08-10-2016, 22:22
|
#9
|
|
Alıntı:
akses Nickli Üyeden Alıntı
Bunun 7 Şubat'ı var, 17-25 Aralık'ı var. Çoktan MGK tarafından terör örgütü ilan edilmişlerdi zaten. Neyse zaman gösterecek. Hissiyatım danışıklı döğüş olduğu şeklinde ama doğrusunu Allah bilir.
|
17 Aralık 2013 Dostmodern darbesini biz AK Partililer darbe girişimi olarak algıladık; Gülen Cemaati'nin mensuplarının önemli bir bölümü ve belki de büyük çoğunluğu 'AK Parti'nin ve Erdoğan'ın hırsızlık yaptığı'nın deşifresi olarak algıladılar ve bu yüzden Gülen Cemaati'nde büyük bir dağılma olmadı.
Akıl yürütme zaafiyeti içinde bulunduklarından anlamadıkları şey şuydu: İddialarında % 100 haklı olsalardı dahi sonsuza kadar % 100 haksızlardı ve % 100 haksızlardır. Ne demek istediğimi açayım: Eğer iddialarında % 100 haklı olsalardı dahi yani 17 Aralık 2013 tarihinde giriştikleri hareket AK Parti'nin ve Erdoğan'ın hırsızlık yaptığı ve onların da bunu ortaya çıkarmaları girişimi olsaydı dahi yaptıkları kalkışmanın, darbe girişiminin hiçbir şekilde kabul edilmesi mümkün değildi, mümkün değildir.
Niye? Çünkü bir tane devlet olur ve devletin memurları da o bir tane devletin memurları olmak zorundadırlar. Büyük bir yolsuzluk olduğu ve o büyük yolsuzluğu ortaya çıkardığını iddia edenler kimlerdi? Gülen Cemaati'nin polisleri, savcıları, hâkimleri gibi şimdi terörist organizasyon olduğu ortaya çıkmış olan o cemaatin elemanlarıydı. Yani o zaman yaptıkları o hareketi bir cemaat adına Gülen Cemaati adına yaptılar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına yapmadılar! İddialarında % 100 haklı olsalardı dahi böyle bir şeyin kabul edilmesi hiçbir şekilde mümkün değildir. Biz bu devleti sokakta bulmadık! Ya devlet başa ya kuzgun leşe!
17 Aralık 2013 Dostmodern darbe girişiminden sonra Gülen Cemaati'yle arama mesafe koydum. Daha öncelerde yardımda bulunmuş olduğum Kimse Yok Mu Derneği'nin cep telefonuma gönderdiği yardım çağrısı mesajlarına 1 mesaj atarak dahi destek olmadım. Yapılması gereken ve doğru olan buydu çünkü.
15 Temmuz 2016 tarihi itibariyle terörist organizasyon olmuş olan Gülen Cemaati'nin (Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)) büyük ölçüde dağılmış olduğu kanaatindeyim. Çünkü bu cemaati hayır hasenat yapıyor, ülkeye, millete, dine hizmet ediyor, bu hareket bir hizmet hareketidir diye gören Gülen Cemaati'nin mensubu olan ya da bu cemaate sempatiyle bakan dindar insanlar bunların gerçekte ne mal olduklarını 15 Temmuz 2016 gecesinden itibaren bütün çıplaklığıyla gördüler.
Paralellerin ne mal olduklarını 15 Temmuz 2016 darbe girişimlerinden önce anlamış ve onları şöyle tanımlamıştım: Aşırı ve yanlış adanmışlıktan dolayı gözü dönmüş ruhlar.
Bu tanımlamamla ne kadar doğru ve yerinde bir tanımlamada bulunmuş olduğumu 15 Temmuz 2016 gecesinde ve sonrasında açıkça gördük. Sözde adanmış ruhlar özde ise aşırı ve yanlış adanmışlıktan dolayı gözü dönmüş ruhlar olan bu namussuz şerefsizler 15 Temmuz 2016 tarihinin gecesinde gözü dönmüş bir şekilde halkımıza saldırarak insanlarımızı katlettiler.
Gülen Hareketi, Türk Tarihi'ndeki gelmiş geçmiş en büyük ihanet hareketlerinden biri ve belki de birincisidir. Bu namussuz terörist organizasyon (Gülen Cemaati Fethullahçı Terör Örgütü); bu milletin ekmeğini yedi, himmet diyerek bu milletten milyarlarca lira para topladı ve sonra da bu milletin silahlarını (tüfek, tank, uçak, helikopter vd.) millete çevirip milletin üzerinde kullanarak bu aziz millet Müslüman Türk Milleti'nin kahraman evlatlarını katletti. Hiçbir zaman affedilmeyecekler ve her zaman lanetle ve nefretle hatırlanacaklar!
Konu Cihannur tarafından (08-10-2016 Saat 22:48 ) değiştirilmiştir..
|
|
|