaklaştığı HDP için CHP ve marjinal sol can simidi oldu! |
|
|
|
|
|
|
#10 | |
|
Alıntı:
http://cilekagaci.com/2018/06/30/haz...-oy-gecisleri/ (KONDA) Aslında tabanlar arasında çok ciddi geçişler olduğu bir seçim nerdeyse herkes herkesten oy aldı bu seçimlerde. Iğdır'da Mhp'ye atılan oylarda İnce'nin Erdoğan'dan yüksek çıkması. Bazı Batı illerinde Hdp'nin 7 Haziran düzeyinin üstünde oy alması. Ak Parti'nin ve Mhp'nin Güneydoğuda ciddi oy artırmış olması. vs vs vs... 1 Kasım'da AK Parti'ye veren ama 7 Haziran'da Hdp'ye oy veren Referandum'da Hayır veren Batı illerinde yaşıyan Kürt Seçmenin bir bölümü Hdp'ye attı. 49.9 da 42.5'a düşmenin bir nedeni de bu. Tabi burda büyük bir bölüm Mhp'ye kayan oylardır. Yani Güneydoğu'da Hdp'den Ak Parti'ye %3-10 arası, Ak Parti'den Mhp'ye %1-2 oy kayması varken, Batı'dan Ak Parti'den Hdp'ye %3-4 ve %5-6 Mhp'ye oy kayması oldu ( 1 Kasım Sonuçlarına göre) Yeni Seçmenden de Ak Parti, Hdp ve İyi Parti ciddi oy aldı diyebiliriz. Chp ve Mhp kısmen daha düşük oranda oy aldılar. |
||
|
|
|
![]() |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|