Alıntı:
Garibüzzaman Nickli Üyeden Alıntı
Ben ibda oluşumuna olumlu bakan bir perspektif içerisinde değilim. İbda oluşumunun yayın organlarından olan baran dergisi editörü bir dönem islamda olmayan intihar saldırılarının meşru olduğunu ifade etmişti. Bu ve bunun gibi bir çok fikir beni ibda fikir oluşumunun kapısından dönmeme sebep olmuştur. Hakeza Necip Fazıl Kısakürek'i mürşit sıfatı ile mukabele edip, muhatap aldıklarını üstâd'ın fikirlerini tümüyle kabul edip, üstâd söylediyse bir bildiği vardır minvalinde benimsemek, doğru olduğunu iddia etmek, yanlış bir yaklaşım tarzıdır. Hepimizin malumudur ki, Necip Fazıl Kısakürek mürşit değil, müriddir.
Eğer bu ve benzeri fikirler dışında bir ibda oluşumu mevcut ise, benim bu noktada bilgi birikimim içerisinde yanlış ve hezeyanlar mevcut ise bu noktda sizin bilgi birikimizden faydalanmak isterim. Keza Salih Mirzabeyoğlu şahsi kanaatime göre, samimi bir kişi, fakat çevresindeki insanlar yüzünden bir takım yanlışlar yapmış ve bunun bedeli ağır olmuş kanaatini taşıyorum. Bu noktada ibda oluşumuna olumlu bakmak, savunduğumuz ideolojiye zıt bir entegre oluşturur.
Söylemiş olduğum gibi, bilgilerimde eksiklik veya yanlış değerlendirmeler mevcut ise, düzeltmenizi ve şahsımı bu noktada aydınlığa kavuşturmanızı temenni ederim.
Sağlıcakla kalınız.
|
İbda eksenli yayın yapan Baran Dergisi ile uzaktan yakından alâkamız yoktur. Furkan Dergisi'ne yakınlığımızı İbda camiasında olan herkes bilir ve ona göre tavır alır. Necip Fazıl hususuna gelecek olursak, Abdûlhakim Arvasi hz. Necip Fazıl'a dair "Ne yazarsa altına imzamı atarım" demiştir. Bu tasavvufi bir icazet olmasada, burada sözlerinin doğru olduğuna dair icazet vardır. Bu bakımdan Necip Fazıl'ın sözlerinin doğruluğunu kabul ederiz. Diğer taraftan Salih Mirzabeyoğlu'nun samimiyeti o kadar yıldır içerde kalıpta dik durmasından belli. Ona söyleyecek hiçbir söz yok. Onun çevresinde kümelenmiş gruplar maalesef onu bu şekilde topluma göstermiştir. Yoksa Mirzabeyoğlu Türk Tarihi'nde yetişen nadide mütefekkirlerden birisidir.