Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04-08-2014, 09:22   #22
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
abc1980 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben de istemiyorum. Rahmetli Özal aklıma geliyor sürekli. Kendisi cumhurbaşanı olduktan sonra parti dağıldı. Şu an Anap nerde diye baksak bulamayız.

Kim ne derse desin, Ak partiye oy verenlerin çoğunluğu Tayyip Erdoğan'ın ismine veriyor.

Sayın başbakanımız partiyi biraz daha idare etin, gerekli alt yapıyı oluştursun sonra aday olsun. Hep 2023 deniliyor ya, işte 2023 senesine kadar beklesin bence.
Alıntı:
abc1980 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
@Cihannur

Seni anlıyorum ve yazdıklarına katılıyorum.

Daha önce dediklerim nedenler ile Cumhurbaşkanı adayı olmamasını istediğim sayın Başbakanımızın bir neden ile daha olmaması lazım. O da paralel yapı ile mücadele. Tüm mitinglerinde '' Bunların inine gireceğiz. '' dedi. Ak partiye oy verenlerin çoğunluğu bu yapının silinmesini istiyor. Sayın başbakanımız aday olursa sözünü tutamaz duruma gelecek. Bu da vatandaşın tepkisine neden olacak. En başta benim.
Alıntı:
abc1980 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Anayasamızın bazı maddeleri şöyledir:

"Madde 8- Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.

@Cihannur

Bu dediğin anayasada geçiyor ama uygulamada başbakan daha aktif. Cumhurbaşkanı olan kişi fazla aktif olamıyor. Ara sıra yurt dışı ve yurt içi gezileri, kanun ve anayasa ile ilgili imzalar ya da vetolar. Cumhurbaşkanı maalesef bunlar dışında bir şey yapamıyor.
Sevgili kardeşim, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasının neden hayırlı olacağı kanaatinde olduğumu biraz daha detaylandırarak anlatayım:

1-
Öncelikle şunu belirteyim: Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) Kurucu Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, sadece AK Parti'nin sembol lideri değildir; Erdoğan, AK Parti'nin sembol lideri olduğu kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de sembol lideridir. AK Parti'nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Sembol Lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığında klasik bir cumhurbaşkanı profili görmeyeceğiz; Allah nasip ederse 10 yıl boyunca çok aktif bir cumhurbaşkanı profili göreceğiz. Önümüzdeki 10 yılda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın; ülkemize, milletimize ve partimize olağanüstü ölçüde katkısı olacaktır inşaallah.

2- Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa her ne kadar onun güncel siyasetle ilişkisi kesilmiş olacak olsa da o perde arkasında devamlı olarak AK Parti'ye ve AK Parti'nin politikalarına katkılar sunacaktır. Bazı misallerle anlatayım: Mesela, Erdoğan Cumhurbaşkanı ve Gül ya da Davutoğlu da Başbakan oldu diyelim. Erdoğan, A Bakanının görevinde başarısız olduğunu görürse bu durumu kapalı kapılar ardında AK Partili Başbakan'a iletebilir ve AK Partili Başbakan da, görevinde başarısız olan A Bakanını görevden alarak A Bakanlığını daha iyi idare edebilecek bir kişiyi A Bakanı olarak görevlendirebilir. Başka bir misal de şöyle olabilir: B Bakanlığının B Bakanı görevindeki bazı uygulamaları hatalı yapıyor olabilir; bu durumu tespit eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili Başbakan'a uyarıda bulunabilir ve AK Partili Başbakan da B Bakanına uyarıda bulunarak o bakanın yapmış olduğu hatalı uygulamaların düzeltilmesini sağlayabillir. Bir misal daha vereyim: Mesela C Bakanlığının bazı politikaları hatalı olabilir; Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili Başbakan'a uyarıda bulunarak C Bakanlığının o hatalı politikalarının düzeltilmesini sağlayabilir. Hakeza Erdoğan, AK Parti'nin parti işleyişi bakımından ortaya çıkabilecek muhtemel hataların düzeltilmesi konusunda da önerileriyle olsun, uyarılarıyla olsun AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan'a o hataların düzeltilmesinde yardımcı olabilir.

3-
AK Parti'nin, ANAP gibi dağılıp gidebileceği konusunda endişesi olan arkadaşlar boşa endişeleniyorlar. Çünkü ANAP, kurumsallaşamamış bir siyasi partiydi. Oysa AK Parti, dindar ağırlıklı merkez sağ bir siyasi parti olarak % 40 civarında kemikleşmiş oy oranı ve tabanıyla Türk siyasetinin merkezine ve merkez sağına yerleşerek kurumsallaşmasını tamamlamıştır hamdolsun.

4-
ANAP'ın başına gelen Mesut Yılmaz kötü misalinin akıllara gelerek AK Parti için endişelenilmesi de gereksizdir. Çünkü solcumsu biri olan ve merkez sağ ANAP'ın dokusuyla uyuşmayan Mesut Yılmaz, kendisinin de ANAP'ın da siyasi hayatını bitirmiştir. AK Parti'de ise durum çok farklıdır. AK Parti'nin başına geçme ihtimali olan iki isim de (Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu) hem kişilik özellikleriyle AK Parti'nin dokusuyla uyum içindedirler hem de başarılı birer siyasetçilerdir. Bir sonraki maddede bu hususu detaylandırayım.

5- AK Parti'nin başına geçmesi muhtemel olan Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu'nun her ikisi de insanlıklarıyla da adamlıklarıyla da işlerindeki başarılarıyla da temeyyüz etmiş olan siyasetçilerdir. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, 11. Cumhurbaşkanımız olarak gelmiş geçmiş 11 Cumhurbaşkanımız arasında en iyi ve en başarılı Cumhurbaşkanımız olmuştur. Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu da, Cumhuriyet Tarihi'nin gelmiş geçmiş tüm dışişleri bakanları arasında en iyi ve en başarılı Dışişleri Bakanımız olmuştur.
Müslüman demokratlığın değerli birer temsilcileri olan bu iki başarılı siyasetçinin bu başarılarının yanı sıra hem kişilik özellikleri hem de düzgün aile yapıları, her ikisinin de AK Parti Genel Başkanı olarak AK Parti'nin muhafazakâr demokrat kimliğini kendi şahıslarında hakkıyla ve başarıyla temsil edebileceklerinin delilidir. Abdullah Gül'ün ya da Ahmet Davutoğlu'nun, AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevlerini layıkıyla yerine getirecekleri hususunda kimsenin şüphesi olmasın.

6- Paraleller Terör Örgütü (PTÖ) meselesine gelince... Dışişleri Bakanlığındaki gizli toplantıyı deşifre ederek kamuoyuna sızdıran PTÖ, ülkemiz ve milletimiz için tehlikeli bir terör örgütüdür. PTÖ, yaptığı o vatan hainliğiyle Türkiye ile Suriye arasında savaş çıkmasına yol açabilecek ölçüde vatana ve millete ihanet ederek saldırmıştır. İktidara yarın sabah CHP-MHP faşizm koalisyonu gelse bile, o faşist koalisyonun yapacağı ilk işlerden biri PTÖ ile mücadele ederek PTÖ'yü ortadan kaldırmaya çalışmak olacaktır. Erdoğan, Allah nasip eder de cumhurbaşkanı olursa, o zamana kadar daha 5 ay kadar bir süre Başbakanlık görevinde bulunacaktır. Önümüzdeki 5 ayda PTÖ ile mücadeleye devam edileceği gibi, Erdoğan sonrasında da Gül ya da Davutoğlu Başbakanlığında da PTÖ ile mücadele devam edecektir. Askerî vesayeti ve yargı vesayetini ortadan kaldıran AK Parti, demokrasi üzerinde hiçbir vesayet kabul etmeyecek, Bir Kısım Gülen Cemaati olan Şantajcı Montajcı Haramzade Paralelleri etkisiz hâle getirerek demokrasi üzerinde cemaat vesayeti kurulmasına izin vermeyecektir inşaallah.

7- Başbakanımız Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasını istemeyenler, Erdoğan cumhurbaşkanı olduktan sonrasının (Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Gül ya da Başbakan Davutoğlu) şimdiye göre daha iyi bir yönetim durumu olduğunu gördüklerinde, iyi ki Erdoğan cumhurbaşkanı olmuş kanaatine varacaklardır diye düşünüyorum. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı ve Gül ya da Davutoğlu'nun Başbakanlığı; ülkemiz, milletimiz ve partimiz için bugüne göre daha iyi ve daha hayırlı olacaktır inşaallah.

Son olarak şunu söylemek isterim: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Başbakan Gül ya da Başbakan Davutoğlu'nun liderliğindeki Türkiye önümüzdeki 10 senede, geride bırakmakta olduğumuz 11.5 yıllık iktidarımız gibi çok başarılı bir dönem yaşayacaktır inşaallah. Hatta inanıyorum ki, eğer işler genel olarak yolunda giderse önümüzdeki 10 senelik muhtemel iktidarımızdaki başarılarımızla, bugüne kadar 11.5 yıllık iktidarımızda elde ettiğimizden daha fazla başarı elde edebiliriz.

Allah; ülkemiz, milletimiz ve partimiz için en iyisi ve en hayırlısı neler ise onları nasip etsin.

Konu Cihannur tarafından (05-13-2014 Saat 21:21 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla