Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, 12. Cumhurbaşkanı seçiminde aday oldu. Hayırlı olsun.
Şimdilerde Erdoğan'dan sonra AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanın kim olacağı konusu tartışılıyor. Aslında bu sorunun cevabı da büyük ölçüde belli. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, 'Siyaset plânım yok; Putin-Medvedev modelini -yani başbakan ve devlet başbakanın karşılıklı görev değişimi modelini- demokrasiye uygun görmüyorum.' mealinde sözler söyleyerek başbakanlığı düşünmediğini belirtti. AK Parti, 3 dönem kuralının devam edeceği kararına vardığı için de üst üste 3 dönemdir milletvekilliği yapmakta olan pek çok AK Parti ileri geleninin bir sonraki dönemde milletvekili olamayacağı belli oldu.
Bütün bunları dikkate aldığımızda geriye hem 3. dönem kuralına takılmayan hem AK Parti'nin üst düzey yetkililerinden olan hem yüksek profilli olan hem de AK Parti teşkilatlarının ve halkımızın desteğini alabilecek özelliklere sahip olan bir milletvekili kalıyor: Ahmet Davutoğlu.
Hoş, 3 dönem kuralı geçerli olmasaydı da AK Parti içinde başbakanlık için en güçlü siyasi figürler, Bülent Arınç ve Ahmet Davutoğlu'dur. AK Parti'nin teşkilatlarının Recep Tayyip Erdoğan dışında partide en beğendikleri siyasetçiler de Bülent Arınç ve Ahmet Davutoğlu olmalı ki, bildiğim kadarıyla 4. Olağan Kongremizde delegelerimizden en çok oyu Bülent Arınç ve daha sonra da Ahmet Davutoğlu almış.
Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığını gerekli kılan diğer bir husus da şudur: İngilizlerin ve Fransızların, Ortadoğu'ya 100 yıl kadar önce dayatmış oldukları Sykes-Picot düzeni çatır çatır çöküyor ve hatta çöktü de diyebiliriz. Ortadoğu'da sınırlar yeniden çizilirken, Rusya ile Ukrayna arasında savaş tamtamları çalarken, Suriye'de iç savaş sürerken, Mısır, demokrasiden diktatörlüğe dönmüşken, Türkiye'nin Başbakanlığında bir 'dış politika profesörü'nün bulunması Türkiye için hayati derecede önemlidir. Türkiye önümüzdeki 10 yılda Büyük Türkiye olma hedefi doğrultusunda yürüyecekken inşaallah, Türkiye'nin Başbakanlığında Cumhuriyet Tarihi'nin gelmiş geçmiş en iyi ve en başarılı dışişleri bakanının (Ahmet Davutoğlu) bulunması Türkiye için önemli bir şans olacaktır.
Yeni döneme geçiş, tereyağından kıl çeker gibi yapılabilir. Anlatayım: 10 Ağustos 2014 tarihinde cumhurbaşkanlığı seçiminin 1. turunda Recep Tayyip Erdoğan, % 50'nin üzerinde oy alarak 12. Cumhurbaşkanımız olarak seçilir. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Ağustos 2014 tarihinde AK Parti Genel Başkanlığı'ndan ve Başbakanlık'tan istifa edebilir. Cumhurbaşkanı Gül, teamüle göre müstafi Başbakan'a (Erdoğan) yeni hükümet kuruluncaya kadar görevine devam etmesini rica eder. AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın istifası üzerine 11 Ağustos 2014 tarihinde toplanır. AK Parti MKYK şu 3 kararı alabilir: 1- AK Parti Genel Başkanlığı'na vekaleten Mehmet Ali Şahin'in getirilmesi, 2- Eylül ayında AK Parti'nin 5. Olağan Kongresi'nin ya da 1. Olağanüstü Kongresi'nin toplanması için karar alınması, 3- AK Parti'nin başbakan adayı olarak Bülent Arınç ismi üzerinde karar alınması.
AK Parti MKYK'sının bu kararlarından sonra Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, 62. Hükümeti kurma görevini Bülent Arınç'a verebilir. Bülent Arınç da 62. Hükümeti kurarak süreci devam ettirebilir. Bu sıralarda AK Parti MKYK, AK Parti Kongresi'ne Ahmet Davutoğlu'nun genel başkan adaylığında gidilmesine destek verdiğini açıklayabilir. Ahmet Davutoğlu muhtemelen eylül ayı sonunda yapılacak olan kongrede karşısına aday olarak kim çıkarsa çıksın seçimi büyük oy farkıyla kazanarak AK Parti Genel Başkanı olabilir.
Ekim ayında TBMM açılır. AK Parti 'nin 5. Olağan Kongresi ya da 1. Olağanüstü Kongresi sonrası Bülent Arınç, 62. Hükümetin istifasını Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunabilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na 63. Hükümeti kurma görevini verir. Ahmet Davutoğlu, 1. Davutoğlu Hükümeti'ni kurarak TBMM'den güvenoyu alır. Bu arada 2015 Bütçesi'nin hazırlıkları sürmektedir. Başbakan Davutoğlu, bir taraftan kabinesiyle ülkeyi yönetirken bir taraftan da bütçe konuşması için hazırlık yapar. Çünkü Türkiye'nin gözü yeni başbakanın üzerinde olacaktır ve Türk Milleti, büyük bir dikkatle Ahmet Davutoğlu'nun bütçe konuşmasını dinleyecektir. Davutoğlu, başbakanlık görevindeki belki de ilk ciddi sınavını aralık ayında yapılacak olan 2015 Bütçesi'nin görüşmelerinde verir. 2015 yılına girilmesinden sonra yavaş yavaş 2015 Genel Seçimi hazırlıkları başlar. Süreç bu şekilde ilerlerse halkımız, Davutoğlu'nun 7-8 aylık yönetimini görmüş olur ve 2015 Genel Seçiminde oyunu Davutoğlu'nun yönetimden memnun olup olmamasına göre kulllanabilir. Eğer Başbakan Davutoğlu ve kabinesi genel olarak ve bilhassa ekonomide başarılı bir performans gösterirse, AK Parti, 2015 Genel Seçiminde % 50'nin üzerinde oy alarak 4. kez üst üste ve tek başına iktidara gelebilir.
Konu Cihannur tarafından (07-19-2014 Saat 07:14 ) değiştirilmiştir..
|