Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09-20-2017, 23:19   #6
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
dostunuz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Unutmadan 1300 yıllık Ebu Bekir (ra) dan başlayan Hilafet makamını Türklerin kaldırdığını, Müslümanların başsız kaldığını ve şu an da Türk Kavminin İslamla yakın bir ilişkisi olmadığını biliniz. Arap ve Kürd kavmi Türklerle birleşmek isteyeceğini düşünmüyorsunuz di mi?.
Halifelik makamını Türklerin içinde bir kısım kimseler ki azınlık olan CHP'liler kaldırmıştır; ama halifeliğin kaldırıldığı kanunda halifelik TBMM'nin içinde mündemiçtir gibi bir ifadeyle kaldırmıştır. Bir kanun değişikliğiyle o mündemiçtir ifadesi değiştirilerek halifelik yeniden ilan edilebilir.

Türkler yüzyıllar boyunca İslam'ın bayraktarlığını ve sancaktarlığını yapmış olan bir millettir. Türkler bilhassa Osmanlı Devleti'yle İslam medeniyetinin Türk-İslam medeniyetinin en nadide temsillerinden birini sergilemiş ve hâkimiyeti altındaki insanları, millletleri adaletle yönetmiştir. 'Osmanlı adaleti' dünyaya nam salmıştır.

Yaşadığımız günümüzde dahi yeryüzünde küfre karşı İslam'ın yani hakkın kalesi Türkiye'dir. Çünkü Türkiye, İslam'ın doğru yolu olan Ehl-i Sünnet'in yani Sünniliğin merkezidir.

Türkler dün olduğu gibi bugün de İslam yolunda büyük kahramanlıklarla küfre karşı mücadele etmekte, dünyada nizam-ı âlem için çabalamaktadır. Mavi Marmara'yı hatırlayın. Mazlum Filistinli kardeşlerimize yardım için Filistin'e doğru yola çıkan Mavi Marmara gemisinin organizatörü de Türkler'di. 15 Temmuz 2016'yı hatırlayın. 15 Temmuz 2016 tarihinde darbeci barbarlara karşı direnip 15 Temmuz darbesini 'Ya Allah Bismillah Allahu ekber' nidalarıyla, tekbirlerle, selalarla bastıranlar yine Türkler'di. Tabii ki darbeye direnişin içinde Arap kardeşlerimiz de Kürt kardeşlerimiz de bulunmuştur; fakat harekâtın merkezinde yine Türkler vardı.

Türk-Arap-Kürt ittifakı olması gereken ve hatta geç kalınmış bir ittifaktır. Osmanlı Devleti yıkılırken yeni kurulacak olan devlet böyle bir devlet olmalıydı. Türkiye'den Arap yarımadasına kadar olan bütün coğrafyayı kapsayan bir Türk-Arap-Kürt federe devleti kurulmalıydı. Bu iş kolaylıkla yapılabilirdi; çünkü Türkler de Araplar da Kürtler de Sünni kavimdir. Devletin varlığını stabil bir biçimde sürdürebilmesinde mezhep birliği önemli bir yer tutar. Belirttiğim coğrafya boyunca bir Türk-Arap-Kürt federe devleti kurulsaydı o coğrafyadaki devletin hâkimiyeti altındaki büyük çoğunluk Sünnilere göre az sayıdaki Şii kardeşimiz de -tahminimce çoğunlukla Caferi- kendilerine verilen dinî özgürlük içinde barış ve huzur içinde yaşardı.

Arap ve Kürt kavminin Türklerle birleşmesi mi?! Böyle bir şey söz konusu olabilir mi! Asla! Çünkü ayrı değiller ki! Birbirlerinden ayrı olmayan şeylerin birleşmesi söz konusu olmaz; çünkü birleşik durumdadırlar zaten. Müslümanlar kardeştir. Müslümanları kardeş kılan da hepimizin yaratıcısı, sahibi ve âlemlerin de Rabbi olan Allah'tır. Allah'ın kardeş kıldığını hiçbir güç ve hiç kimse ayıramaz! Nerede bir Müslüman varsa o Müslüman, benim, bizim, hepimizin bütün Müslümanların kardeşidir. O yüzden Türk-İslam Birliği diyoruz, İslam Birliği diyoruz.

Ne kadar farkındasınız bilmiyorum ama ortaya çıkan emareler öyle gösteriyor ki İslam ile küfrün arasındaki son ve en büyük savaş gittikçe yaklaşıyor. İsa aleyhisselamın ve Hz. Mehdi'nin çıkış zamanının yakın olduğu tahmin ediyorum ki doğrusunu Allah bilir. Belki bizler hayattayken bile onların çıkışına tanıklık edebiliriz.

İsa aleyhisselamın ve Hz. Mehdi'nin çıkış zamanının sonrasında İslam ile küfrün arasındaki son ve en büyük savaş başlayacaktır. O döneme yetişip de yalancı ve kâfir Deccal'e ve onun kâfir ordusuna karşı İsa aleyhisselamın ve Hz. Mehdi'nin önderliğindeki İslam ordusunda yer alarak mücadele edecek olan mücahidlere ne mutlu! O mücahidlere müjdeler olsun!

Konu Cihannur tarafından (09-21-2017 Saat 00:03 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla