04-21-2013, 19:55
|
#59
|
|
CHP'nin, Kürt sorununun çözümünden yana olduğuna dair deliller:
"CHP PM Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun Başkanlığında olağanüstü toplandı ve Başbakan’ı sorumlu davranmaya çağırarak uyardı.

CHP Sözcüsü Prof.Dr. Haluk Koç PM toplantısından sonra yapılan değerlendirmeleri ve alınan kararları şöyle açıkladı;
“Kürt sorunu” ve ona bağlı olarak ortaya çıkan terör sorunu, onbinlerce yurttaşımızın hayatına mal olmanın yanında; Türkiye’nin kalkınma hedeflerini ve hamlelerini; bölgesel ve küresel ölçekte üstleneceği rolleri ve çağdaş uygarlık seviyesine ulaşma ülküsünü de otuz yıldır bloke etmiştir.
Gerçekçi, kalıcı ve sağlıklı bir çözüm bulunmaması halinde, sorunun, Türkiye’nin geleceğini de karartacağı açıktır.
Ülke adına sorumluluk üstlenenler, yaşananlara “üç-beş çapulcunun işi” diyerek, kafalarını kuma gömerken; 1989 da soruna en doğru teşhisi koyan ve bu sorunun ancak barış ve özgürlükçü- çoğulcu demokrasi temelinde çözüleceğini savunanlar Cumhuriyet Halk Partililer olmuştur.
Sosyal demokrat siyaset, Kürt sorununun parlamento çatısı altında çözümü için en radikal adımı atan, risk alan ve bedel ödeyen tek siyasi harekettir.
Sosyal Demokrat Hareketin Türkiye’ye sunduğu barış imkânı ne yazık ki değerlendirilememiştir.
Hal böyleyken ve CHP’nin barışa katkıda bulunma taahhüdü “senin kredine ihtiyacım yok” diye geri çevrilmişken;
Yürüttükleri süreçle ilgili halkı bilgilendirme ve toplumdaki endişeleri giderme sorumluluğu taşıyanlar, hem kendileri susuyor, hem de herkesi susturuyorken;
Bazı çevrelerin CHP’yi suskunlukla suçlamaları abesle iştigaldir.
Bugün geldiğimiz yeni aşamada;
Halkımızın yüksek kardeşlik duygularından ve birbirine olan derin bağlılığından beslenen barış ve çözüm beklentilerinin yeni hayal kırıklıklarıyla sonuçlanmaması için, Sayın Başbakan’ı sorumlulukları konusunda bir kez daha uyarma ihtiyacı doğmuştur.
Bu zorunlu uyarma, Sayın Başbakan’ın kendisi, ortaklık yaptığı muhatabı ve birkaç arkadaşı dışındaki toplumun hiçbir kesiminin ve devletin hiçbir kurumunun bilgi sahibi olmadığı ve amacının barış olduğuna dair şüphelerin bile derinleştiği bir sürecin doğal sonucudur.
Bu maksatla Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi olarak Sayın Başbakanı;
Samimiyet ve dürüstlüğün asgari gereklerini yerine getirmeye;
Türkiye Cumhuriyetini hukuk kuralları dışına çıkartmamaya;
Kişisel ihtiraslarının belirlediği bir gizli kişisel ajandasının var olduğuna ve Millete izah edemeyeceği angajmanlara girdiğine dair toplumdaki yaygın kuşkuları ortadan kaldırmaya;
Millete karşı ödemesi beklenen “şeref” borcunun gereği olarak açık ve şeffaf olmaya ve doğruları biran önce açıklamak için konuşmaya davet ediyor;
Aksi takdirde yaşanacak yeni hayal kırıklıklarının ve çözümsüzlüğün bedelinin ağır olacağı hususunda, kendisini Millet ve tarih bir kez daha önünde ikaz ediyoruz.
Kaynak
CHP 16.03.2013"
"CHP çözüm sürecinin parçası olacak

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç, partilerinin tabanının % 65'inin çözüm sürecini desteklediğini söyledi.
Parti tabanlarının çözüm sürecini desteklediğini söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç, "Bütün örgütlerimiz bu sürecin birer parçası da olacaktır." diye konuştu.
Onanç, CHP Malatya İl Başkanlığında partililerle yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, yerel seçimlerin startını vermek üzere Malatya'ya geldiğini belirtti.
Kamuoyunun beklentileri doğrultusunda politika yaptıklarını dile getiren Onanç, "Belediye başkanlarıyla, ilçe başkanlarıyla, kadın ve gençlik örgütüyle değerlendirmeler yaptık. 2014 yerel seçimlerinde 'daha çok belediyeyi nasıl kazanabiliriz' üzerine stratejiler geliştiriyoruz." dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİ AÇIKLAMALARI
Çözüm sürecine değinen Onanç, şunları söyledi:
"CHP, bir sosyal demokrat parti olarak prensipleri gereği Kürt sorununu sahiplenmiş ve soruna çözüm yolları üreten bir partidir. Bunu parti politikası olarak oluşturmuş ve iktidarları çeşitli yasa teklifleriyle yönlendirmiştir. Özellikle 21 Mart nevruzundan bugüne kadar geçen süreci en azından önemli bir başlangıç olarak algılıyoruz. Silahların susmasıyla başlayan süreci çok önemli bir başlangıç olarak algılıyoruz. Bundan sonra çok önemli şekilde demokratikleşme süreci yaşanması gerektiğine inanıyoruz. Burada da parlamentonun en güçlü, en etkin organ olması gerektiğine inanıyoruz."
SÜRECİN PARÇASI OLACAĞIZ
Parlamentonun ülkeyi demokratik bir reform sürecine sokmasını istediklerini belirten Onanç, "Kürt sorununa çözüm sürecini tüm parlamentonun katılacağı, parlamentoda kurulacak bir komisyonun, Akil İnsanlar Heyeti'nin götürmesini hedeflemiştik; ancak durum böyle gitmiyor. Çözüm süreci şu anda iki parti arasında ve bir bilinmezlikle devam ediyor. Bu sürece desteğimizi devam ettireceğiz. Bütün örgütlerimiz bu sürecin birer parçası da olacaktır." diye konuştu.
Bir gazetecinin, "Malatya'da barış süreciyle ilgili ne tür tespitlerde bulundunuz?" şeklindeki sorusuna Onanç, "Malatyalıların barış süreciyle ilgili olumlu tepkileri var. Cumhuriyet Halk Partisi'nin tabanının yani 'CHP'ye oy verdim' diyenlerin % 65'i barış sürecini destekliyor. Bu çok önemli bir orandır. Sürecin neler içerdiğini bilmediği halde bu sürecin barışa evrilmesi gerektiğine inanan bir CHP var. Bunun da CHP'nin sosyal demokrat tabanının barışa açlığının bir göstergesi olduğuna inanıyorum." yanıtını verdi.
Kaynak
En Son Haber 12.04.2013"
|
|
|