|
Cihannnur kardeşim. Siyasette yalanla doğrular birbirine karışıyor. Türk siyaseti beş para etmiyor.Aşağıda ki iddiaları biz daha önceden biliyorduk.Bunların doğru olup olmadığını delil getirirsen bir daha da bu siteye uğramayacağım.Hadi bu haberleri de yalanlayın. bakalım...
.................................................. ...
2002 seçimleri öncesi ABD ziyaretinin devamı seçimden sonra gelmiş, yasaklı olduğu için seçime katılamayan parti başkanı RTE, Bush’un davetiyle 10 Aralık 2002’de Washington’a gitmişti. Burada ABD politikalarına yön veren kuruluşlardan CSIS toplantısına katılmış, toplantı sonrasında döndüğü otelde Marc Grossman (eski ABD Ankara Büyükelçisi) ve Paul Wolfowitz’le (dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı ve akademisyen) görüşmüştü. Dönemin Türkiye Büyükelçisi Faruk Loğoğlu ise diplomatik geleneklere uygun bir şekilde bu görüşmelere katılmak için otele gitmişse de bu “özel” görüşmeye alınmamış, lobide bekleyip otelden ayrılmıştı. ( 1 Turan YAVUZ, Çuvallayan İttifak, Destek Yay., 1. baskı, aktaran; Merdan YANARDAĞ, Bir ABD Projesi Olarak AKP, Siyah Beyaz Yay., 1. baskı, 2007)
Dünya Ekonomik Forumu’ndan 8 ay sonra R.Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Bush’a yazdığı, birinci yıl dönümünde 11 Eylül’ü kınayan mektubunda AKP’den “Türkiye’yi yönetmeye aday parti” olarak bahsetmesi sıra dışı, ama anlamlıydı.
1. RECEP TAYYİP ERDOĞAN -ABD İLİŞKİLERİNİN BAŞLANGICI
AKP, ABD tarafından Türkiye’yi Batı merkezli küresel sermaye ve onun etrafında şekillenen küresel çetenin çıkarlarına göre dönüştürmesi, şekillendirmesi ve Türkiye’nin yıkımıyla sonuçlanacak süreci uygulaması için desteklenip iktidara getirilen bir projeydi. Çeşitli ülkelerde Batıcı siyasi güçlerin iktidara gelmesi, 2005’te Ukrayna’da Batıcı Viktor Yuşçenko’nun Cumhurbaşkanı olmasıyla sonuçlanan süreçten esinlenilerek “turuncu devrim” diye adlandırılır. Türkiye’nin turuncu devrimi de, 3 Kasım 2002 tarihinde yaşanmıştır. AKP, iktidara gelmeden önce ve iktidara geldiği günden itibaren ABD’nin tasarladığı plânları, programları, projeleri uygulamış,R.Tayyip Erdoğan, ve arkadaşları, ABD’nin kendilerine verdiği görevleri yerine getirmeye çalışmıştır.
Daha 3 Kasım 2002’den 6 yıl önce, 20 Ekim 1996’da Aydınlık dergisindeki haberde, ABD’deki sözde “düşünce kuruluşu”, özde “özel istihbarat kuruluşu” RAND’ın hazırladığı rapora göre ABD’nin Türkiye’de Amerikan çıkarlarını korumak için –o gün Refah Partili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan- Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığa gelmesinin gerekli olduğunun belirtildiği yazıyordu. Derginin iddiasına göre eski ABD Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, 15 Ekim 1996’da R.Tayyip Erdoğan, ’yi makamında ziyaret etmiş ve siyasî geleceği için teşvik etmişti. Kapaktaki yazı kehanet değil öngörüydü: “Abramowitz, Tayyip’i Erbakan’ın yerine hazırlıyor”


2002 seçimleri öncesi ABD ziyaretinin devamı seçimden sonra gelmiş, yasaklı olduğu için seçime katılamayan parti başkanıR.Tayyip Erdoğan, , Bush’un davetiyle 10 Aralık 2002’de Washington’a gitmişti. Burada ABD politikalarına yön veren kuruluşlardan CSIS toplantısına katılmış, toplantı sonrasında döndüğü otelde Marc Grossman (eski ABD Ankara Büyükelçisi) ve Paul Wolfowitz’le (dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı ve akademisyen) görüşmüştü. Dönemin Türkiye Büyükelçisi Faruk Loğoğlu ise diplomatik geleneklere uygun bir şekilde bu görüşmelere katılmak için otele gitmişse de bu “özel” görüşmeye alınmamış, lobide bekleyip otelden ayrılmıştı
Sadece bir parti genel başkanı olan ve başka hiçbir sıfatı bulunmayan R.Tayyip Erdoğan,, bu kadar üst düzey görüşmenin üzerine 11 Aralık 2002 günü önce Pentagon’da ABD’li yetkililerle, ardından dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ve nihayet Bush’la özel bir görüşme yapabilmişti. (Yılmaz POLAT, Washington’da Sıfatsız Bir Siyasetçi, Yurt, 17.9.2013)
Neticede siyaset yasağı olan ,R.Tayyip Erdoğan, Siirt’teki seçimlerin YSK tarafından iptal edilip tekrarlanması, siyaset yasağını kaldıran teklifin dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet N. Sezer tarafından önce veto edilip sonra onaylanması gibi olaylarla başbakan olabilmişti.
Bugün oyunu aldığı insanların önemli bir kısmı tarafından “dindar olduğu, namaz kıldığı, İslâm’ı savunduğu” gibi gerekçelerle desteklenen R.Tayyip Erdoğan, yukarda adı söylenen iki Siyonist Yahudi kuruluşundan ödül almıştı. Birincisi 27 Ocak 2004’te AJC (Siyonizmin kurucusu Theodor Herzl tarafından kurulmuştur), ikincisi 10 Haziran 2005’te ADL tarafından verilen ödül.
NOT:EĞER BU ALINTI YAPTIĞIM HABERLER YALAN İSE VE BUNU KANITLARSAN BU SİTEYE HİÇ GELMEYECEĞİM.SİZDE BÖYLELİKLE BENDEN KURTULMUŞ OLACAKSINIZ...
Konu Cihannur tarafından (12-27-2014 Saat 20:10 ) değiştirilmiştir..
Sebep: Hakaret.
|