Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-23-2013, 21:42   #87
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi'nin, bugün 23 Aralık 2013 tarihinde yayınlanmış olan "Gayrimüslimlere Hoşgörü Müslüman'a Beddua" başlıklı makalesinin bir bölümünden aşağıdaki alıntıları Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'ye hatırlatmak isterim:

"
27 Mayıs ve Adnan Menderes'le ilgili çalışmalarımda ve Cumhuriyet Arşivi'nden çıkan belgeleri üzerinde yaptığı çalışmada Bediüzzaman Said Nursi'nin mektupları dikkatimi çekmişti.

Menderes'e yazılmıştı ve bir kısmı 27 Mayıs darbesi sırasında Adnan Menderes, İçişleri Bakanı Namık Gedik ve Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes'in makamlarında yapılan aramalarda ele geçirilmişti.

27 Mayıs'tan sonra oluşturulan, 'ihbar' mekanizması kapsamında, Said Nursi'nin Demokrat Parti yöneticilerine yazdığı, 'vatan ve millet namına' diye başlayan mektupları suç delili olarak 27 Mayıs'ın 1 no'lu tasnif komisyonu tarafından toplanmıştı.


Orada dikkatimi çeken bir ifade tarzı vardı. Daha sonra Bediüzzaman Hazretleri'nin Risale-i Nur Külliyatı isimli eserlerine baktığımda da aynı şeyi gördüm.

Said Nursi, mükerrer mektuplarında Menderes'e, 'İslam Kahramanı' olarak hitap ediyordu. Ezan-ı Muhammedi'nin Arapça aslına uygun olarak okunmasını sağladığı ve Kur'an-ı Kerim'in öğrenilmesi, Müslümanların ibadetlerini korkusuz bir şekilde yerine getirilmesine zemin hazırladığı için, Menderes'e dua ettiğini söylüyordu.

Bediüzzaman, 'İslam'a ve Kur'an'a hizmetleri' nedeniyle Menderes'e dua ederken, Demokrat Parti döneminde kendisi ne durumdaydı? İktidar nimetleri önüne serilmiş, talepleri talimat olarak kabul edilmiş, kadroları devletin kademelerine yerleşmiş, bir eli yağda bir eli balda mıydı diye baktım.

Demokrat Parti döneminde Türkiye, din ve vicdan özgürlüğü alanında ne kadar ilerlediyse, demokrasinin sağladığı hürriyet havasından kim ne kadar istifade ettiyse, Bediüzzaman Said Nursi de o kadar istifade etmiş.

Hatta o kadar bile değil.

Yine Cumhuriyet Arşivi'ndeki belgelere göre fişlemede yine birinci derecede tehlikeli olan kodla, '1-a' koduyla fişlenmiş, mahkemeleri ve sürgün hayatı devam etmiş. Isparta ve Barla'da mecburi ikameti sürmüş ama CHP dönemindeki kadar katı değil, kısmen rahatlatılmış. Isparta'dan Barla'ya, Barla'dan Emirdağı'na gidişi dahi izinle ve polisin takibatı altında olmuş.

Ama Bediüzzaman kendisinin Ankara'ya girişine yasak getirdiği halde şahsı için değil, Ezan-ı Muhammedi hürmetine Menderes'e hep, 'İslam Kahramanı' gözüyle bakmış, öyle hitap etmiş.

Bunları niçin hatırlattım.

Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı'ndaki Türkiye'de dindarların sıkıntı olarak gördükleri her şeyin kaldırılmasına, kamuda ve Meclis'te başörtüsü serbestisine, okullarda Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimiz'in Hayatı'nın ders olarak okutulmasına, ordudan atılanların haklarının iadesine, darbecilerden, Ergenekonculardan hesap sorulmasına, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin beraat etmesini sağlayan 2006 tarihli yasal düzenlemelere ve hocefendiye, 'Türkiye'ye dön' çağrısına rağmen, duanın yerini beddua aldı.

Hem de ne beddua...

İsrail'in Mescid-i Aksa'yı işgalinde, Amerika'nın Irak'ı işgalinde, Ebu Gureyb'de Müslüman kadınların ırzına geçilirken yapılmayan beddualar bugün Recep Tayyip Erdoğan için yapılır oldu.

Kur'an'da Kabe'yi yıkmaya giden Ebu Leheb'e yapılan bedduanın gönüllere Kabeler inşa etmeye çalışan kadrolara karşı kullanılması üzücü bir durum olsa gerek."

Muhterem Hocaefendi; Pir-i Mugan Şem-i Tâban sözleriyle hürmetle andığınız Bediüzzaman Said-i Nursi hazretleri, rahmetli Adnan Menderes'i "İslam Kahramanı" olarak nitelendirirken, Adnan Menderes'in; İslam'a, Müslümanlara, Türkiye'ye, Müslüman Türk Mileti'ne ve insanlığa yapmış olduğu hizmetlerin çok daha fazlasını yaparak, Bediüzzaman Said-i Nursi'nin ölçülerine göre değerlendirirsek, Adnan Menderes'e göre, "2 kat, 3 kat, 4 kat İslam Kahramanı" olarak nitelendirilmesi gereken Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sembol lideri olan AK Parti Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında son günlerde söylemiş olduğunuz sözlerinizi, Bediüzzaman'ın ölçülerine göre nereye koyuyorsunuz ve o büyük zâtın talebeliğini hakkıyla yerine getirebildiğiniz kanaatinde misiniz?

Konu Cihannur tarafından (12-23-2013 Saat 21:47 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla