Benim verdiğim örnek neden geçerli olmuyor, bir bahane oluyor da sizin verdiğiniz örnek geçerli oluyor? Çünkü sizi örneğiniz sizin görüşünüzü destekliyor ama benim örneğim desteklemiyor, bunun için mi?
Almanya Çekoslovokya'yı ve Avusturya'yı kendisine ilhak etti. Memleket her açıdan gelişti. Aşırı milliyetçi bir politika güdüyordu çünkü devrin şartlarına göre halkı tek fişekleyen o politika idi ve herkes Yahudi Emperyalizminin dünyayı ve ülkelerini ele geçirdiği hakikatini müşahede etmişti.
Bugün Türkiye'yi fişekleyen politika ise Kemalizm zulmünden bıkmış muhafazakar politikadır. Ayrıca başbakanımız da aynı şekilde Yahudi Emperyalizmine dik durmuş nadir liderlerdendir tıpkı II. Abdülhamid gibi.
Almanya bu hale geldiği vakit Polonya'da kasti yapılan bir katliam gerçekleşti. Buyrun ismini de veriyorum. "Bromberg Katliamı". Neden bu tür katliamlar filmlerde gösterilmez de hiç yaşanmamış bir soykırım duygu sömürüsü ile gösterime girer? Çünkü bankaları, finans sektörünü, basını ele geçirmiş olan Yahudiler %100 olarak Hollywood'u da ele geçirmiştir. Tüm Amerikan filmlerinde İngilizler, Almanlar, Türkler, Müslümanlar hep kötülenir dikkat ederseniz. Ama Yahudiler hep mazlum millettir. O yüzden de Müslümanlara soykırım yaptıklarında mazur görülebilir çünkü onlar çok acı çekmiştir. Yazık yazık. Öldürmek onların da hakkı. Değil mi?
Bromberg Katliamı'nda binlerce Alman katledilmiştir. Göğüsleri budanmış kadınlar, cinsiyet organları kopartılmış erkek cesetler, Alman bebeklerinin cansız vücutları ve şişlenmiş dört beş yaşındaki çocuklar.
Bunun üzerine o güne kadar "kansız lider" olarak anılan Hitler, o günden sonra bu zulme sessiz kalamamıştır. Polonya'yı işgal etmiştir.
Bu işgal sonrası Hitler bunu kabul ettirmek istemiştir fakat bu kabul görmemiştir. Ardından İngiltere ve Fransa harp ilan etmiştir Almanya'ya.
Harp ilanı sonrası ise artık sen niye şuraya saldırdın, o niye buraya saldırdı, vs. vs. gibi sorular sormanın bir mânâsı yok çünkü II. cihan harbi böylece başlamış oldu. Savaşı Yahudiler başlatmıştır.
Kitap için rica ederim. Bu mevzularda çok kitap var fakat Yahudilerin tesiri altındaki Avrupa'da yasaklı. Soykırım Yalanı dışında misal Yahudi diye Louis Marschalko'nun yazdığı bir kitap var. Sebil Yayınevi'nden o kitabı da evinize getirtebilirsiniz. Bu iki kitabı kesinlikle tavsiye ederim.
Sözde Tevrat ile Siyonizmi birbirinden ayırmanın imkânı yok. Bazı anti-siyonist, anti-İsrailci Yahudileri taktir ediyorum ve hatta soykırım yoktur diyen Yahudileri de taktir ediyorum fakat Sözde Tevrat ile Talmud'a bakınca aslında Yahudiliğin ırkçılıktan, üstün ırk anlayışından, diğer insanları aşağılık görmekten ayırmanın imkânı yok. Çok fazla tahrif edilmiş. Alman nazizmi Yahudi Emperyalizmine mertçe karşı durmuşsa da kendi benimsediği dava biraz Yahudi özentisidir. İslam ruhundan uzak kalmışlardır. Alman Goethe gibi az sayıda tarihi Alman kişilik vardır Müslüman olan. Zaten bugün Müslüman olan Almanlar da bir tek Goethe'nin Müslümanlığı ile gurur duyar. Bu da ayrı bir mevzu.
Kısaca Kıbrıs'ta Rumlar ırkdaşlarımıza, dindaşlarımıza katliam yaptıkları için ve ayrıca Kıbrıs da esasen bizim topraklarımız olduğu için, biz de o adayı işgal etmiştik.
İşte Almanlar da bu mantık ile Polonya'yı işgal etti. Fakat Yahudi Emperyalizmi bunu kabul etmedi ve harp ilan etti. Nitekim bu katliamı yapan Yahudiler zaten harp çıkarmak için yaptılar. Biz Kıbrıs'ı işgal edince bize harp ilan etmediler. Eğer etseydiler biz de o harp esnasında fırsattan faydalanıp elbette Misak-ı Milli topraklarımızı almak için mücadele ederdik fakat harp yoksa büyük haksızlık olmadığı müddetçe müdahalelere gerek yoktur.
Benim bir akrabam o devirlerde Almanya'ya okumaya gitmişti. Fakat harp patlak verince ne yazık ki okuyamadı, eğitimi yarım kaldı. Kendisini tutuklamışlar. Fakat Müslüman Türk olduğu anlaşılınca Türkiye'ye yollamışlar. Yani her sünnetlileri topluyorlardı fakat Müslümanları gönderiyorlardı. Çünkü Müslümanlarla bir alıp veremedikleri yok. Müslümanlar onların kanını emmedi. Sırtından bıçaklamadı. Biz beraber Birinci Cihan Harbine girdik dış güçlere karşı yenildiğimiz gibi beraberce içerdeki Yahudilerin ihanetine uğradık. Yahudiler sırtımızı bıçakladı. Biz 90 senelik zincirlerimizden one minute ile kurtulmaya çalışıyoruz. Kurtuluş Savaşı gibi hikâyeler tamamen palavradır. Yedi düveli falan haklamadık biz. Haklasa idik masada kaybetmezdik. Masada ağırlığını koyabilen kişi galip olan kişidir. Biz masada toprakları, hilafet, namusumuzu, her şeyimizi kaybettik. İzmir'den İstanbul'dan güle oynaya ayrıldılar. Kimseyi de denize dökmedik. Biz Yahudi Emperyalizmine yenildik. Bu yenilgi Yahudilere meydan okuyan II. Abdülhamid'in hallolunmasından beri sürüyor. Şimdi Erdoğan ile tekrar meydan okuyor ve büyümeye çalışıyoruz. Gezi Parkı gibi bir sınav içindeyiz. Allah sonumuzu hayr etsin.
Hitler savaştan galip çıksa idi ve biz destek verse idik ki galip gözükse idi sonlara doğru destek verecektik. O vakit Yahudi Emperyalizminin bel kemiği kırılırdı fakat Yahudiler kazandı. İsrail merkezli olmak üzere dünyayı yönetiyorlar şimdi. Gezi Parkı olayları da İsrail güdümlüdür. Zaten İsrailliler toplu dua ediyorlarmış Türkiye batsın diye bu olaylarla. Hitler bu oyunları çok iyi okumuş, bir yere kadar başarılı olmuş fakat bir yerden sonra mağlup olmuştur. II. Abdülhamid de 33 sene dayanmış sonunda hallolunmuştur. Şimdi dünyada bu haksızlığa meydan okuyan ülke TÜRKİYE'dir!
|