12-05-2012, 17:47
|
#7
|
|
Tatsız bir sonbahar akşamı. Bugün sesini duyamayacağım. Bugün, yarın, öbür gün ve bir hayvan gibi yaşayacağım, hasta bir hayvan gibi. Kuşlar cıvıldayacak pencerenin önünde, ben küfredeceğim. Kuşlara, güneşe, bahara. Karanlıklardayım, hayat kör bir kuyuya benziyor, sonu olmayan kör bir kuyuya. Yuvarlanıyorum. Sen, tutunduğum dal. Sen, dinlendiğim vaha. Sen, kaybettiğim ışık. Ve bu akşam sesini duymayacağım, bu akşam yine bitip tükenmeyen karanlıklardayım. Zift gibi, beddua gibi, ümitsizlik gibi. O kadar ıstırap çektim ki! Coğrafî kader, siyasî kader, biyolojik kader. Karanlıklanma alışmıştım. Neden karşıma çıktınız? Dünyayı tekrar sevmek, dünyaya tekrar bağlanmak...
Bu akşam yine sesinizi duymayacağım. Ve uğultular ve gıcırtılar ve zırıltılar ve dırıltılar. Radyodan şarkılar kanatlanacak, kahkahalar taşacak pencerelerden. Odamdayım. Kitaplarımı tanıyamıyorum, onlar da beni tanımıyorlar. Hepsi
dilsiz. O kadar sizinle doluyum ki, seni terennüm edemiyorum.
Senin terennümünle doluyum... Düşüncelerimi kağıda geçirememek. Daima bir başkasına el açış.
Cemil Meriç | Jurnal
Beni bir gün öldüreceksin Cemil Meriç 
|
|
|