Alıntı:
fican Nickli Üyeden Alıntı
Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınlarından, Atatürk ve Din Eğitimi (Ahmet Gürtaş) kitabında bütün şahitleri ile görebilirsiniz: Aynı kitapta üçüncü hatıra. Geçtiğimiz yıllarda yüz yaşını geçgin olarak İstanbul Merkez Efendi imam hatibi iken vefat eden, Cumhuriyetin ilânından önce İstanbul’da şeyhülmeşayıh ünvanı ile anılan Nurullah Efendi, özel doktoru Prof. Dr. Naci Bor Efendiye şu olayı bizat kendisi anlatıyor:
Nurullah Efendi, Atatürk’ün sekreteri olan amcazadesinden kendisini Atatürk’le görüştürmesini ister. O da Nurullah Efendiyi Ankara’ya davet eder. O günlerde Atatürk bir vesile ile resepsiyon vermektedir. Sekreter, Nurullah Efendiyi Atatürk ile resepsiyonda karşılaştırarak görüştürmeyi pilânlar ve bu maksatla resepsiyona Nurullah Efendiyi davet eder. Arzu edilen bu görüşme gerçekleşir. Ve Atatürk, Nurullah Efendi ile bir köşede hayli sohbet eder.
O günlerde türbe, tekke ve zaviyeler kapatılmış bulunmaktadır!
Söz buna intikal edince Atatürk, Nurullah Efendiye der ki:
--Efendi Hazretleri! Tekke, türbe ve zaviyeleri ben kapattım! Allâh bana ömür verecek mi? Bilmiyorum; ama şayet ömrüm olursa, günü gelince bunları yine ben açacağım!
Atatürk bu hakikati gerçek şeyh efendiye ifşa etti.
PİRİ GALİBİ
SEYYİD H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU
HZ. KUR’AN’DA TESETTÜR HİCAP VE EDEP İSİMLİ ESERİNDEN ALINTIDIR.
|
Eğer böyle bir sözü var ise neden kemalistlerin tavrı değişmiyor?