Tasavvuf, maneviyatın yani fiziküstü metanın zuhurunun dünyada bariz maddi ve manevi görünümünün zuhur mercii ve aşk-ı ilâhiden Hazret-i insan olmanın manevi ilim kapısı.
Tarik ise, kişinin kendi insiyatifi ile gittiği yoldur. Yolların cemisi ise tarikattır.
Yaratıcıya ister inansın veya inanmasın, Benî Âdem’in iradesi ile her an değişen, sayamayacağı kadar çok yolları vardır.
HZ. ALLAH İnsan olmaya uyumlu Benî Âdem’e kamil insan olma yollarını gösteriyor. Kitab-ı Kadim, bütün semavi kitaplar ve suhuflar, gelmiş ve geçmiş cümle Peygamber Efendilerimiz, tabilerinin yaşadığı zamanlarına ve yaşantılarına uyumlu emr-i ilâhi ile çelişmeyen yolu gösterdiler. Bu yolun ismi tarik-i müstakîmdir. Din ise tevhit dîni, İslâmiyet’tir.
Gösterilen sırât-ı müstakîm üzere yaşamaya samimiyetle uyum sağlayanlar yol ehli anlamına gelen ehl-i (ehlî) tarîk kelâmı ile taltif olundular. Kıyamete kadar ihsan edilen ilâhi rahmet devam edecektir. Şüphe edilmesin.Tertib-i ilâhidir. Beşerin tertibi değil… Acaba? diye müterettid olduğun zaman yolun gerçeğini yeteri kadar anlayamazsın. Acabasız, samimi, ihlâslı olduğun zaman tertîb-i tanzim-i ilâhiye olduğunu anlar, yaşar, zevki ile hakikatlerin mevcudiyetine şahid olursun.Ehl-i tarîkin bir ismine de, umumiyetle doğuda “tövbe kapısı” derler, öyle telaffuz edilir.
“TÖVBE KAPISI KAPANDIĞI ZAMAN SİZ KIYAMETİ BEKLEYİNİZ.” buyurdu Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) Gene buyurdular ki:
“ENE MEDİNETÜN ALÎ BÂBUH” (BEN İLİM ŞEHRİYİM, ALİ KAPISIDIR).
Pir-i GÂLİBİ
|