Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04-05-2013, 17:17   #125
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Borsa İstanbul, Erdoğan'ın Gonguyla Açıldı
Borsa İstanbul'da ilk gong çaldı



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul'un, bu güç birliğinin, bu yeni dönemin İstanbul'u finans merkezi yapma hedefini çok ciddi şekilde güçlendireceğine inandığını belirterek, ''New York gibi Tokyo gibi Londra gibi İstanbul'un da finans merkezi olma vasfını, bu güçlü borsa ile perçinleyeceğini umuyorum.'' dedi.

Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda İstanbul'un dünyanın en önemli 10 finans merkezinden biri olması yolunda en önemli kurumlardan biri olacak Borsa İstanbul A.Ş.'nin faaliyete başlaması dolayısıyla İstinye'deki merkezinde gong töreni düzenlendi.

Başbakan Erdoğan tören öncesinde Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Vahdettin Ertaş, Borsa İstanbul A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa İbrahim Turhan ve beraberindekilerle ''Osmanlı'dan Cumhuriyete Sermaye Piyasamız'' sergisini gezdi.


Erdoğan serginin ardından Babacan, Bağış, Ertaş ve Turhan ile Borsa İstanbul'un ilk gongunu çaldı.

Başbakan Erdoğan gongu çalarken, ''Borsa İstanbul'un tüm iktisadi hayatımızın en önemli noktası olarak şu anda gongunu çalıyoruz.'' dedi.

Törende daha sonra Boğaziçi köprülerinden dalgalandırılan Borsa İstanbul'un bayrakları ile seans salonunda başlayan işlemlerden görüntüler katılımcılara ekrandan kısa süre gösterildi.

Başbakan Erdoğan burada yaptığı konuşmada, Borsa İstanbul'un, ülkemiz için, milletimiz için, ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ederek şunları kaydetti:

''Bugün, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ve İstanbul Altın Borsası'nın güç birliği ile oluşan ve vadeli opsiyon borsasının da katılımıyla ayrı bir güç kazanan Borsa İstanbul'u hep birlikte hizmete alıyoruz. Açıkçası, 140 yıl önce Dersaadet Tahvilat Borsası'nın kurulmasıyla başlayan Türkiye Sermaye Piyasaları tarihinde çok önemli bir dönüm noktasına şahit oluyor ve bunun heyecanını yaşıyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası'nın da katılımı artık resmen de gerçekleşecek. Hem sermaye piyasalarımızın gelişimi hem ekonomimizin daha da büyümesi noktasında önemli bir adımı atmış olacağız.''

Bugün yaşanan heyecanın, bu tarihî güç birliğinin değişik anlamları olduğunu anlatan Erdoğan şöyle konuştu:

''Özellikle bu güç birliğinin, bu yeni dönemin İstanbul'u finans merkezi yapma hedefimizi çok ciddi şekilde güçlendireceğine yürekten inanıyorum. Yola çıkarken böyle bir sözümüz vardı ve demiştik ki, İstanbul, Türkiye'nin tarihi itibarıyla zaten bir finans merkeziydi, bunu bu dönemde resmen fiziki şartları itibarıyla da oluşturacak ve bunun adımlarını atacağız.

New York gibi Tokyo gibi Londra gibi İstanbul'un da finans merkezi olma vasfını, bu güçlü borsa ile perçinleyeceğini umuyorum. İnşallah borsamızın bu yeni yapısı 2023 hedeflerimizle de paralel olacak, bu hedeflere ulaşmamızda bizi daha da hızlandıracak, motive edecektir.''

Erdoğan, 2002 yılında görevi devraldıklarında Gayri Safi Milli Hasıla'nın 230 milyar dolar seviyesinde olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

''Göreve geldikten hemen sonra sağladığımız istikrar ve güven ortamı sayesinde bu rakam üç kattan fazla artış gösterdi ve 2012 sonu itibarıyla 786 milyar dolara yükseldi. 2009 yılında bütün dünyada ağırlığını hissettiren, dünyanın en güçlü ekonomilerinin bile ağır yara aldığı küresel kriz sebebiyle yaşanan kısmî daralma dışında Türkiye ekonomisi Allah'a şükür son 10 yıl içerisinde sürekli büyüdü. Satın alma gücü paritesine göre düzeltilmiş fert başına milli gelir 2002 yılında şöyle bir baktığımızda 8.000dolar düzeyindeydi. Bugün bu rakam 15.000 doları aşmış durumda.''


Başbakan Erdoğan, o dönemde kronik bir enflasyon sorunu yaşandığını da anımsatarak şunları kaydetti:

''Öyle ki, bir ürünün fiyatı akşam bakıyorsunuz başka, sabah uyanıp bakıyorsunuz bambaşka... Günden güne, akşamdan sabaha yapılan zamlar o günler için son derece normal, son derece rutin hadiselerdi. Bizi bu hâle getirmişlerdi, bizi buna alıştırmışlardı. Bugün ise biz enflasyonu da dizginlemek suretiyle kontrol altına almayı başardık. Hükümetimizin kamu finansmanı politikaları ve Merkez Bankamızın uygulamaları neticesinde enflasyon bugün artık tek haneli rakamlara inmiş durumda. Bakın, bugün birçok Avrupa ülkesi kamu borçlarına ilişkin önemli problemler yaşıyor. Birçok ülke, bu açıdan biz AB üyesi henüz değiliz, müzakere sürecindeyiz ama şöyle bir ele aldığımızda Maasricht kriterlerinin çok ötesinde yüksek borçluluk oranlarının Avrupa'da yaşandığını, onların baskısının olduğunu ve bunlarla yüzleştiğini görüyoruz.

Bizde ise 2002 yılına baktığımızda AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranı % 74 seviyesindeydi. Yeni milli gelir rakamının açıklanmasıyla AB tanımlı borç stokumuzun milli gelire oranının da % 36'ya kadar gerilediğini gördük. Bir yandan kamunun borçlanma ihtiyacı azalırken öte yandan faiz oranlarında da tarihî düşüşler yaşandı. % 63'ten aldığımız faizleri şu anda % 6'lara kadar çekmiş durumdayız. Keza dış ticaret alanında da önemli başarılara imza attık. Tabii ben bu% 6'yı da fazla görüyorum, bunu da söyleyeyim. Bu kadar önemli bir toplantı da tarihî bir toplantıda bunu da söyleyeyim. Ben % 6'lık faizin de bir baskı olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Temenni ediyorum ki kısa zamanda bunu da daha da düşürmek suretiyle özellikle faiz baskısını bu ülkenin tüketicileri üzerinden kaldırmış olalım.''

''İhracatı 152,5 milyar dolara ulaştırdık''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2002 yılında 36 milyar dolardan devraldıkları ihracatı 2012 yılı sonu itibariyle 152,5 milyar dolara ulaştırdıklarını belirterek, bu süreçte, IMF'ye olan borcu da 23,5 milyar dolardan 400 milyon dolara indirdiklerini anlattı.

Önümüzdeki ay bu 400 milyon doların da ödeneceğini ve IMF'ye olan borcun kapatılacağını bildiren Erdoğan şöyle devam etti:

''Şimdi bizden 5 milyar dolar gibi borç talepleri var. Onun teknik görüşmelerini yapıyoruz. Eğer 5 milyar dolar borcu kendilerine verirsek bu defa IMF bize borçlu duruma düşecek. Merkez Bankası rezervlerimize bakıyoruz, 10 yıl önce 27,5 milyar dolardı. Merkez Bankası bizim milli bankamız. Belirleyici her şeyimiz. Ama şu anda Merkez Bankamızın döviz rezervine bakıyoruz, 125 milyar dolar; buraya geldi. OECD tarafından açıklanan yeni ve son derece anlamlı bir rakamı da aslında burada açıklamak isterim. 2012 yılında, dünya genelinde resmî dış yardımlar ciddi mânâlarda düşüş kaydetti. En fazla dış yardım yapan ABD'de dahi oran 2011'e göre % 3 düşmüştür. Türkiye'de ise 2011 yılında dış yardımlar bir önceki yıla göre artmıştı; 2012 yılında da resmî yardımlar 2011'e göre % 98 oranında artış kaydetti. ABD, İngiltere dahil bir çok ülke, bir çok büyük ekonomi dış operasyonlarını kısarken, biz, dünyada resmî dış yardımlarını % 98 oranında artıran ülke olduk.''

Erdoğan, 10 yıllık süreçte borsanın da büyüdüğünü ve büyümeye ayna tuttuğunu vurgulayarak, ''İMKB 100 endeksi 2002'de göreve geldiğimizde 10.369'du. Şöyle o günleri bir hatırlayalım. 10 yılda endeks % 652 oranında artış ilavesini görüyoruz ve 78.000 seviyesini aştı. Borsanın piyasa değeri 34,5 milyar dolarken, şu anda devam ediyoruz,% 800 oranında artışla 309 milyar dolara ulaştı.'' bilgisini verdi.

Kaynak

24 TV 05.04.2013
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla