10-15-2012, 02:23
|
#74
|
|
Alıntı:
BENHUR Nickli Üyeden Alıntı
Bu tür sözlerin bir geçerliliği yok bence
Örnek olsun diye söylüyorum AK Parti'de genel başkanlık başbakanlık dahil yapmış Abdullah Gül'ün eski yıllarda AB ile ilgili düşünceleri neydi?
Erbakan AB ye Hristiyan klübü diyen Gül Ak Parti ile AB ortak vizyonumuz ilkesine evrildi.
Siyasetin geçmişi yoktur
Bugünü vardır.
Bu yazılanlardan dolayı illa Numan Genel başkan olsun şeklinde bir söylem de olmamalı
Görelim bakalım
|
Umarım yorumunda belirttiğin gibi olur ve Numan Kurtulmuş da AK Parti'yi kuran kadronun yaşadığı değişimi yaşayarak daha makûl bir dış politika çizgisine gelir. Numan Kurtulmuş'tan hem AK Parti'ye katkı vermesini hem de AK Partililik kimliğini özümseyerek içselleştirmesini bekliyoruz.
Alıntı:
Muhammed Esed Nickli Üyeden Alıntı
Ben arkadaşın amerikayla ilişkilerimiz bozulur korkuyorum mesajına istinaden yazdım.
Türkiye'nin israille amerikayla ilişkisi bozulunca kan ağlayan partili arkadaşlar var bilmiyorum sen onlardanmısın. Ama biz yüzümüzü ortadoğuya döndük İslam dünyasına Türk dünyasına döndük. Kongremizde açıklanan yeni 2023 ve parti vizyonumuzu iyice incelemeni öneririm.
Kutsal kitabımızın emrettiği yahudi ve hristiyanları ve müşrikleri önderlerimiz yapmayacağız. onlar birbirlerinin yol göstericisidirler. Biz inşaallah önder olacağız ve müslüman devletlerin önderi olacağız.
|
Türkiye'nin dış politikasında AK Parti'ye kadar var olan çizgiyi AK Parti genel olarak korumak ve sürdürmekle birlikte bazı yenilikler de getirerek Türkiye'nin dış politikasını daha sağlam ve daha güçlü bir duruma getirmiştir.
Türkiye'nin mevcut dış politikasını değerlendirdiğmizde genel olarak şunları söyleyebiliriz: Türkiye, yavru vatan olarak değerlendirdiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuryeti'nin hâmisi durumundadır. Azerbaycan en yakın ilişkide olduğumuz, 1 millet ve 2 devlet anlayışını paylaştımız 'gardaş ülke' olarak kardeş ülkemizdir. Azerbaycan dahil Türk cumhuriyetleri, soydaşlarımız olmaları hasebiyle çok yakın ilişkilerimiz olan, adı üstünde Türk cumhuriyetleri olarak bizden olan kardeş ülkelerdir. Bunların dışında Pakistan'la hem ülke hem de millet olarak birbirlerimize karşı yoğun sevgi, saygı ve hürmetimiz olduğu için bizim için özel bir yeri olan ülkedir.
Bunların dışında, Türkiye'nin Osmanlı Devleti süresince yönettiği ve şimdi bağımsız olan özellikle Müslüman halkların devletleriyle de genel olarak iyi ilişkilerimiz vardır.
Türkiye'nin var olan sistemi ve Türk Milleti'nin siyasi kültürünü göz önüne alarak içinde bulunduğumuz siyasi anlayış birliği sistemini değerlendirelim: Türkiye özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD ve Batı Avrupa Bloğu-Rusya, Çin ve Doğu Avrupa Bloğu (özgür ve demokratik dünya ile baskıcı ve komünist dünya) arasında seçimini özgür ve demokratik dünyadan yana kullanmıştır. Türkiye, 14 Mayıs 1950 Genel Seçimiyle birlikte demokrasiye geçmiş, ordumuz içindeki cuntacı ve darbecilerce askerî darbelerle uğratılan bazı kesintilere rağmen demokrasi yolundaki yürüyüşünü bugüne kadar sürdürmüştür. Türkiye bir NATO ülkesidir. Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi bir ülkedir. Türkiye, Avrupa Birliği'ne üyelik başvurusunda bulunmuş ve AB ile hâlen tam üyelik müzakerelerini sürdüren bir ülkedir. Dünya konjonktüründeki yerini aynı siyasi anlayışı paylaştığı demokratik ülkelerin yanı olarak belirleyen Türkiye, başta ABD olmak üzere özellikle batıdaki demokratik ülkelerle yakın ilişkiler geliştirmiştir. Türkiye'nin yeri 2. Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi bugün de özgür ve demokratik ülkelerin yanıdır. Bu açıdan baktığımızda Türkiye'nin; ABD, İngiltere, Kanada, Avrupa ülkeleri vd. diğer demokratik ülkelerle iyi ilişkiler geliştirmekte olması normal ve doğaldır.
1990'lı yıllarda komünizm yıkıldıktan sonra dünya tek kutuplu dünyaya dönüşmüş, Arap Baharı'ndan sonra ve özellikle Suriye'de yaşanan iç savaştan sonra ise tekrar iki kutuplu dünyaya dönülmüştür. Dünyadaki kutupların bir tarafında; Türkiye, ABD, Kanada, İngiltere, Avrupa ülkeleri vd. demokratik ülkeler ve bu ülkelerle birlikte hareket eden ülkeler, diğer tarafında ise; Rusya, Çin, İran, Kuzey Kore vd. otoriter ülkeler ve bu ülkelerle birlikte hareket eden ülkeler vardır. Türkiye, demokratik ülkeler bloğunda yer almasına rağmen, otoriter ülkeler olan Rusya, Çin ve İran ile de iyi ilişkiler kurmuş ve yürütmüştür. Rusya'yla, İran'la ve Çin'le ilişkilerimiz, Suriye politikasında o ülkelerin politikalarının tam tersine politikalar izlememize rağmen hâlen iyi durumdadır.
AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte daha da geliştirerek ve daha da sağlamlaştırarak izlemekte olduğu Türkiye'nin dış politikasını, AK Parti'nin mevcut genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan sonraki genel başkanlarının da sürdürmesi doğru olacaktır.
|
|
|