03-26-2015, 01:15
|
#5
|
|
Alıntı:
EBULFETH Nickli Üyeden Alıntı
Cumhurbaşkanımızı(Reis'i) kim üzüyor eleştiriyor vs adı ne olursa olsun bende o kişi Millet olarak eleştiririm.
Kaldı ki 12-13 yıl öncesinden bahsedeyim ben mahalle temsilciliğimiz açılırken büyüklerimizin verdiği görevi ikiletmeden gecemizi gündüzümüze katarak 18 yaşındayken ev ev üye toplamak kapıların yüzlerimize kapatılması geceleri bayrak asarken milliyetçi kardeşlerimiz tarafından darp edilen kardeşlerimiz olduğu dönemlerden bahsedersek karşılıksız bu partiye hem fiilen hem maddiyen hem maneviyen hizmette bulunmuşsak ilk söz bizimdir. İki yaşını başını almış siyasi tecrübeleri tartışılmaz ama hem halk içinde hem parti içinde sürekli tartışılan kişinin birbilerine söyledikleri sözler ikisinden çok partiyi yıpratmıştır ki partinin yanında reis'i etkilemiştir. 1 oy bile düşüşe geçmemiz 4 partinin meclise gireceği bir ortam da çok tehlikeli sonuçlara yol açacaktır.
Tekrar söylüyorum REİS'in yanında iki isim de benim için bir şey ifade etmiyor.
Ama F.G konusunda B.Arınç'dan çevrem de aynı görüşte olduğum değil karşıt görüşlerde olduğumuz kişilerinden şüphesi çok fazladır
Melih Bey için zaten Ankara da doyum noktasını fazlası ile geçmiştir.
İki isim içinde haklarında hayırlı olsun işleri rast gitsin yeter ki bu atışmaları partiyi parti nezninde Cumhurbaşkanımızı etkilemesin
|
Ebul Feth, siz 12-13 yıl öncesinde AK Parti için gece gündüz çalışırken, elinizden geleni yaparken Melih Gökçek ne yapıyordu hatırlıyor musunuz? Demokrat Parti'ye geçmişti ve AK Parti'ye karşı Demokrat Parti saflarında mücadele ediyordu. Allah'tan, Demokrat Parti genel seçime girmedi de AK Parti'nin oylarını belki de % 1-2 oranında bölebilecekken bölmedi. Melih Gökçek, 3 Kasım 2002 Genel Seçiminden sonra 2003 yılında AK Parti'ye katıldı.
Kendi kafasına göre hareket ediyor ya! Sen kimsin ya diye boşuna söylemiyorum. Siyasi partilerde parti adabı olur, parti disiplini olur. Bir belediye başkanı çıkıp da başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsünü hedef alarak o Paralelcidir, Paralel Yapı'dan talimat alarak iş yapıyor, istifa etsin ya da görevden alınsın minvalinden sözleri nasıl söyler?!
Diğer konuya gelelim. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, "Ülkeyi hükümet yönetmektedir ve sorumluluk hükümettedir" sözüne katılıyorum. Cumhurbaşkanımız Erdoğan da bu söze iştirak edecektir. Çünkü eğer o söze iştirak etmeyecek olsaydı Ahmet Davutoğlu gibi sorumluluğunu müdrik ve emanetçi olmayacağı belli olan değerli bir entellektüelimizi kendi yerine başbakan olarak teklif etmezdi.
Karar, yetki ve sorumluluk hükümete aittir. Ülkeyi AK Parti hükümeti yönetmektedir. Hareketimizin lideri olan Kurucu Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan ise engin siyasi bilgi, birikim ve deneyimiyle hükümete liderlik ve yön göstericilik yaparak yardımcı ve uyarıcı olabilir; denge, denetim ve uyarı görevlerini yerine getirebilir. Eğer bundan fazlasını isterse yönetimde sıkıntı çıkabilir.
Önemli olan şey kurumsal yapının oturmuş olması ve bu sayede işlerin tıkır tıkır yürüyor olmasıdır. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan döneminde nasıl ki ülkemizi ve milletimizi olağanüstü ve muhteşem hizmetlerle başarıyla yönettiysek, şimdi de AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu döneminde de aynı şevk ve heyecanla ülkemizi ve milletimizi olağanüstü ve muhteşem hizmetlerle yine başarıyla yönetiyoruz Allah'a şükürler olsun. AK Partimizin kurumsallaşmasını tamamlamış olması bu başarıyı sağlamamızdaki en önemli etkenlerin başında gelmektedir.
Konu Cihannur tarafından (03-26-2015 Saat 17:24 ) değiştirilmiştir..
|
|
|