Meseleyi bölümlemek gerekir zannedersem. Hangi kürt, hangi türk ? Şimdi türklük bahsinde; bir tarafta sistemin dayattığı ve kemalist rejimin yeşerttiği bir türk (!) prototipi var. Bu tayfa "Ne mutlu türküm diyene!" cümlesini dikte eden taraf. Diğer tarafta ise müslüman türk var. Yıllarca hangi yollardan geçip, bu güne geldiği malum. Ezilmiş, horlanmış, dışlanmış, türk olarak anılmamış. Oysa geçmişimize bakarsak asıl türkün kim olduğunu görürürüz. Bir de kürtlük bahsine bakalım: Bir tarafta bizim kemalist rejim gibi bir apoist rejim bulunurken bunlar kürtlüğün faşist tarafını dikte etmek üzere yeni bir kürt prototipi meydana çıkarma çabasındalar. Birde bunun yanında müslüman kürt var. O da malum, neler olduğu, ne çileler çektiği. Geçmişe bakarsak asıl kürdün kim olduğunu görürüz. Şimdi mesele "Ne mutlu türküm diyene" cümlesinin içinde barınan mânâ ne ? Kime dikte ediyoruz, ve hangi türk mutlu ? Ben mutlu değilim, müslüman türk olarak hiçbir dini vecibemi doğru düzgün yerine getiremiyorum. Ben türk olarak bu değilim, aslım bu değil. Bir kürt de böyle. Velhasıl kemalist rejim müslüman türkün kafasına vururken, apoist rejim de müslüman kürdün kafasına vuruyor. Bu ikisi bir araya gelip diğer iki zıd kutbu tepetaklak etmedikten sonra ortada ne türk kalır ne kürd.
|