AK Parti ilk ortaya çıktığında "Yenilikçiler" olarak ortaya çıkmıştı.
Erdoğan'ın başbakanlığı bittiği vakit ya da reisicumhur olduğu vakit AK Parti herhalde politika değiştirmeyecektir. Yine yenilikçi ve tüm vatandaşlarını kucaklayıcı politikalarına devam edecektir. Fakat yine de iyi bir lidere ihtiyaç var elbette.
İslam ve demokrasi konusuna gelirsek.
Laiklik yanlış anlaşılıyor bence. Türkiye'nin tanıdığı laiklik laiklik değildir, laikçiliktir yani din düşmanı olan, halkın inançlarını göz ardı eden, sert bir laikçiliktir; din düşmanı bir harekettir.
Normal laiklikte devlet dine karışmaz ve muhafazakar demokratlıkta da devlet halkının inançlarını göz ardı etmez ve bu konuda vatandaşlara yardımcı olur, gerek Müslüman vatandaşların camileri konusunda, gerek Hristiyan vatandaşların kiliseleri konusunda.
Bu noktada ateist olmayan herkes mağdurdur bu Kemalizmden.
Doğru düzgün bir demokrasi oturursa eğer memlekette o vakit her vatandaş özgürce yaşayabilecektir bu memlekette fakat Kemalisti kendi devrimini yapıp kendisi gibi yaşanmasını ister ve kendi diktasını kurarsa bu sefer böyle yaşamak istemeyenler karşı devrime geçecektir, e İslamcılar da kendi cihadını yapıp kendi diktasını kurarsa bu sefer yine aynı şey olacak kendisinden olmayan herkes özgürce yaşayamayacaktır.
Demokraside böyle bir şey yoktur. Herkes istediği gibi yaşayabilir. Devlet İslamcı'yı Kemalistten Kemalisti de İslamcıdan korur. Devlet eliyle ayrımcılık olmaz. Çokkültürlülük, demokrasi, insan hakları kutsanır.
Aksi halde Müslüman kendi yaşayışını, inancını tehlikeye atar ve öbür kesim de aynen öyle.
Nitekim Evren hem sağcılardan hem solculardan asmamış mıdır onlarca insanı?
Kendi doğrusunu dikte etmek için yaşayanlar, mücadele edenler kendilerini ve geleceklerini tehlikeye atmış oluyorlar.
Fakat bu insanlar demokratik şuurdan yoksunlar. Demokrasinin tesis edilmesiyle kimsenin geleceği tehlikeye girmez, bunun farkında olmak lazım. İnsanlar istediği gibi inançlarını sağlıklı bir şekilde yaşayabilirler.
Fakat Kemalizmin dayattığı laiklik laiklik değildir, din düşmanı, katı laikçiliktir. Laiklik, demokrasi, meclis, İslam alet edilmiştir din düşmanlığı yapmak için.
Laiklikte din özgürce yaşanır, muhafazakar demokratlıkta ise halkının inancına daha bir değer verilir ve daha bir yardım edilir.
İslam'da demokrasi yoktur demek abesle iştigal. E ona bakılırsa, eğer bu mantıkla konuşulacaksa İslam'da mushaf da yoktur o zaman çünkü henüz ayetler mushafa geçilmemişti, Hz. Peygamber vefat ettikten sonra geçilmişti. O zaman ne olacak kağıtlardan, mushaftan Kuran okumak küfür mü olacak?
Akıl bu kadar da hayattan çıkarılmamalı. Akıl ve kalp dengesi olmalı.
Sırf kalp ile hareket etmek sarhoş sufilik yaratır, hayal dünyasıdır.
Sırf akıl ile hareket etmek de materyalizmi, mantıkçılığı doğurur.
En doğrusu akıl ve kalp dengesidir.
|