Ahmet Hulusi dar algı ve İslam konusunda insanların kısır algılarına karşı yer yer anlaşılabilir ve güzel bile dahi bulunabilecek tahliller yaparken ''Şeriat'', ''Devlet'', konularında ise hezeyanlarla dolu sözler edebilmektedir... Bazı gerçekleri tespitte hak verirken bazı konularda Hükümleri yanlış anladığını zannediyorum...!

Naçizane kanaatime göre Ahmet Hulusi ''Şeriat'' ve asıldaki ''Hakikat'' kavramlarında çelişki yaşıyor zannediyorum...

Şeriat'ın yerine Hakikat algısının Yaşama sokulması gerektiğini söylemekte görmekteyim...

Naçizane buna katılmıyorum... Şeriat Müslümanların Düzenleri için Yaşamlarında indirilen Hükümlerdir... Bu itibarla şöyle diyorum ;

Şeriat yaşama Hakikat takvaya gerekir...!

Devlet kavramına da bir kaç kelam ediyim ;

Devlet her hangi bir Hükümler biçiminin sistemleştirilmiş halidir...!

İslam Devleti yahutta Şeriat devleti demek Allah ve Resulunun Hükümlerini içeren ''Aracı'' ''uygulayan'' ve ''sistemleştiren'' demektir...!

Küçük bir örnek ile açıklayalım ;

Peygamberimizin Tuvalet ihtiyacından sonra 40 adım yürüyün sonra abdest alınız Hükümüne Osmanlının sistemli bir şekilde Camilerin 40 adıma tekabül edecek şekilde yaptırdığı tuvaletlerin yapımı gibidir !!!

Daha dikkatli bakmanızı istirham ederim...

Akıl sahibi için bir şey diyemem lakin İslami İlim sahipleri Şeriat ve Devlet kavramlarına haiz hezeyanlarına naçizane şahsım gibi hak verecektir zannediyorum...