|
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Medine devri
*efendimiz, Mescid-i Nebi'nin kuzey duvarında hurma dallarıyla gölgelik yaptırdı. Mekke'den hicret eden, bekar sahabilerin yatmalarını emir buyurdu.*
Hiçbir geliri olmayan, iman ve aşktan başka sermayeleri bulunmayan sahabilerin sayıları on ila dört yüz arasında değişirdi.**sahabiler, efendimizden geri kalmaz. Gece-gündüz Kur'an-ı kerim okur ilim öğrenir hadis-i şerif hıfz eder günlerini oruçla geçirir ibadet ve taatten bir an ayrılmazlardı.*Sahabelikte yetişenler Müslüman kabilelere gönderilir Kur'an-ı kerimi ve sünnet-i şerifleri, din-i İslâm'ı öğretirlerdi. fazilet sahibi mübarek sahabiler, büyük bir irfan ordusuydu
*efendimiz, ashabını çok sever, onlarla oturup sohbet ederler ve yemek yerlerdi. Efendimizin yanında kalanlara "Eshab-ı suffe" denirdi.
*efendimiz Eshab-ı suffenin fakir olduklarını düşündü onlar gönül rahatlığı ile ibadet ediyorlardı. efendimiz merhamet buyurup, "Ey Suffe eshabı! müjdeler olsun! ümmetimden, sizin ibulunduğunuz zor şartlara razı kimse kalmış olursa, o, elbette arkadaşlarımdandır" buyurdular.
*Efendimiz, seçkin Eshabının ihtiyaçlarını temin eder, sonra Ehl-i beytininkini giderirdi*Hüreyre hazretleri şöyle anlatır:Kendisinden başka ilah olmayan Allaha yemin ederim ki, açlıktan karnımı yere dayar, taşı karnıma bastırırdım.* O gün alemlere rahmet iki cihanın süsü, nur saçarak yanıma geldiler. Halime gülümsediler Ya Hüreyre! Benimle gel!.. " buyurdular.süt bardağını al, buyurdular. Süt çok azdı arkadaşlarım doyuncaya kadar içiyor, bardak eksilmiyor sütle doluyordu
*bütün arkadaşlarım sütten içip doydular. Efendimiz gülümsediler ve; "Ya Hüreyre! Süt içmeyen bir ben bir de sen. Kaldın Haydi sen de iç!" buyurdular.*içtim. "Yine iç!" buyurdular.
Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah! Artık içemiyeceğim. Seni hak din ile gönderen Allahü teâlâya yemin ederim ki, doydum" dedim. bardağı ver" buyurdular. Allahü teâlâya hamd ve sena ettikten sonra, Besmeleyle sütü içtiler."*
*Mescidde efendimizin Suffesine karşı, Medineli sahabiler, eşsiz bir muhabbet beslerlerdi.*
Bir akşam, dermanı kalmayan Suffe, efendimize halini arz etti.*efendimiz, hane-i saadetlerine, yiyecek sordular. "Şu anda evde yiyecek sudan başka bir şey yok" cevabını alınca, Eshabına; "Kim şu açı misafir eder?" buyurdular.*Eshab-ı kiramdan Medineli biri, Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah! Onu ağırlarım" dedi. Misafiriyle evine gidip hanımına; efendimizin misafirini ağırlayacak bir şeyler hazırla" dedi.*Hanımı; evimizde çocukların yiyeceğinden başka yok" dedi kocası çocukları uyut. Sonra yemeği getir" diyerek bir kişiye yetecek yemekle misafirinin odasına girdi.*
*Sofraya misafirini buyur etti. Yiyormuş gibi yaparak, misafirin doymasını bekledi.ve
çocukları ile aç sabahladılar. efendimiz
Allahü teâlâ bu geceki hareketinizden hoşnud oldu" buyurarak Haşr suresini okudu ensar kendilerinde yoksulluk ve muhtaçlık olsa bile, Muhacirleri canlarından üstün tutarlar." buyurdu.
*Eshab-ı kiramın en yükseklerinden hz ömer
efendimizin hz Sıddik'a bir şey anlattığını gördü. dinledi. Bunu görenler çekindiler.*Ertesi gün, Ya Ömer! Resulullah dün size anlatıyordu. Söyle, biz de öğrenelim" Çünkü efendimiz "Benden duyduklarınızı, din kardeşlerinize de anlatınız! Birbirinize duyurunuz!" buyururdu.**Hz Ömer; hz Ebu Bekir, Kur'an-ı kerimden anlayamadığı ayet-i kerimeyi sormuş, Resulullah anlatıyordu. anlayamadım" dedi.*Çünkü, hazret-i Ebu Bekir'in yüksek derecesine göre anlatıyordu. efendimiz; "Ben peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra peygamber gelmeyecektir. Eğer, benden sonra peygamber gelseydi, Ömer peygamber olurdu" buyurdu.**Hz ömer üstündü ancak hz Ebu Bekir'e anlatılan tefsiri anlayamadı. Ebu Bekir'in derecesi, ondan çok yüksekti. Cebrail as, Kur'an-ı kerimin manasını, , Resulullah'a sorardı. Resulullah, Kur'an-ı kerimin tefsirini Eshabına bildirmiştir.
*Peygamberimiz, Medine'de Eshabına dini öğrettiği gibi, davalarada bakıyordu efendimiz, Eshabına, dinimizin emir ve yasaklarını anlatıyor, öğretiyordu. Din-i İslâm'ı herkesin anlayacağı şekilde anlatır, önemli bir hususu, üç defa tekrar ederdi.*
|