Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-09-2018, 08:46   #20
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak rahim er türkiye gazetesi yazıları****

*Sultan Abdülhamid sakin ve mütevazıydı Kibar bir insandı. Büyük-küçük herkese “siz” diye hitap ederdi.Yaz-kış her gün sabah 05.00 te uyanırdı. ılık su ile yıkanırdı.Güne sabah namazı, ve Kur’ân-ı kerim ile başlardı. Sabah namazını, mevsim elverişli ise Yıldız Sarayı bahçesinde eda ederdi Sade giyinir; mesaiye hazırlanması kısa sürerdi.Sabah namazından sonra Mekke Şerifi’nin gönderdiği Moka kahvesi ve kahvaltısı ikram edilirdi. Gün içinde kahve içerdi.Kahvaltısı ve yemekleri sade olur; sofrada kahve ile birlikte ekmek, tereyağı, yumurta gibi yiyecekler olurdu.
*Devlet teamülü icabı kahvaltı ve öğünleri yalnız yerdi. Müşfika Kadınefendi yemeğe iştirak ederdi. Resmî davetlerde masası kalabalık olurdu.
tütünü Mutki’den gelirdi.Kahvaltıdan sonra Harem Dairesine geçer, aile efradıyla Harem mensuplarının ihtiyaçlarını talimat verirdi.
Harem’den sonra saat 10’da Selamlığa geçer devlet işlerine dair arzları kabul ederdi devlette her teferruata hâkimdi.tayin ve vazifelendirmeleri bizzat kendisi yapardı.Saray memurları, Sultana arz ederlerdi.-Sultan güne başlarken Avrupa gazetelerinin Devlet-i ali Osman ve şahsı için neler yazdıklarını dinler gerekli talimatı verirdi.

*Sultanın mesaisi idari işleri tedvir eder dilekçeleri dinler, istihbarat alır, raporları inceler nazır ve sefirleri huzura kabul eder günü yoğun geçerdi.
Abdülhamid Han-ı sani, yorulmak nedir bilmeyen bir azme sahipti. bıkıp-usanmadan çalışır o günkü işleri, ertesi güne bırakmazdı. Çalıma odasında sabahlardı Mesaisine ancak namazlarda ara verirdi.Öğle yemeğini saat 11-12 arası Haremde yerdi. Sofrası sade ve seçkin olur, sebze yemeklerini tercih eder Asla alkol kullanmazdı masada su, ve şerbet bulunurdu.*Öğle öğününde sofrada çok az miktarda et az miktarda sebze yemeği, börek ve meyve bulunur, yemekten sonra kahve içerdi. Kahvesi sade olur Yemeğini umumiyetle Boğaz yahut Marmara’yı gören odalarda yerdi.-Öğle yemeğinden sonra uzanır, sonra mesaisine dönerdi. yaverler ve erkanıyla sarayın bahçesinde gezinir, göletteki kayıkla gezinti yapardı Öğleden sonraki mesaide toplantılara riyaset eder, kabullerde bulunurdu. Öğle ile akşam arasında kısa bir teneffüsü olurdu.
ahşap işleri yaparak çalışır ve dinlenirdi. Mimar Sinan, mimarlıkta ne ise Abdülhamid Han da marangozlukta odur. dünya çapında üstün san’atkârlardır.

*Sultanın hayatında cuma günü kıymetli bir hazineydi Cuma namazına Yıldız Sarayının önündeki Hamidiye Camiine gider; namazını Hünkâr Mahfilinde eda ettikten sonra Saray’a me
dönerdi. Bu gidiş-gelişe “Cuma Selamlığı” denir; ahali ve ecnebiler kendisini görmek için sarayı doldururlardı.Cuma, namazdan sonra nazırların ve sefirlerin huzura kabul günüydü.-Sultan, akşam yemeğini akşam namazından sonra yavaş yavaş yerdi. israftan uzaktı. Sofrada pirinç pilavı, buzlu şerbet, tatlı ve dondurma gibi yiyecekler olurdu.
paşalarla devlet ricalini akşam yemeğinden sonra Selamlık’ta kabul ederek dinler emirleri verirdi.
*Sultan yorgun düşmüşse Haremde istirahat ederdi.Haremde ailesiyle meşgul olur, şehzade ve sultanların Kur’ân-ı kerim ve dinî bilgilerini takip ederdi.Akşamları kütüphanede vakit geçirirdi
Sultan, çok geç yatar erkenden kalkardı.hiç uyumadan iki gün boyunca çalıştığı olurdu.
Devlet işleri beklemeyeceğinden gecenin her saatinde kapısının çalınırdı hiçbir devlet evrakını abdesti olmadan imzalamamıştır. Akşamları yatak odasında , Kur’ân-ı kerim ve kitap okurdu.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla