Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Şehitlerimiz Şehiterimiz ile ilgili konuları burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 12-07-2017, 08:27   #1
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak hürriyet.com.tr
Gülefer Yazıcıoğlu: "Kardeşim demekle olmuyor

Başbakanlık Teftiş Kurulu geçen 5 yıl boyunca helikopter olayıyla ilgili rapor hazırlmadı Bu 5 yıllık süreci geçiştirdiler. özel yetkili mahkemeleri Ama bilsinlerki herkesin bir hesabı varsa rabbimin de var. İlahi adalet tecelli edecektir. kaçış yoktur. susuyoruz, özellikle basın önüne çıkmamaya gayret gösteriyorum.öfkeliyim, kızgınım, kırgınım. yaralarımıza merhem bulamıyoruz. Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanlığı ve bazı kurumları uyardığını söylüyor. ne oldu? Ne yaptılar? sonuca bakarım, sonucu görmek isterim. Adalet gecikiyorsa, adalet değildir. Geç gelen adaleti kabul etmiyorum. Başbakanın konutuna böcek konulunca Teftiş Kurulu hemen rapor hazırladı. 5 koca yıl geçti, Ve hala Başbakanlık Teftiş Kurulu rapor hazırlayacak. Ne kadar acıdır Demek yalnızca vatandaş olmak, vatandaşlarla bir arada yaşamak adaleti geciktiriyormuş. ."
Buradan ülkeyi yönetenlere sesleniyorum; Kardeşim demekle kardeş olunmuyor. Seçimde hatırlanan kardeşliği asla kabul etmiyorum. Muhsin Yazıcıoğlu’nun size yaptığı kardeşliğin aynısını bekliyorum. Sizler Muhsin Yazıcıoğlu’nun kardeşliğini benden iyi biliyorsunuz. dile getiriyorsunuz Muhsin Yazıcıoğlu’nun yaptığı din kardeşliğinin aynısını yapın ve katillerini bir an önce bizlere teslim edin lütfen."

 

murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 12-07-2017, 08:28   #2
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak internethaber.com
Anne Yazıcıoğlu Türkiye'yi ağlattı

Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatından yıllar geçti Anne Yazıcıoğlu'nun acısı hiç dinmedi.
Türk siyasi tarihinin son kırk yılında etkin ve seveni çok olan, BBP Kurucusu Muhsin Yazıcıoğlu, beş arkadaşıyla 25 Mart 2009 da Keş Dağı'na düşen helikopterde hayatını kaybetti.*Onun ölümü, şüpheli ve acı ölümü akıllara kazındı. acı ölüm herkesi üzdü.annesi Fidan Yazıcıoğlu'nun yaşadığı acının tarifi yok. Evladının üşüyerek ölüme gittiği anlar, anne yüreğinde hiç kapanmayacak bir yara bıraktı.
Fidan Yazıcıoğlunun, tek arzusu Öldüğünde oğluna kavuşmak..."Sivas'ta yaşayan 95 yaşındaki çınar inancıyla oğlunun acısına dayanabilmiş Evlatlarımın en küçüğü Muhsin'di.Evimize gelirdi, gider Ankara'da okurdu. Okumaya çok meraklıydı. Ankara'da ev tuttu, Ankara'da evlendirdik.
Şimdi eşi Bir kızı bir oğlu var. Mazlumdu, Dediğimden çıkmazdı Allah vardığı yerde utandırmasın. Bizi de götürdü Ankara'ya Ne bilsin kaza olacağını. Birden bire düştü öldü. Beş tane de adam yanında. Bir de kendi altı.

HAKKINI HELAL ET DERDİ ÖLMEDEN ÖNCE Yer göğe karıştı. Evlat acısı. Çok zor Hakkını helal et derdi. helal olsun derdim. Geçer giderdi. Şimdi temelli gitti.Yumuşak yüzlüydü. boynuma sarılırdı. Ana gidiyorum hakkını helal et derdi. Çok severdik Allah elimizden aldı.Evine hiç gitmiyorum ki. kötü oluyorum. Aklıma düşüyor. da ne edeceğim. Allah'tan gelene. Gücüm yetmez.Okuyuorum, üflüyorum, tövbe ediyorum. Hiç rüyama girmiyor. Görmüyorum.Çok yumuşak yüzlüydü, herkese yardım ederdi Her yere götürürdü beni yorulmasını istemezdim.Mekanın cennet olsun. Allah beni de yanına alsın diye Beni yanına gömün diyorum Allah ahirette buluşturur bizi.

YAZICIOĞLU ANILIYOR
Bbp Erzurum İl Başkanı Yener Gözütok, kurucu Genel Başkanı Yazıcıoğlu'nu, ölüm senesinde hasretle, rahmetle, şükranla, minnetle andığını belirtti.Yazıcıoğlu'nun, millet, vatan sevdalısı, Allah dostu olan bir dava adamı olduğunu kaydetti.
25 Mart da milletin ülkücülerin devlete uzanan eli, bilinmez mihraklar tarafından kar altında bırakıldı hukuk içerisinde kalarak ideallerimizi kar altında bırakan, arama kurtarmada ihmali olan, suikastta Parmağı olan herkesten hesap sormak boynumuzun borcudur''*ifadelerini kullandı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-07-2017, 08:28   #3
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ensonhaber.com
Adnan Menderes'in idamı kara gün 17 Eylül

Siyasi iradenin temsilcisi, ülkenin başbakanı Adnan Menderes, darbeci askerler tarafından küçük düşürülmüş, işkence görmüş ve idam edilmişti
17 eylül Türkiye'nin tarihine kara leke olarak yazılan gün Başbakan Menderes'in idam günü
yüzde 48 oy olarak 424 milletvekiliyle CHP'yi 3'e katlayan Menderes, halkın ezici çoğunluğuyla Başbakan oldu siyasi tercihlerini hiçe sayan, küstah darbeciler yönetime el koymuş ve Başbakan Menderesi uydurma bir mahkemeyle yargılayarak idam etmişlerdir Menderes idam edildikten sonra, evinin kapısına iki kağıt asıldı Menderes'in neden asıldığı açıklanırken, ve cellada ödenen para Aileden istemişti.Menderes ve DP, 2 Mayıs 1954 de büyük bir zafer yüzde 57,6'sını alarak iktidarını tek başına aldı Türkiye tarihindeki en yüksek orandı ve bir daha bu orana ulaşılamadı.

1955'ten sonraki ekonomik daralma ve siyasi kamplaşma 27 Mayıs askeri darbesini alt oluşturdu. 27 Mayıs 1960 sabahı Kurmay Albay Türkeş TSK olarak yönetime el koyduklarını belirtti ve askeri darbenin sebeplerini halka duyurdu. Menderes 27 Mayıs 1960 günü Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara'ya götürüldü. DP üyeleri Yassıada'da hapsedildi. Cemal Gürsel ve Milli Birlik Komitesi ülke yönetimini devraldı. Menderes DP üyeleri Yassıada'da yargılandı
9 Temmuz 1961 de yeni anayasa yürürlüğe girdi.
27 Mayısın cuntacı mahkemesinde 13 davadan yargılanan Menderes,suçlu bulundu. Mahkeme, 9 ay 27 gün süren yargılama sürecinde Menderes ve 14 kişinin idamına, 31 kişinin ömür boyu hapse mahkum etti 418 sanığa ise 6 ay ile 20 yıl hapis cezaları veya beraat kararı verildi. Cemal Gürsel Celâl Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar'ın cezası yaş haddinden ömür boyu hapse çevrildi. Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, 16 Eylül 1961 de idam edildi.

Menderes i17 Eylül 1961'de sağlık muayenesinden sağlam" raporu alınmasının ardından, İmralı Adası'na götürüldü İdam kararı okundu. Menderes’in dilinden “Allah milletimize zeval vermesin” cümlesi döküldü. beyaz gömlek giydirildi.Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum..."diyen Menderes, saat 13.21'de İmralı Adası'nda idam edildi.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-07-2017, 08:29   #4
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak dünyabülteni.net
Yassıada'dan İmralı'ya son yolculuk

Menderes, bir hücumbotla imralıya götürüldü. Bir gün önce Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan burada idam edilmişti. Menderes Artık son yolculuğuna çıkıyordu.Türkiye 27 Mayıs 1960 da cumhuriyetin ilk askeri darbesine tanıklık etti. cunta 10 yıllık Demokrat iktidarına son vererek Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Menderes ve altı yüze yakın Demokrat Partiliyi tutukladı Cunta Yüksek Adalet Divanı adını verdikleri cunta mahkemesinde anayasayı ihlal suçuyla yargıladı
Yassıada’da sanıklar baskı, hakaret, şiddetle karşılaştı.Milli Eğitim Bakanı Demokrat Rıfkı Salim Burçak adaya çıktığı günü şöyle anlatıyordu:*Yassıada'ya çıkışta, saldırıya uğramadık. Bazı arkadaşların vapurdan çıkarken dövüldüğünü işittim. Yarbay sopa ile Meclis Başkanı'nın böğrüne hırsla dürttü, onu hakaretlerle sıraya soktuğunu ıstırapla gördüm. Marmara'nın ayazında zangır zangır titriyorduk.

Hakarete, baskıya dayanamayan 6 kişi mahkeme sürecinde hayatını kaybetti. İntihar teşebbüsünde bulunuldu Tutuklular sayısız mesnetsiz suçlamalarla karşı karşıyaydı savunmalarına fırsat verilmiyordu. Sizleri buraya tıkan irade böyle istiyor"*diyerek karşılık veriyordu. Hakaretlere dayanamayarak isyan edenlerden biri Tevfik İleri’ydi. Burada başımıza oynanıyor. Oynansın, helal olsun, peşinde değiliz. şeref ve namusumuzla oynanmasın.’*diyordu.Yassıada’da Mahkeme Cumhurbaşkanı Celal Bayar,Başbakan Menderes, Dışişleri Bakanı Rüştü Zorlu,Maliye Bakanı Polatkan, TBMM başkanı Refik Koraltan olmak üzere 15 sanık hakkında idam verdi.

Adnan Menderes idam günü hastalığı dolayısıyla duruşmaya katılamadı 17 Eylül sabahı profesör ada komutanı Menderes’i son kez muayene etti. Menderes,*“Hastayım,Milletim beni bu halde görmesin diyerek fotoğraf çekilmek istemedi Menderes’in odasında insanlık dışı olaylar yaşanıyordu. asacakları insana işkence yapmayı insanlığa sığdırabiliyorlardı komutan işkencenin Efendim sizi hastaneye götüreceğiz” diyecekti. Hastaneden kasıt idam sehpasıydı.Menderes, hücumbotla İmralı adasına götürüldü. Bir gün önce Zorlu ve Polatkan burada idam edilmişti. Menderes her şeyi anlamıştı. Artık son yolculuğuna çıkıyordu.Menderes İmralı adasındaydı iki askerin kolları arasında yürümeye başladı. İdam kararı okundu. Allah milletimize zeval vermesin dedi beyaz gömlek giydirildi.son sözleri ise şunlar oldu:*"Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum..."
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-07-2017, 08:29   #5
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak milliyet.com.tr
Ersever infaz edildi

JİTEM’in önemli isimlerinden Binbaşı Cem Ersever’in infazı 17 yıldır aydınlatılamadı Ersever’in ölümü basında ‘’Çok şey bilen adam elleri arkadan bağlı ve başına iki kurşunla öldürüldü’’ şeklinde yer aldı Ancak yeni fotğraflarda Ersever’in elleri önden değil arkadan bağlı ve kafasının arkasından giren kurşunların yüzünden çıktığı görülüyor.Türkiye’de 1993’te faili meçhul cinayetler ve suikastler yılıydı Kürt sorununa çözüm arayan Cumhurbaşkanı Özal ve Jandarma Komutanı Eşref Bitlis’in şüpheli ölümleri adı JİTEM’le anılan ve açıklamalarıyla olay yaşatan emekli Binbaşı Ersever’in öldürülmesi büyük yankı buldu.Emekli Binbaşı Ersever in 17 yıl dır aydınlatılamayan infazında olay yeri fotoğrafları ortaya çıktı. JİTEM’den ayrıldıktan sonra PKK ve JİTEM’i açıklamak için mahkemeye giderken kaçırılan Ersever’in, 4 Kasım 1993’te Elmadağda cesedi bulunmuştu. Ersever’in Eller önden bağlı, başında çuval vardı başına çuval geçirildikten sonra vurulmuştu Ersever’in cesedi ihbar telefonu üzerine bulundu çevre karanlıktı Ersever kireç üzerinde yatıyordu Hep gündemde kalmayı başardı

Ersever Güneydoğuda kaçakçılarla ilişkileri yüzünden soruşturma geçirdi ceza almadı.Ersever adı ilk kez Jandarma Komutanı Eşref Bitlis’in şehit edilmesinden sonra binbaşılıktan 30 arkadaşıyla istifa etmesiyle duyuldu İstifasında “Güneydoğu’da yetkili organlarca oluşturulan bir çete hadiselerin Türk Milleti tarafından görülmesini engellemektedir” diyordu.Ahmet Aydın takma adıyla “Üçgendeki Tezgah” ve “APO-PKK-Kürtler” kitaplarını yazan Ersever Mahmut Yıldırım ve bazı faili meçhuller ile ilgili bilgileriyle gündeme oturdu
JİTEM Yeşil ve faili meçhullerle ilgili konuştuğu iddia edildi. Ersever, Alparslan Ertuğ’dan kendisine birşey olursa Hanefi Avcı’ya haber vermesini” istiyordu.mahkemeye ifade vermek için 24 Ekim 1993’te Ankara’ya giden Ersever’in cesedi 4 Kasım 1993’de Elmadağ’da bulunmuştu.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-07-2017, 08:30   #6
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak t24.com.tr
'JİTEM'in kurucusu Cem Ersever'i Yeşil öldürdü'
Hanefi Avcı, JİTEM’in yapısı, Cem Erseveri anlattı.

Cem gözü kara biriydi 1984 de tayinim Diyarbakır’a çıktı.Cem yüzbaşı tüm bölgeyi dolaşan, her şeyi kontrol eden gözü kara Kabına sığmayan sürekli koşturan biriydi. JİTEM’in kurulmasında Cem kurucular arasındaydı Her yol mübah’ derdi Cem, JİTEM Grup Komutanı olarak atandı illegal örgüt mensuplarını yakaladıklarını, sorguladıklarını onların silah ve malzemelerini aldıklarını söyledi Sorgulanan insanların akıbetleri belli değildi sonuç tahmin edilebiliyordu. Cem, PKK mücadelesinde kanun dışı her türlü yöntemin kullanılması gerektiğini, normal yöntemlerle işin başarılamayacağını anlatmaya çalışıyordu...

Cem, “Ben burama kadar bu işe battım, bana anlatma. Bu işte var mısın dedi. HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın evinden kaçırılmıştı. Soruşturmanın başına Emniyet Müdür Yardımcısı olan Hüseyin Kocadağ getirilmişti.
Vedat Aydın, Diyarbakır’dan 80 km. uzaklıkta kalaşnikofla öldürülmüştü Asayiş Kolordu Kurmay Başkanı ile görüşmek için Cem, “Darda kalırsam ben de Güneydoğu’da şu, şu, şu olaylar oldu, diyerek tehdit ediyordu...Cem binbaşı son dönemde teşkilatıyla çatışma içindeydi.
Komutanlar rahatsızdı

Jandarma yetkilileri, Cem’in Soner Yalçın’a infaz olayları ve kanunsuzluklar hakkknda bilgi vermesinden rahatsızdı. Cem Bingöl ve Tuncelide Yeşil’in karıştığı olayları anlatıyordu. Cem’i ortadan kaldırmayı düşünüyorlardı.Cem’i öldürmek için plan yapılmıştı JİTEM’de Cem’i ortadan kaldırmanın yolları aranırken, evine pusu kuruyorlar. Cem gelince yakalıyorlar.Ankara Emniyeti Cem’in kaybolmasıyla ilgili olarak Emniyete bizim elemanımızdır dokunmayın diye baskı yapıyorlar... eve baskın yapılmış olsa Cem kurtarılabilirdi, ama maalesef yapılmadı O tarihte JİTEM’i ve Yeşil’i bilen Emniyet görevlileri, Genel Komutanlığa gittiklerinde Yeşil ile karşılaşıyorlar. Yeşil elindeki Smith Wessonu göstererek, “Bununla ateş ettim, gerekirse size de ateş ederim” diyecek kadar rahatlıkla cinayeti kabul ediyordu. olaya şahit olanların hepsi gördüklerini inkar edecekdir.

‘Efsane Binbaşı’ JİTEM’in kurucusu Jandarma Binbaşı Ersever, 80 ve 90’larda PKK ile ilgili istihbaratı yönetmişti. Orgeneral Eşref Bitlis‘in ölümünden sonra, binbaşı rütbesindeyken, 17 Mart 1993’de 30 arkadaşı ile istifa etmiş, bir şey olursa Hanefi Avcı‘ya haber verilmesini istemişti. Ersever, Aydınlık gazetesine anlattıklarıyla ifade vermek için 24 Ekim 1993’te Ankara’ya gitti kendisinden haber alınamadı. 1 Kasım’da Ankara Çamlıdere’de sevgilisi Neval Boz’un, 2 Kasım’da Ankara Polatlı’da itirafçı Murat Demir’in ve 4 Kasım 1993’de Ankara Elmadağ’da Ahmet Cem Ersever’in cesetleri jandarma tarafından bulundu. Birbirlerini tanıyan üç kişiyi kimlerin öldürdüğü bir sır kaldı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-07-2017, 08:30   #7
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ntv.com.tr
Eşref Bitlis'ten Özal'a son mektup

Orgeneral Bitlis, ölümünden 7 ay önce Cumhurbaşkanı Özal'a yazdığı PKK ile işbirliği içerisindeki isimleri veriyor ve Kürt sorununa çözüm sunuyordu Bitlis mektubunda "Sayın Cumhurbaşkanım, Zatı Aliniz olaya dahil olmalı, aksi takdirde bölgede risk ve tehditlerle karşılaşabiliriz" diyordu Bitlis, Çekiç Güç'teki komutanların PKK'ya yardım ettiğini ayrıntıları ile açıklıyor. ABD'li bazı komutanlarla, PKK kadrosunun yaptığı toplantılar ayrıntısıyla veriliyordu Eşref Bitlis, mektubunda devlet içinde terörden rant sağlayanların isimlerini veriyor. Güneydoğu'daki işadamlarının güvenlik güçlerinin desteğiyle bölgede PKK ya kaçakçılık yaptığını belirtiyordu Kürt Sorunu Çözüm önerilerinden bahsediliyor. "Kod Adı: Kale" planında terör belasının defedilmesi gerektiğini Kürt halkına ılımlı adımların atılmasını vurguluyor Bölge halkının kazanılması zaruridir. Halk yanlış yönetim ile terör arasında sıkışmıştır. tespitinde bulunuyordu

Kürt sorunu için Özal, Org. Bitlisten çalışma yapmasını istiyor Özal, Bitlis'le yaptığı görüşmeleri devletin zirvesinde tartışmaya açıyor. Başbakan Demirel ve Genelkurmay Doğan Güreş Özal, Bitlis'in tavsiyesiyle Kod Adı: Kale" planında terörle mücadelenin yasalar çerçevesinde yürütüleceği" halkın yaşam seviyesinin yükseltilmesi için" çalışmalar yapılacağı vurgulanıyor.
EŞREF BİTLİS 1933 Malatya doğumlu Kara Harp Okulu'ndan teğmen rütbesiyle mezun oldu. 1966'da Kara Harp Akademisi'ni 1969'da Silahlı Kuvvetleri 1973'te Alman Harp Akademisi'ni bitirdi. Kara Harp Akademisi'nde başöğretmenlik yaptı. 1978'de tuğgeneral oldu ve Bolu Komando Tugay Komutanlığı'na getirildi. 1982'de tümgeneral ve Kıbrıs 28. Tümen Komutanı oldu. 1986'da korgeneral 1988'de Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı 1990'da orgeneral rütbesi aldı ve 20 Ağustos 1990'da Jandarma Genel Komutanlığı'na atandı. 17 Şubat 1993'te uçağının düşmesiyle Ankara'da öldü.*

Org. Bitlis'in Kürt çözüm planı devlette rahatsızlığa neden oldu. TSK da Org. Bitlis'e sert eleştiriler yapıldı rahatsızlığın bir başka boyutunu Bitlis'in Cumhurbaşkanı Özal ile temasa geçmesi oluşturuyordu. Bitlis dış güçler tarafından takibe alındı. Bitlis'i Erbil'e götüren helikopter taciz ateşi ile karşılaştı. 1992'de Bitlis, bütün ağırlığını Kürt sorununa verdi. yakın kurmaylarıyla ekip oluşturdu. uçak kazası oldu. uçağın buzlanmadan düştüğü belirtildi, kaza raporu kimseyi tatmin etmedi.eşref bitlis şehit edildi
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı