Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
İmamı azamın vefatı ve vasiyeti
*mürekkep, kâğıt, harfler, kelimeler cümleler kullar ihtiyaçlar Kur’ân’ın âletleridir. Allahü teâlânın kelâmı mahlûk ve sonradan olma değildir. Zâtı ile kâimdir. Ma’nâsı,her yerdedir Kur’ân-ı kerîm mahlûktur diyen kâfir olur.*ümmetin Peygamber efendimizden sonraki en en üstünleri Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, ve Hazreti Ali’dir üstünlükleri hilâfetteki sıralarına göredir. Allahü teâlâ onlar hakkında Vâkı’a sûresinde; “İşte onlar Sâbikûndur, onlar mukarreblerdir” buyuruyor. O halde içlerinde en esbâkı, en önde gelenidir Onları seven her mü’min muttaki, onlara düşman olan ise, münâfık ve şakîdir.*Kul, bütün fiilleri, yaptıkları ile mahlûktur. Amelleri, ikrârı, bilmesi de mahlûktur. Fail, işi yapan mahlûk olunca, yaptıkları elbette mahlûk olur.Yaratıcı ve rızık verici Allahü teâlâdır. Rûm sûresinde Sizi yaratan, rızık veren, sonra sizi öldüren ve dirilten Allahü teâlâdır.” buyuruyor. İlim helâldir. Helâldan para kazanmak helâl, haramdan kazanmak ise haramdır,
*insanlar üç kısımdır:Biri, mü’minler; biri kâfirler, üçüncüsü de, nifakçı münâfıklardır. Allahü teâlâ, mü’mine amel ve ibâdeti, kâfire imânı, münâfıka ihlâsı farz etmiştir. Ayetlerde “Ey insanlar! Rabbinize ibâdet ediniz.” Ey mü’minler! Tâat ve ibadet ediniz” ve“Ey kâfirler! îmân ediniz, ey münâfıklar ihlâs üzere olunuz” Allahü teâlâ hiçbir şeye muhtaç değildir. buyuruyor*Mest üzerine mesh caizdir. Mukîm için müddeti yirmidört saat, misâfir için üç gün üç gece, yetmişiki saattir. Hadîs-i şerîf böyle bildirmiştir. Bunu inkâr edenin kâfirliğinden korkulur. Yolculukta dört rek’atli farzları iki rek’at kılmak ve oruç tutmak, Kur’ân-ı kerîm ile sabittir. Allahü teâlâ;: “Seferi olduğunuzda, namazı iki rek’at kılmakla, zorluk kaldırıldı” başka bir âyetde hasta olursanız, yahut seferde olursanız, oruçlarınızı sonra tutun” buyurur.
*Allahü teâlâ kaleme yazmayı emredince, kalem, yâ Rabbi ne yazayım dedi. “Kıyâmete kadar olacak her şeyi” emr-i ilâhisi geldi. Allahü teâlâ Kamer sûresinde; işledikleri herşey defterlerindedir.” buyuruyor.*Azâb vardır ve olacaktır. Münker ve Nekir’in kabirde suâl sormaları haktır. Hadîs-i şerîflerde bildirilmektedir. Cennet ve Cehennem yok olmaz Allahü teâlâ Cennet “Mü’minlere hazırlanmıştır”, Cehennem“Kâfirlere hazırlanmıştır” buyuruyor. Allah Cennet ve Cehennemi mükâfat ve ceza için yarattı. İkisi de devamlıdır geçici değildir. Ebedidir
*Mîzân haktır. Allahü teâlâ: “Kıyâmet gününde amellerin tartılması için terazi kurulur” buyuruyor. Herkesin amel defterinin okunması haktır. Âyet-i kerîmede: “Bugün senin hesabın için, sana kitabını, amel defterini okuman kâfidir.” buyuruldu.*Allahü teâlâ insanları, öldükten sonra, kıyâmette diriltecek. Bir araya toplayacak. O günün hesab günü ellibin yıldır. Sevâb, azâb ve hakların görülmesi içindir. Allahü teâlâ; “Uzunluğu ellibin sene olan günde” buyuruyor. Bir âyet-i kerîmede de: “Allahü teâlâ kabirler de olanları diriltir buyuruyor
*Cennettekilerin Allahü teâlâyı bilinmiyen, bir şeye benzetilmeden ve cihetsiz, görmeleri haktır. Bir âyet-i kerîmede: “Bütün yüzler, Rablerine bakınca parlar” buyurulmuştur.*Muhammed Mustafâ’nın şefaati haktır, Cennetlik mü’minlere ve büyük günâhı olanlara şefaat edecektir. Hazreti Âişe, Hadîce-i Kübrâ’dan sonra bütün kadınların üstünü ve mü’minlerin anneleridir. Cennet ehli Cennette, Cehennemdekiler de Cehennemde sonsuz kalır. Allahü teâlâ mü’minler için “Onlar Cennetliklerdir, orada ebedi kalacaklardır” buyurdu.*İmâm-ı a’zamın ( radıyallahü anh ) vasıyyeti budur. Bu i’tikâd üzere olan Ehl-i sünnet ve Cemâat mezhebindendir Bu i’tikâd üzere ölünürse kurtulmuşlar zümresinden olunur
|