Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11-04-2012, 01:19   #3
Kullanıcı Adı
Garibüzzaman
Standart
İlginç bir anektod var dikkatimi celbetti.

Bu konuda, şu anda çok az kişinin bildiği bir hususu da bu vesile ile açıklamak isterim:
Bediüzzaman Hazretleri Sultan Abdülhamit Han konusunda yazdığı yazıların ve yaptığı siyasi çalışmalarda söylediği bazı sözlerin kul hakkı doğurduğunu kabul etmiş olmalı ki, vefatına yakın bir sırada yakın talebelerinden Sultan Abdülhamit’in varislerinden kimin sağ olduğunu öğrenmelerini istiyor. Kendisine, torunu Nemika Sultan’ın sağ olduğu bildiriliyor. Bediüzzaman Hazretleri kendisi ile bizzat görüşmek istiyor. Prof. Osman Turan’ın kayınvaldesi olan Nemika Sultan ile Osman Turan’ın evinde görüşülmesine karar veriliyor. Bediüzzaman Hazretleri eve geldiğinde her ikisi de çok yaşlı olmalarına rağmen Sultan bir erkekle yüz yüze görüşmek istemiyor. Bunun üzerine perdenin arkasından Bediüzzaman Abdülhamit hakkındaki bazı sözlerinden dolayı haklarını helal etmelerini istiyor. Sultan’da bu hususta helallik veriyor.
Bu hadisenin bizzat içinde bulunan, Nemika Sultan’ı arayıp bulan Üstad’ın talebelerinde Üzeyir Şenler’den (Şule Yüksel Şenler’in ağabeyi) 2008 yılında bizzat dinledim. Daha sonra bu hususta “Bir Mazlum Pâdişâh: Sultan II. Abdülhamid “ İsimli Eserinin Önsözünde Kadir Mısıroğlu’nunda görüşmeyi teyid ettiğini (*) gördüm.
Muzaffer Deligöz
Gazeteci-Yazarı


(*) Kadir Mısıroğlu’nun “Bir Mazlum Pâdişâh: Sultan II. Abdülhamid “ İsimli Eserinin Önsözünden:
“Sultan II. Abdülhamid’e muhalefet kendilerine hiç yakışmayacak iki şahıstan biri olan Üstad Bediüzzaman Said-i Nursî, pek geç kalmış dahî olsa, âhir ömründe nedâmet göstermiştir. Şöyle ki: Prof. Dr. Osman Turan merhumdan dinlediğime göre Bediüzzaman Said-i Nursî, 1960 yılında vefâtıyla nihayetlenen Urfa seyahatine çıkarken Ankara’daki evlerini ziyaret etmiş ve O’nun kayınvâlidesi Nemîka Sultan’dan dedesi adına helâllik istemiştir: Bilindiği üzere Osman Turan Bey’in kayınvâlidesi Nemika Sultan, Selim Efendi’nin kızıydı. Selim Efendi ise, Sultan II. Abdülhamid’in en büyük oğluydu. Nemîka Sultan, Ankara’da damadıyla birlikte yaşamakta ve bir apartman katında kendisine tahsis edilen odadan çıkmayarak devamlı ibâdetle meşgul olmaktaydı. Vâkî ısrar üzerine misafirlerin yanına gelmiş ve Said-i Nursî merhum, şu sözlerle kendisinden helâllik dilemiştir:”-Sultan Efendi Hazretleri!..Biz, gençlik sâikasıyla İttihadçılar’ın propagandalarına kapılarak dedeniz merhum Abdülhamid Han Hazretleri hakkında pek çok itâle-i kelâmda (lisânen tecâvüzde) bulunduk. O’nun vârisi sıfatıyla sizden helâllik diliyorum. Ben bir ölüm yolcusuyum. Kabre az mesafem kaldı. O’nun nâmına bana hakkınızı helâl ediniz!..”Nemîka Sultan:”-Ne beis var hocaefendi!.. O zamanın siyâseti icabı böyle çok işler oldu!.. Artık geçen geçti.” demişse de Bediüzzaman sarahaten “Helâl ettim!..” cümlesini duymak istemiş ve bunu Sultan Efendi’ye ısrar ederek üç kere tekrarlatmış ve sonra da:”-Oh!.. Elhamdülillâh, inşallâh bu haktan da kurtuldum. Artık müsterih olarak ölebilirim!..” demiştir.”


Kaynak
Garibüzzaman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla