Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S)Peygamberliği
Abdülmuttalibin rüyası*Peygamberimizin dedesi rüyasını şöyle anlatır:
*rü'ya Yerden göklere yükselen bir ağaç gördüm. Dalları doğu ve batıya ulaşıyordu. O ağaçdan daha parlak bir nur görmedim. Güneşten yetmiş def'a parlak idi. Arablar ve acemler ona secde ediyordu. Ağacın büyüklüğü, nuru ve yüksekliği gittikce artıyordu*Bazan kayboluyor, bazan açığa çıkıyordu. Kureyş kabilesi ağacın dallarına sarılıyordu. Bir kısmı ağacı kesmeye çalışıyordu. Onun gibisini görmediğim güzel yüzlü bir genç ağacı koruyordu
*Bir kısmının ağacı çekiyor, bir kısmı gözüne ışık salıyordu. Ben ağacdan nasibimi almak için elimi uzattım ve Bu nur kimlere nasib olur?" dedim.
Senden önce ağaca yapışanlar nasiplenirler" dediler*korku ile uyandım. Rüyamı anlattım insanların rengi değişdi senin neslinden bir oğul gelecek, doğudan batıya heryere hakim olacak, bütün insanlar ona itaat edecekdir" dedi.
*Abdülmuttalib yanındaki oğlu Ebu Talibe bakıp,"O sen olmayasın?" dedi. Resulullah zuhur edince, Ebu*Talib nurlu ağaç hadisesini devamlı anlatdı ve o nurlu ağaç "Ebul Kasım Muhammed-ül-Emindir" derdi Ebu Talibe, neden iman etmiyorsun, dediklerinde, "Ayblanmakdan korkuyorum" dedi
*Peygamberimiz yedi yaşında göz ağrısına tutuldu. ilaçlar fayda fayda etmedi.* Abdülmuttalib Efendimizi rahibe götürdü.. kilise kapalıydı Resulullah aşağı inince O anda kilise sallanmaya başladı. Sanki kilise yıkılacaktı*Rahib geldi ve "Ey Abdülmuttalib, şu çocuk ümmetin Nebisidir. dışarı çıkmasaydım kilise üzerime yıkılırdı. Bunu dikkatle koru!" dedi. Sonra göz ağrısı için yaptığı ilaclardan verdi.
*efendimizin müjdeleyenlerden biri de Sa'de-tül Ebadi'dir.Resulullah Sa'deyi sordu.
"Ya Resulallah, hepimiz onu biliriz"vefat etti, dediler. efendimiz buyurdu ki:"Sanki dün gibi hatırlıyorum. Ukazda kızıl tüylü deve üzerinde va'az eylerdi.nasihatlarla, Hak Sübhanehü ve teâlânın bir olduğunu ve Ona imana çağırırdı. *bir kişi, "Ya Resulallah, ben o beytleri Sa'de'den işitmiştim. okuyayım" dedi.*efendimiz, "Şiir güzeli güzel, çirkini de çirkin olan bir sözdür" buyurdu ve izin verdi.*Şiirin ma'nası şöyleydi gelip geçenlerden ibret çoktur. Ölüm ırmağının girecek yerleri var çıkacak yeri yoktur. Büyük küçük hep göçüp gidiyor. Giden gelmiyor. herkesin başına gelen benim de başıma gelecek, ben de öleceğim."
*Ensar efendimizin huzurunda şöyle anlattı: Devemi kaybetmiştim. Aramak için dağlara çıktım. Akşam oldu. bir ses şöyle diyordu:
Ey karanlıklarda kalmış kimse,
Şüphesiz, Allah bir Nebi gönderdi
O, Beni Haşimden, vefalı, kerem sahibi,
Cennetlerin ebediliğini müjdeledi.
*etrafımda kimseyi göremedim ve şöyle dedim:
Ey karanlıklardan bana seslenen kimse,
sıkıntılı zamanda hoş geldin bize.
Allahü teâlâ hidayet versin sana,
Söylediğini açıklasana.
ansızın yine şöyle bir ses işittim:
"Nur zahir oldu, Allahü teâlâ aleyhisselamı Peygamber ve en üstün olarak gönderdi.
*Mahlukatı abes yaratmayan bizi İsa aleyhisselamdan sonra boş bırakmayan bize kıymet verip en şerefli ümmet olarak yaratan Allahü teâlâya hamd olsun.
*Muhammed aleyhisselamı Nebilerin en üstünüdür. Ona salat ve selam olsun. Hiç bir topluluk, Ona karşı galib gelemez" dedi.
*Sabah osevincimden devemi unutmuştum. yürüyüp Bir yere geldim. Kus bin Sa'de ağaç altında bastonuyla cenk şiiri okuyordu.
selam verdim. kabirler kimindir diye sordum. iki arkadaşım Allahü teâlâya ibadet ederlerdi ve Ona şirk koşmazlardı. Vefat ettiler.kabir onlarındır kavuşmayı bekliyorum, son peygambere mutlaka tabi ol dedi.*
*
|