Çok başlılık felakettir. Devletin başında çok başlılık kriz demektir. Baba ile oğul arasında bile olsa bu böyledir. Mesela bir şirketi yönetirken iki ortak anlaşamayıp farklı kararlar alsalar şirket verimli bir şekilde yönetilemez.
Halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı olan Erdoğan ile eski başbakan Davutoğlu arasında da özellikle gittikçe artan bir şekilde uyuşmazlık ve fikir ayrılıkları ortaya çıktı. Bu da devletin yönetimini zorlaştırdı , ülke ekonomisine patinaj yaptırdı ve bi sürü atamayı aksattı.
Bu iki başlılık şimdi Binali Yıldırım ın başbakan olmasıyla en azından bir süreliğine fiilen ortadan kalktı. Ama bunun kesin çözümü başkanlık sistemidir. Çünü yarın yine cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında sorun çıkmayacağının garantisi yok !
Yine parlemanto filan diye başlama Cihannur. Bunun çok çözümü var. Amerika daki sistemi kopya etmek zorunda değiliz. Şuan bizdeki parlementer sistem batık ve çürük bir sistemdir.
Cumhurbaşkanı ile başbakanın yetkileri net bir şekilde ayrılmıyor bu sistemde. anayasada cumhurbaşkanı nın kabineye başkanlık etme yetkisi varsa (ki var) o zaman bakanlara ve başbakan a talimat verme yetkisi de var demektir sonuçta süs olsun diye kabineye başkanlık etme yetkisi konulmamış anayasaya.
sen güçsüz ve yetkisiz cumhurbaşkanı ve güçlü başbakan istiyorsun , ben direk halk tarafından seçildiği için güçlü ve yetkili bir cumhurbaşkanı istiyorum bu yaptığımız tartışma bile bu sistemin ne kadar bozuk olduğunu gösteriyor. cumhurbaşkanı ile başbakanın konumları net değil.
yarın bi gün chp'li birisi 2. turda da olsa cumhurbaşkanı seçilse başbakan ak partili olsa , ya da tam tersi olsa cumhurbaşkanı ak partili olsa chp'li birisi de koalisyonla da olsa başbakan olsa ne olacak ?
cumhurbaşkanı kabineyi toplamak istediğinde ne olacak ? böyle bir yetkisi var sonuçta. başbakan hayır ben gelmem mi diyecek ? derse anayasayı çiğnemiş olur. kabine cb başkanlığında toplansa bile chp'li bakanlar cumhurbaşkanının talimatlarını yerine getirirler mi ?
farklı partiden olmalarını bırak aynı partiden hatta başbakanı cumhurbaşkanı seçmiş/atamış olduğu halde yine Erdoğan ve Davutoğlu arasında yönetimde bazı sorun ve uyuşmalıklar çıktı ortaya. Davutoğlu'nu suçlamak için yazmıyorum, bu sistemde baba cumhurbaşkanı olsa oğul başbakan olsa yine aralarında sorun çıkabilir.
saçma sapan bir sistem bu.
o yüzden başkanlık sistemi çok daha iyidir.
(parlemanto örneği verme lütfen yine bunu 50 kez açıkladım ama anlamak istemiyorsun. gerekli düzenlenlemerle başkan ile parlemanto çoğunluğunun aynı partiden olması çok rahat bir şekilde sağlanabilir. ki bunun için özel bir düzenleme yapılmasa bile türkiye şartlarında genelde aynı partiden olurlar)
Rahat anlaman için tekrar net bir şekilde söylüyorum:
en basitinden cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık makamları kaldırılıp, genel seçimler şimdiki gibi yapılıp ve seçimde partiler yarışıp parlamento da çoğunluğu sağlayan (ya da en fazla milletvekiline sahip) partinin genel başkanı ülkenin başkanı olur ve kendi kabinesini kurar. yani parlemantonun (meclisin) en büyük muhtemelen çoğunluk partisi ile başkanın aynı partiden olması GARANTİLENMİŞ olur.
gerekli düzenlemerle (dar bölge seçim sistemi gibi) koalisyon ihtimali de ortadan kaldırılabilir.
şimdiki sistemde hem koalisyon riski var bunun üstüne bir de başbakan ve cumhurbaşkanı anlaşmazlığı riski var.
Konu Özgür Suriye tarafından (05-22-2016 Saat 23:11 ) değiştirilmiştir..
|