Seyyid Nasrallah'tan İslam Ümmetine Büyük Vaad
Seyyid Hasan Nasrullah ve Hizbullah’ın diğer merkez komite üyeleri sizce hangi özellikleriyle temayüz ediyorlar?
Davaya çok bağlı, çok iyi insanlar idiler. Şeyh Rağıp Harp –direnişin Şeyhi- kendisini tamamen direnişe vakfetmişti ve İmam Humeyni’nin düşüncelerini tebliğ etmekle meşguldü. Seyyid Abbas Musevi şerif, temiz, cesur ve çok seçkin bir insandı.
Seyyid Nasrullah’ın özelliklerinden biri de medresedeki başlangıç düzeyi derslerini Seyyid Abbas Musevi’den almış olmasıydı. Abbas Musevi iki devre Hizbullah’ın genel sekreterliğini yürütmüştü. Seyyid Nasrullah’ın imtiyazlarından biri Hizbullah’ın en alt basamaklarında olgunlaşarak yukarılara çıkmış olmasıdır. Seyyid Abbas Musevi ve Şeyh Suphi Tufeyli ta en başta Hizbullah’ın önderlik şurasına dahil olduklarında ne meydan görmüşler ne de askeri bir operasyona katılımları olmuştu. Fakat Seyyid Nasrullah Hizbullah’a daha ilk giriş aşamasında direniş meydanına atıldı ve bir savaşçı olarak İsrailliler ve onların Lübnan’daki çok uluslu uşaklarıyla savaşmaya başladı fiili olarak. O daha 1982 yılında savaşımını başlatmış oldu ve yeteneğini ve kapasitesini gösterdiğinde de merkez şurası sorumlulukları ona yükledi. 1982 yılının sonunda savaş alanındaki yetenekleri ve düşünsel istikameti göz önüne alınarak Beyrut’un askeri komutası kendisine bırakıldı. Bunun sonrasında da Seyyid Hasan güçlü bir komutana dönüştü ve İsrail’i önce Batı Beyrut’tan, sonra da şehrin tümünden atarak Sayda’ya kadar geri çekilip bu kentte mevzilenmek zorunda bıraktı. Bu Seyyid Nasrullah’ın yetenek ve üstünlüğünü göstermektedir. O bu basamaklara çıkmaya ilk basamaktan başlamış, kendisini mücadele ve savaş meydanlarında ispat etmiş ve bunun sonucunda da Hizbullah liderlik kadrosu tarafından kendisine çok daha ağır sorumluluklar yüklenmiş ve gün gelmiş Beyrut ve Güney Lübnan bölgesinin askeri komutanlığına atanmıştır. Seyyid Nasrullah’ın bu bölgeye atanmasının üzerinden 2-3 yıl geçmeden ise Lübnan’daki çok uluslu güçler geri çekilmeye başladılar. Amerikan, Fransız ve İtalyan güçleri ülkeyi terk ettiler. Bu güçlerin firarından bir süre sonra da Siyonistler işgal edilmiş Filistin topraklarının yakınına dek geri çekildiler.
|