Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-08-2012, 12:01   #5
Kullanıcı Adı
Ebul Esved
Standart


ŞAM – Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad, Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajın üçüncü bölümünde Suriye’deki krizin genel olarak dış kaynaklı olduğunu, şu an Suriye’de savaşan Arap kökenli ve radikal İslamcı militanların bunun en iyi kanıtı olduğunu söyleyerek sınır ötesinden Suriye’ye kaçırılan silahlar ve dışarıdan akıtılan paralara dikkat çekti. El-Esad’ın Cumhuriyet Gazetesine verdiği röportajın üçüncü bölümünü yayınlıyoruz.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı siz Türk Hükümeti ile Türk halkını birbirinden ayırt etmeye çalışıyorsunuz. Fakat Suriye’de yaşananlar konusunda Türklerin farklı görüşleri var. Bunların bir kısmı Suriye rejiminin yanlış eylemlerde bulunduğu yönündedir. Her gün onlarca masum insan ve çocuk ölüyor. Cumhurbaşkanı el-Esad’la Suriye halkı arasındaki ilişkinin gerçek yönü nedir?
El-Esad: Gelişen olayları objektif olarak ele almak gerekirse bölgeden gerçek örnekler göstermek gerekiyor. Bu örneklerin en güçlüsü komşunuz olan İran Şahıdır. Şah çok güçlü bir ülke, ordu ve istihbaratın yanı sıra uluslar arası destek ve sınırsız bölgesel desteğe sahipti. Peki, halkın gücünün karşısında durabildi mi? Doğal olarak duramadı. Ben de aynı konumda olsaydım duramazdım. İki ya da üç haftalık veya bir aylık değil 15 aylık bir süreçten söz ediyorsunuz.

Bu süreçte tüm dayanaklar düşmüştür. Şu an krizin tamamıyla dış kaynaklı olduğu açıklık kazanmıştır. Bunun en iyi kanıtı da Suriye’de savaşan Arap kökenli ve radikal İslamcı militanlardır. Buna ilaveten sınır ötesinden Suriye’ye gelişmiş silahlar kaçırılması ve dışarıdan akıtılan paralar da mevcut. Bu durum muhalif ya da hükümet taraftarı olsun Suriye’deki pek çok kesimin kanaatini değiştirmiş ve vatanı savunmaya başlamışlardır.

Devrim asla çete devrimi olamaz. Ancak halk devrimi olabilir. Hiç kimse bir halk devrimini bastıramaz. Siz şu an Suriye’de bulunuyorsunuz ve istediğiniz yerleri gezip devrim olup olmadığını görebilirsiziniz. Biz teröristleri kovalıyor, öldürüyor ve kendimizi savunuyoruz. Onlar sivillere karşı katliam yapıyorlar. Bizim görevimizse sivilleri korumaktır. Bu devlet olarak üstümüze düşen görevdir.

Siz Türkler olarak öldürülmekle karşı karşıya kaldığınız zaman kendinizi savunmuyor musunuz? Kuzey Irak ve Türkiye’deki tüm askeri operasyonlarınızı terörle mücadele adı altında yürütmüyor musunuz? Bu durumda Türkiye devleti halkını öldürüyor diyebilir miyiz? Bu çifte standartlılık ve siyasi iki yüzlülüktür. Bunu kabul edemeyiz.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı geçen yıl ilk gösteriyi bastırdığınıza pişman mısınız?
El-Esad: Her eylemde hata oranı vardır ve bu doğaldır. Biz insanız doğrularımız ve hatalarımız olacaktır elbet. Fakat Suriye’de yapılan hatalarla dış etkenleri ayırt etmek gerekiyor.

Suriye’ye karşı uygulanan plan üç aşamadan geçmiştir. İlk aşama gösteriler aşamasıydı. Bu gösterilerin büyük çoğunluğu göstericiye 10 doların ödenerek yapılan gösterilerdir. Şu an bu miktar 50 ya da bölgeye göre 100 dolara çıkmıştır. Aslında düzenlenen gösterilerle Mısır ve Tunus’ta olan barışçıl devrimlere benzer gerçek bir devrimin olacağı beklentisi içindeydiler.
Geçen Ramazan ayına kadar bu aşamada başarısız oldular. Ardından Libya’nın Bingazi bölgesinde olduğu gibi Suriye’de silahlı çetelerin hâkim olacağı bölgeler kurmaya çalıştılar. Ordu Mart ayına kadar devam eden bu aşamayı da başarısızlığa uğrattı. İkinci aşamada da başarısız oldular. Üçüncü aşamada kişileri hedef aldıkları suikast eylemlerine ve sivillere yönelik katliamlara başladılar. Bunun yanı sıra devlet kurumlarına bombalı saldırılar düzenlediler. Bu durumda gösterilerin barışçıl olduğunu söylemek saflıktır. Çünkü barışçıl olduğu söylenemez. Her halükarda bazı durumlarda gösteri düzenlendiği oluyor, fakat katılımcıların sayısı az olduğu gibi çoğu katılıma itiliyor.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı BM’ye bağlı İnsan Hakları Konseyi son raporunda Suriye’de yaşanan kanlı olayların sorumluluğunu büyük oranda Suriye ordusuna yükledi. Bu konuda ne diyeceksiniz?
El-Esad: Uluslar arası kurumların genel olarak ABD ve batı güdümlü olduğunu biliyoruz. Bu anlamda uluslar arası kurumların sözlerinin gerçekleri yansıttığını söylemek saflıktır. Çünkü bu raporlar uluslar arası güç dengelerine uygun şekilde yazılır. Sonuçta hedefleri daha çok baskı uygulamaktır. Planlarını uygulamada başarısız kaldıkları sürece Suriye’ye daha fazla baskı uygulama yoluna gitmektedirler. Fakat haklı olduğumuz müddetçe ne uluslar arası kurumlara ne de başkalarına boyun eğmeyeceğiz.

Cumhurbaşkanı el-Esad, Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajın ikinci bölümünde, Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan’ın politikalarını mezhepsel temeller üzerine kurduğunu, koşulların kişisel konumu ve ekibinin konumundan kaynaklanan kişisel ajandalar uyguladığını gösterdiğini, dolayısıyla Arap arenasındaki güvenilirliğini kaybettiğini, ne kendisinin ne de güvenilirliğinin artık mevcut olmadığını söyledi.

Erdoğan hükümetinin teröristlere lojistik destek sağlayarak Suriye’deki kanlı olaylara karıştığını bildiren el-Esad, Erdoğan’a cesur olup sayısız hatasını itiraf etmeye çağırarak Arap halkı ve özellikle Suriye halkının kendisini ancak bu şekilde affedebileceğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı el-Esad, çıkış yolu bulabilmek için Türk pilotun babasının tutumunu örnek alması gerektiğini, hükümetinin ise başkalarının içişlerine karışmak yerine kendi içişlerine yönelmesi gerektiğini vurgulayarak Suriye-Türkiye krizinin Erdoğan hükümetinin hatalarını düzeltmesi, Suriye ve Türkiye halklarının çıkarlarını hükümet yetkililerinin dar kişisel çıkarlarının üzerinde tutmasıyla çözülebileceğini kaydetti.

Erdoğan’ın Suriye krizinden birkaç yıl önce Suriye’deki Müslüman kardeşlere aşırı ilgi gösterdiğini ve onlara Suriye-Türkiye ilişkilerinden daha çok önem verdiğini belirterek “Erdoğan Suriye halkı için timsah gözyaşları döküyor. Fakat bazı körfez ülkelerinde ölen masum Müslümanlar için ağlamıyor. Bununla birlikte Filistin davası için bağırıp çağırırken hiçbir şey yapmıyor” dedi.

Konu Ebul Esved tarafından (07-08-2012 Saat 12:06 ) değiştirilmiştir..
Ebul Esved isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla