03-14-2013, 02:33
|
#36
|
|
Alıntı:
1.İdeoloji denen saçmalıkları çok oldu geride bırakalı ben doğru bildiğini söyleyen İslam ahlakına uymaya çalışan vatanını seven aciz bir kulum sadece.
2.Bakın hak talep etmek ayrı şey talep ettiği hak için ( amacıda belli devleti bölmek ) yakıp yıkmak isyan etmek can almak ayrı şey.Biz seneler evvel kapalı kardeşlerimizin okuma hakkı için çok mücadele ettik veya okuduğu okulda matematiğin,fiziğin,kimyanın yanında Kuran-ı Kerim'i Dinini öğrenen insanların(İHL) okuma haklarının ellerinden alınması içinde mücadele ettik.Devlet tabiki insan için var insanımızın sosyat statüsü,sağlık,eğitim,yaşam,ekonomi gibi birçok konuda hak ve özgürlükleri konusunda her türlü MAKUL ve olabilecek gelişmeyi hakkı ve iyileştirmeyi desteklerim
|
Eyvallah.
Alıntı:
Yav arkadaş hakkaten anlamıyorum devleti bölen bölmeye çalışan kundaktaki bebeklerden tut 20 yaşında askeri araçlardan indirip kurşuna dizen bunu yaparken bir dünya devletten geçmişte ve hala destek alan hertürlü para getiren suçu işleyen ve bu yaptıkları şahitler ve deliller ile sabit olan adamlarla oturup barış konuşmayı bu ülkede birlikte yaşamayı gerçekten konuşabilirmisin ya ? Bu adamlar ilk fırsatta yine kalleşçe kan dökecek bunu görmek bu kadar mı zor ? Din bana Kısas hakkını vermiş iken Devlet kim ki Hakkından vazgeç diyebilecek bana ??
|
Anlatmaya çalışalım. Öncelikle senin duygu dünyanda teröristler kötülüğün sembolü-habis bir olgu olabilir. Bu yüzden olacak, bir devletle bir terör örgütünün masaya oturup konuşmasını kavga eden karı-kocanın konuşmasıymış gibi resmediyorsun. Devletin duyguları yoktur, olmamalıdır. Terörist suçludur-düşman değil. Suçun ve suçlunun konusu gereken cezai yaptırımı uygulamak-ölme tehlikesi varsa "etkisiz hale getirmek";savaşın konusu topyekün mücadeledir.
Yakın tarihimizde bir dolu savaş ve antlaşma var. Muhtemelen senin şu anda terör örgütüne duyduğun nefretin daha büyüğünü senin gibi düşünen insanlar diğer devletlere duyuyordu. Ve senin gibi düşündüğümüzde mesela Türk-Yunan savaşında Yunanlar topyekun ölümü daha çok hakediyorlardı. Savaş terörden daha büyük kötülüktür. Ama zamanın devlet adamları ateşkes yaptı-antlaşma yaptı. Kimse "nasıl oldu da bu adamlarla barış masasına oturuldu?" demiyor. Bu o kadar basit ki. İki taraf bu savaşın kendi menfaatlerine aykırı gördüğünde ateşkeş yapar. Bu devletler için-örgütler için doğal bir süreç.
Bu adamlar ilk fırsatta kan dökecek... Romantik bir cümle. Terör örgütü-bütün örgütler için rasyonel davranmak bir zaruriyettir. Terör örgütünün dayandığı argümanlar altından kaymış, zaafa uğramış, savaşa gücü kalmamış, amaçlarına ulaştığını düşünüyor... olabilir. "Dünyada tek biz kalıncaya kadar insan öldüreceğiz" diyen bir örgüt olamaz. Böyle bir iddia gülünçtür.
Din şahıslara kısas hakkı vermez. Meşru siyasi otoriteye hadleri uygulama yetkisi verir. İslam devletler hukukunun temeli barışa dayanır. "Teröristle kesinlikle masaya oturulmaz" çok sıradan bir cümle. Bunu söyleyen birisi Peygamberin azılı Kureyş Müşrikleriyle barış anlaşması yapmasını açıklayamaz. Hudeybiye hadisesi çok açık önümüzdedir. Rahman ve Rahim Allah adıyla:
"Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram'ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke'ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkârcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık. "
Şu insaniliğe bakın ki Rıdvan ağacının başında ölünceye kadar savaşmaya ant içen müslümanlara "henüz tanımadığımız erkekleri-kadınları" ezmemek için bir kalkışmaya izin vermiyor Allah...
Ve burada yapılan antlaşmayı "açık bir fetih" olarak nitelendiriyor:
"1. Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik.
2. Böylece Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru bir yola iletir.
3. Ve sana şanlı bir zaferle yardım eder."
Tabii savaş belirli şartlar içinde ruhsat hatta farzdır. Fakat düşmanın barışa girmesi durumunda düşmanlığı devam ettirmek düşünülemez.
Yukarıda söylediklerim ideal manada idi... Somut vakaya dönecek olursak mevcut savaş bana masum olmayan, bir anlamı olmayan, batıl bir mücadeledir. Bu bahs-i diğer...
Bu şartlarda daha fazla insanın yok yere ölmesinin önüne geçilmek için her türlü müzakereyi yürütmek devlet için bir yol değil bunun ötesinde bir mecburiyettir.
Alıntı:
Geçmişte yapılan hataları zaten savunmuyoruz yok kart kurt olmuş yok dağ türküymüş yok türksen öğün değilsen itaat etmiş falan filan bir dünya saçmalık bunlar tartışılacak şeyler de değil zaten ben birçok konuda bizatihi bu konuları bilen ve yaşayan biriyim.Çerkes kökenli biri olarak köken ve kültürel bazda yaşanan sorunları 1.ağızdan bilen ve anlayan biriyim benim anlamadığım PKK gibi ne olduğu aşikar olan bir örgütün bazı cahiller tarafından Kürt kökenlilerin temsilcisi sayılması ve PKK ile görüşmenin binlerce insanımızın ölümüne gözünü kırpmadan karar veren İT OĞLU İT ile görüşmenin barışı getirebileceğini sanmaları.
|
Geçmişte yapılan hataları savunmamak yetmez. Geçmişte yapılan hataların bugüne kadar etkisi süren siyasal-sosyal sonuçlarını örtmemek-görmezden gelmemek gerekir. Türk ırkçılarıyla - Kürt ırkçılarının kavgası büyük bedeller ortaya çıkardı. PKK bu anlamda bir sonuçtur, bir neden değil. Ve -kabul edin etmeyin- aşikar olarak hatırı sayılır bir kitlenin gözünde bir örgütten de öte anlam kazanmıştır. Ne yazık ki.. Ne acı ki.. Küfür küfürbazı tatmin eder. PKK'nın bir şeytani odak olduğunu düşünüyorsak bunu örgüte sempati duyan insanlara anlatmak görevimiz, biz görevimizin neresindeyiz ona bakalım. Kardeşliğimize kim kastetti, bunun izini sürelim.
PKK'yla ya da devrik lideriyle konuşmanın içeriği "barış size göre nedir?" diye entellektüel-felsefi bir şey değil. "Hangimiz haklıyız?", "Kimin suçu bu kadar insanın ölmesi" vs... falan da değil. Yahut A. Öcalan ya da örgütçüler harika insanlar olacak diye de bir beklenti olmasa gerek. "İki taraf açısından da bu sürdürülemez savaş nasıl sona erdirilir?" soru budur. Halkın ve devletin anlamsız kompleksleri, tuhaf refleksleri nedeniyle geç kalınmış bir adımdır. İnşallah hayırlı sonuçlar ortaya çıkar, vesselam.
Konu ribat tarafından (03-14-2013 Saat 03:19 ) değiştirilmiştir..
|
|
|