05-04-2012, 16:27
|
#10
|
|
Alıntı:
BeldeiTAYYIBe Nickli Üyeden Alıntı
Sizinde ifade ettiginiz gibi bunu bir metod olarak kabul edelim...lakin benim anlamadigim Edna kardesim, bu metodun bir dokunulmazligi veya sahislarin yaptigi hatalarin elestirilemezligimi var?
Hadi biz burdakiler cahiliz....
Ciddi anlamda ilim erbabinin tenkitleri mevcut...
Elestiri derken, ancak iyi niyetli ve yapicilik namina yapilmissa bir anlam kazanir elbet...bu minvalden alimlerin elestirilerini dikkate almak yerine, sizi tenzih ederim, hatali olan noktalari körü körüne savunmak ne derece dogru bir sonuca ulastirabilirki bizi...
Yasadigim ülke ve ortam olarak yillar yili gayrimüslimlerle diyalogun icindeyim. Diyaloga karsi olmak benim tabiatima aykiridir...fakat önceki yazilarimdada paylasmistim, diyalog nedir ve bizler diyalogdan ne anliyoruz ...ve kirmizi cizgilerimizi muhafaza noktasinda ne kadar hassasiz?
|
Abim yazınız bana ithafen değil ama hoşuma gitti af buyurursanız bir kaç kelam yazacağım.
Elbette yanlışlar vardır zira bunlar insan ve ennihayetinde ismet sıfatına mazhar değiller.Nitekim hataları olacaktır.Bizim kendi içimizde görüp eleştirdğimiz noktalar yok mu var her daimde olacaktır.
Eleştirilmelidir asla eleştirilmemelidir demiyoruz.Ama fizik kuralıdır her etki kendi nispetinde tepki doğurur.
Eleştiren kardeşlerimiz müspet bir şekilde değil toptan bir cemiiyeti itham ve zan altında bırakan hakaretler böyle olmadığı zamanlarda bu sefer tamamen cemiiyeti saf afedersiniz mal zannederek yaklaşımlar gerçekleşiyor.
Bu da direk bir savunma mekanizması ve sert rüzgarlara vesile oluyor.Üslup niyetten bile önemlidir.Biz millet olarak üslubu ve zamana göre hareketi bilmiyoruz.
Hz.Muhammed sav buyurmuyor mu ki ; ümmetimin ihtilafında bereket vardır.
İhtilaflar tarih boyunca olagelmiştir ve olacaktır.Bir kıssa ile dediklerimi pekiştirerek noktamı koymak istiyorum.
Mevlana ve Hacı Bektaş Veli (Hikaye)
Bir adamcagiz kötü yoldan para kazanip bununla
kendisine bir inek alir.
Neden sonra, yaptiklarindan pisman olur ve hiç olmazsa
iyi birsey
yapmis
olmak için bunu Haci Bektas Veli'nin dergahina kurban
olarak bagislamak ister.
O zamanlar dergahlar ayni zamanda aşevi islevi
görüyordu.
Durumu Haci Bektas Veli'ye anlatir ve Haci Bektas Veli
helal degildir diye bu kurbani geri çevirir.
Bunun üzerine adam mevlevi dergahina gider ve ayni
durumu Mevlana'ya anlatir Mevlana ise bu hediyeyi
kabul eder.
Adam ayni seyi Haci bektas Veli'ye de anlattigini ama
onun bunu kabul etmemis oldugunu söyler ve Mevlana'ya
bunun sebebini sorar.
Mevlana şöyle der:
Biz bir karga isek Haci Bektas Veli bir sahin
gibidir. Oyle her lese konmaz.
O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o
kabul etmeyebilir.
Adam üsenmez kalkar Haci Bektas dergahi'na gider ve
Haci Bektas Veli'ye,
Mevlana'nin kurbani kabul ettigini söyleyip bunun
sebebini bir de Haci Bektas Veli'ye sorar.
Haci Bektas da söyle der:
- Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nin
gönlü okyanus gibidir.
Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir
ama onun engin gönlü kirlenmez.
Bu sebepten dolayi o senin hediyeni kabul etmistir.
İnsanların birbirlerine duydukları saygı ve sevgi,
yürekten gelen doğal tevazu sadece hikâyelerde kalmış
olabilir mi?
|
|
|