11-13-2013, 16:57
|
#19
|
|
Son olarak İstanbul’da düzenlenen 2. Avrupa Süt Bankası Kongresi bunun en önemli kanıtı oldu. Gazetecilerin içeriye sokulmadığı kongre ifsad projesini yeniden Türkiye’nin gündemine taşıdı. Kongrenin ardından âlimler nesebimizi tehlikeye sokacak bu projeye karşı bir kez daha seslerini yükseltti.
Fatih YEDİER
Kardeş Evliliklerinin Önü Açılır
Prof. Dr. Cevat Akşit: “İnancımıza göre bir çocuk iki yaşını doldurmadığı zaman bir kadının sütünü bir yudum bile içerse öz çocuğu gibi olur. Bu sütü memesinden emmesi fark etmez. Sağdılar şişeye çocuk içti fark etmez. Yani, inancımıza göre o kadının diğer çocuklarıyla kardeş olur, birbirleriyle evlenemezler. Süt emmek ya da emzirmek yasak değildir. Kimin sütünü emdi, ne zaman emdi? Hiç karışmayacak şekilde kesin bilinecek şekilde tespit etmek lazım. Ancak bu mümkün değil.”
Kan Tahlilleri Bile Karışıyor
İlahiyatçı Mahmut Toptaş: “Bu hususta yapılabilecek sahtekarlıklar konusunda İçişleri Bakanlığı’na bir sorulsa, Sağlık Bakanlığı neler olabileceğini anlar. Hastahanelerde kan tahlilleri bile karışıyor. Süt annelerinin verdiği sütü üzerine yazacağız. Filan annenin nüfus cüzdanıyla beraber. Alanı da yazacağız diyorlar ama hastahaneler de kanserli hastaya temizsin diyor da temiz adama da kanserlisin diyorlar. Sonra ortaya çıkıyor gerçekler. Bu tür mahzurlar ortaya çıkacak.”
Bu Kural, Allah’ın Kuralıdır
İLAHİYATÇI Nureddin Yıldız Hocaefendi: “Kim kimin sütünü emerse, süt emdiği kadının çocuğudur. O kadının o anki kocası onun babası, o kadının çocukları da onun kardeşleridir. İnsan, kendi öz kardeşiyle evlenemezse süt kardeşleriyle de evlenemez. Bu kural, mezheplerden birinin ya da müştehitlerden birinin kuralı değildir. Bu kural, Allah’ın kitabı Kur’an’ın kuralıdır. Resulullah (S.A.V.) Efendimizin kuralıdır. Hiçbir Müslüman, süt bankasına süt veremez. Süt bankasından çocuğuna süt içiremez. Ortada ciddi bir güvensizlik var. Şeriatımızı ilke olarak kabul etmeyen bir sistemin, şeriatımıza dair bir hassasiyeti korumaya söz vermesi yanlış bir şeydir.”
Birilerine Yaranmaya Çalışıyorlar
İLAHİYATÇI Doç. Dr. Nedim Urhan: “Aslı itibariyle Sağlık Bakanlığı ateşle oynuyor. Bu proje Müslümanlarca haram olan bir şeyin helalleştirmeye doğru bir alt yapı çalışmasıdır. Birçok alim bu projenin doğru olmadığını defalarca vurguladı ve fetvasını da verdi. Buna rağmen bu çalışma da ısrarcı olunuyorsa bundan bir art niyet aranabilir. Bu uygulama birilerini yakacak. İslami aile yaşantısını kökten sarsacak.”
Harama Kapı Açar
İlahiyatçı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Efe: “Bankalarda toplanan sütlerin kime ait olduğu ve verildiği her ne kadar kayıt altına alınsa da bunun karışmayacağını garanti edemezler. Bu süt merkeziyle harama kapı açılmış olur. Kur’an’da, harama götüren yolların da haram olduğu esası vardır. Mesela içki içmek haramdır. Ama satmak ya da buna aracı olmak da haramdır. Süt merkezi meselesi de böyledir. İleride sütkardeşlerin birbirleriyle evlenmelerine yol açacağı için böyle ‘Süt Merkezi’nin açılması haramdır.” /11
Sağlık Bakanlığı tepkilere neden olan ‘Anne Sütü Bankası’ projesinden taviz vermiyor. Bankaların ilkini 8 Mart’ta İzmir’de açmayı planlayan ancak bazı eksiklerden dolayı açılışı tehir eden Bakanlık, projeden vazgeçmiş değil. Sağlık Bakanlığı kamuoyundan ve din adamlarından gelen tepkiler üzerine ‘Anne Sütü Bankası’ ifsad projesini gizli kapaklı sürdürmeye devam ediyor. Son olarak İstanbul’da düzenlenen 2. Avrupa Süt Bankası Kongresi bunun en önemli kanıtı oldu. Gazetecilerin içeriye sokulmadığı kongre ifsad projesini yeniden Türkiye’nin gündemine taşıdı. Kongrenin ardından âlimler nesebimizi tehlikeye sokacak bu projeye karşı bir kez daha seslerini yükseltti.
Kardeş Evlilikleri Artar
İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit, “İnancımıza göre bir çocuk iki yaşını doldurmadığı zaman bir kadının sütünü bir yudum bile içerse öz çocuğu gibi olur. Bu sütü memesinden emmesi fark etmez. Sağdılar şişeye çocuk içti fark etmez. Bir, iki ay buzdolabına koydular fark etmez. Bir yudum bile içse sütkızı, sütoğlu olur. Yani, inancımıza göre o kadının diğer çocuklarıyla kardeş olur, birbirleriyle evlenemezler. Süt emmek ya da emzirmek yasak değildir. Kimin sütünü emdi, ne zaman emdi? Hiç karışmayacak şekilde kesin bilinecek şekilde tespit etmek lazım. Ancak bu mümkün değil” diyerek ilerleyen süreçlerde yasak evliliklerin yayılabilme tehlikesine dikkat çekti.
Birilerine yaranmaya çalışıyorlar
İlahiyatçı Doç. Dr. Nedim Urhan: “Aslı itibariyle Sağlık Bakanlığı ateşle oynuyor. Bu proje Müslümanlarca haram olan bir şeyin helalleştirmeye doğru bir alt yapı çalışmasıdır. Bir çok alim bu projenin doğru olmadığını defalarca vurguladı ve fetvasını da verdi. Buna rağmen bu çalışma da ısrarcı olunuyorsa bunda bir art niyet aranabilir. Bunun doğru bir uygulama olmadığını defalarca söyledik hâlâ ısrarcı olmalarının sebebinin birilerine yaranmak olduğu da görülüyor. Bu uygulama birilerini yakacak. İslami aile yaşantısını kökten sarsacak. Başta da söylediğim gibi Sağlık Bakanı ateşle oynuyor. Bu saçma sapan düşünceden geri dönmesini öneriyorum”
İstismara Açık
İlahiyatçı-Yazar Mahmut Toptaş: “İslam dininin süt kardeşliğinin ispat zorunluluğu şu çerçevededir. Çevrede onu bizzat görebilen, yaşayabilen, görme imkanı olan insanların şahitlik etmesi gerekmektedir. Mesela Adana’dan iki adam çıkıp gelip de İstanbul’da birilerinin birileriyle süt kardeş olduğunu iddia etse bunların görüşme imkanı olmadığından, şahitlikleri kabul edilmez. Şimdi burada, nüfus müdürlüğü diyecek ki bu bunun süt kardeşi. Nerden biliyor? Bizim oraya kayıtlı. Kaydı senin yapmadığını nerden bilelim. Bu hususta yapılabilecek sahtekarlıklar konusunda İçişleri Bakanlığı’na bir sorulsa, Sağlık Bakanlığı neler olabileceğini anlar. Kan tahlillerinde bile hastahanelerde karışıklık meydan geliyor. Süt annelerinin verdiği sütü üzerine yazacağız. Filan annenin nüfus cüzdanıyla beraber. Alanı da yazacağız diyor da hastaneler de kanserli hastaya temizsin diyor da temiz adama da kanserlisin diyorlar. Sonra ortaya çıkıyor gerçekler. Bu tür mahzurlar ortaya çıkacak. Art niyetli insanlar bu projeyi istismar edebilir.”
Bu Kural, Allah’ın Kitabı Kur’an’ın Kuralıdır
İlahiyatçı Nureddin Yıldız Hocaefendi de, “Bir insanın başka bir kadının sütünü emmiş olması, kadının rahminden doğmuş gibi olmuş demektir. Kim kimin sütünü emerse, süt emdiği kadının çocuğudur. O kadının o anki kocası onun babası, o kadının çocukları da onun kardeşleridir. İnsan, kendi öz kardeşiyle evlenemezse süt kardeşleriyle de evlenemez. Bu kural, Allah’ın kitabı Kur’an’ın kuralıdır. Resulullah (S.A.V.) Efendimizin kuralıdır” dedi.
Bu Proje Avrupa’nın Projesidir
”Biz Müslümanlar olarak meleklere, kadere, ahirete, namaza inandığımız gibi, bir kadının sütünü emen iki çocuğun da kardeş olduğuna inanıyoruz. Çocukların emeceği sütü, kadınların önceden göğüslerinden çıkarıp bir yerde muhafaza etmeleri yada günlük olarak bir çocuğa sunmalarını kabul edemeyiz.” diyen Yıldız “Bu, Avrupa’da gelişmiş bir sistem. Avrupa’da emzirmeye üşenen, göğüslerinin bozulmasını istemeyen üşengeç Avrupalı kadınların hastalığıydı bu. Devlet de, doğan çocuğa çare bulmak için Cezayir’den falan gelmiş ikinci sınıf vatandaş olan siyahi kadınların sütlerini önceden toplayıp kendi lort kadınlarının doğurduğu ama emzirmeye üşendikleri çocuklarına hazır süt bulmak için geliştirilmiş bir projedir. Bir çocuk Ayşe isimli bir kadının sütünü emiyorsa bu caiz ise aynı şekilde devlet tarafından organize edilse suç sayılmaz. Ama kimin ne kadar vergi vereceğini bile takip edemeyen bir devletin, kimin sütünü kimin ne kadar içtiğini de kontrol edebileceğine inanamıyoruz. Hiçbir Müslüman, süt bankasına süt veremez. Süt bankasından çocuğuna süt içiremez. Ortada ciddi bir güvensizlik var. Şeriatımızı ilke olarak kabul etmeyen bir sistemin, şeriatımıza dair bir hassasiyeti korumaya söz vermesi yanlış bir şeydir. Bu laikliğin kendisi değil bir defa. Belgelemeyi falan da kabul edemeyiz. Devlet böyle bir banka kurarsa, bu bankanın resmi olmayanını da vatandaş köylerde kurar. Devlet vergisini toplayamıyor. Devlet henüz kimin nerede oturduğunu bilemiyor. Terörü önleyemiyor. Süt terörünü hiç önleyemez.” şeklinde konuştu.
|
|
|