Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11-29-2017, 10:27   #14
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Talha uğurluel
Önden gelenler*
İLİM VE MÜCADELE DEVLETİ SELÇUKLULAR
ANADOLU’NUN ZARAFET TİMSALLERİ*

Selçuk Bey ve selçuklulara kadar Anadoluya niceleri gelmişlerdir. Hititlerden Trak lara Perslerden İskender’e, Romalılara ve Haçlılara kadar. Kimi yarımadayı kan gölüne çevirmiş, kimi arkasında hapishaneler ve işkence merkezleri bırakmış, Ama hiçbiri sınıf, ırk, renk ayırımı gözetmeksizin insanlığı kucaklayan eğitim kurumları, imaretler, kervansaraylar camiler* mescitlerle süslememiştir.

Anadolu’ya sonradan gelen selçuklular Anadolu’nun gerçek sahipleridir bu topraklara en güzel yatırımı onlar yapmış, bu topraklar ile özdeşleşerek ‘Anadolu insanı’ adını onlar almıştır. Bugün Anadolu’nun dört bir yanında gözümüze çarpan bu muhteşem eserler de her gelen giden misafirine bunu anlatmaya devam etmektedirler.

Selçuklular gelmiş, işin çilesini çekmiş, yapılması gerekeni yapmıştı.arkadan gelecekler huzur içinde gelebilirlerdi. izleyecekleri yollarda güvenlikleri sağlanmıştı.Bizansın hüküm sürdüğü ortamlar şimdi Türk-İslam birlikleri tarafından denetleniyordu.Ermeni çeteleri Hıristiyan Gürcü birlikleri kalmamıştı Haçlılar buralara ulaşamamış, Batıniler sinsi faaliyetlerini
gerçekleştirememişlerdi.*

Karmatiler ve Şiilerin oyunları tesir etmez olmuştu. Çevrede güven ve sükûn hakimdi. Kimse yol kesemiyor, haraç alamıyordu. kervansaraylar inşa edilmişti. Ticaret güvenlik demekti. vakıf kervansaraylarında masraf yapmadan kalınabiliyordu. Yolcular, tüccarlar, gezginler hizmetlerden istifade edebiliyorlardı. Yol güzergâhlarına şifahaneler inşa edilmişti. Artık arkadan gelenlerin* sığınacakları bir adresleri vardı.*


ihtisas sahibi doktorlar öğrencileri ile staj görüyor şifahanelerde şifa dağıtıyorlardı. Sadece* kervansaraylar değil, özel misafirler için hankâhlar da kurulmuştu. Eğer ilmi bir seviyenin üzerinde iseniz hankâhlarda ağırlanır hizmetiniz görülür, ilminizden istifade edilirdi hankâhlarda insanlar toplanır ilim halkalarında gezici derviş ve alimlerden ilim devşirmeye çalışırlardı.*

Artık Mevlânâ’lar gelebilirdi; çünkü hankâhlar da inşa edilmiş misafirlerini beklemeye başlamışlardı. Dört bir yan medreselerle donatılmış toprakların Türk-İslam boyası ile boyanması, insanların eksikliğini hissettikleri ahlaki seciyeleri* kazanması gerekiyordu.*


önden gelenler medreseleri inşa ettiler. Dönemin abidevi binaları oldu bunlar. Görenler parmaklarını ısırıyorlardı. ünlü tarihçi Aksarayi, Sahip Ata Fahreddin Ali’nin Sivas Gökmedrese’si için, “Timur dahi bunu gördükte hayretten parmağını ısırup….” diye sözlerine devam etmektedir. Artık arkadan gelenlerin ilim dağıtacakları yerler hizmete girmişti. Medreseler hocalarını, alimlerini, Mevlânâ’larını bekliyordu.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla