|
Kaynak Hürriyet.com.tr Berat kandili
*Enîsimiz Sen isen, çevrenin vahşetinden bize ne! Her yanda şeytan duruyorsa Sen bizimle olduktan sonra ne ifade eder Sen her şeyin hakimisin hükmünü engelleyecek güç de yoktur. Sen en küçüğü görür, en cılız sesi işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi cevapsız bırakmazsın.Sen biliyorsun, ömrümüzün hasenat kefesi bomboş, ihlas bezginliği içindeyiz. gafiliz sefildir halimiz sefaya, makama, şöhrete, şana oynuyoruz. Yığınların rüyası ve dolar, dinar ve euro. kalbler kötürüm,ve basîretsiz düşünceler kirli, davranışlar Gece ve gündüz gibi iki yüzlü yaşıyoruz, ak görünüyor kapkara davranıyoruz; idare ve siyasetde karanlık ağıtları mırıldanıyoruz. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor, bukalemunları şaşırtacak marifetler sergiliyoruz*aldatmayı beceri kabul ediyoruz.Ellerimiz-ağızlarımız, gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz- yaratılış gayelerinden uzak nankörlüğe kilitli; eller ve ağızlar harama açık duruyor; gözler kusur müfettişi.. yalan revaçta, hakkın ismi var sadece; adalet kapanların önüne saçılmış birkaç dane gibi vefa Kafdağı'nın arkasında, ahde hürmet unutulup köşede kalmış; haksızlık firavunları utandırıyor Makam şöhret düşüncesi, boyunlarımızda bir türlü kurtulamıyor ve kendimiz olamıyoruz. Dünyada sürekli kaybediyoruz; kaybederken teselli olmaya çalışıyor. Zamanı suçlama, şartlara lanetler yağdırmayla avunuyoruz ya Rab! , bizi bize bırakma en büyük dileğimiz. rahmetin, Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!
*Dua edenlere cevap veren Sensin ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Sen, devrilenleri kaldıran çatlayıp kırılanları tedavi eden Sensin! Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı; nefsanîlik ve gaflet, ibadetlerimizi alıp götürdü; samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerimiz bomboş, Var eden Sensin, yok eden de Sen; uzak tutan Sensin, yaklaştıran da Sen; Sen bizi var etmeseydin biz duyamaz imanın neşesini tatdamazdık senden diliyor ve dileniyoruz, Sana karşı yaklaşma heyecanları uyar. Elimizden tut, yüzümüze bak rahmetinle teveccühte bulun.. iç dünyamızı nurlandır ve bizi zulmetden, zindanlardan halas eyle; eşiğine baş koymuş kapının sadık kullarını yalnız bırakma.
*Senden kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet, istiyoruz. Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca günahkarın affedileceği mukaddes berat gecesinde bizleri bağışla, Ey yüceler yücesi!
Efendimiz Hazreti Muhammed'e, Mualla aile efradına ve ashab-ı güzînine salat u selam ederek Senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya rabbi!..
*Mü’min, usul ve adabına uygun dua ettiğinde duası kabul olur ve bunun fayda ve etkisini dünya ve ahirette görür. Yüce Allah, ayetlerde dua edenin duasını kabul edeceğini bildirmektedir:
Kullarım, sana sorarlarsa Ben onlara yakınım. Dua edenin duasına karşılık veririm. onlar da çağrıma uysunlar, bana inansınlar ki, doğruyu bulmuş olalar.” (Bakara)dua ettiği zaman darda kalmışa kim yetişiyor da kötülüğü kim kaldırıyor sizi kim yeryüzüne sahip kılıyor? Allah ile beraber başka bir ilah mı var? Ne de az düşünüyorsunuz?” (Neml)
Üç aylar, Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Recep ve Şaban; içinde bin aydan hayırlı kadir gecesinin bulunduğu, Kur’ân’ın indiği ve İslâm’ın beş temel esasından biri olan oruç ibadetinin tutulduğu, rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan ayına hazırlık aylarıdır. *Peygamberimiz (s.a.s.), mübarek aylarda çok oruç tutmuş, ve Şaban ayını oruçla geçirmiştir Yüce Allah, Şaban ayının yarısında dünya semasına iner ve Kelp kabilesinin koyunlarının tüylerinin sayısından çok kimsenin günahını bağışlar” buyurmuştur. Allah Şaban ayında mü’minlerin tövbe ve dualarını kabul eder Ramazan ayı rahmet mağfiret oruç ve Kur’ân ayıdır, sosyal yardımlaşma ayıdır. dinî duygular yükselir, Allah’a yöneliş artar dualar kabul olur.Dua, her zaman ve her yerde yapılır Arefe günü ve geceleri, Ramazan ayları, Cuma ve bayram günleri, seher vakti gecenin üçte ikisi, secdede ve namazdaki dualar kabul edilir*Kur’ân’da akşam ve sabah duaya işaret edilmektedir:Rab’lerinin rızasını isteyerek sabah akşam dua edenleri kovma. Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun!” (En’âm, Kehf, )
*Âyetlere göre şeytan ve onun egemenliği altındakiler zulumat ve karanlıktadır.Rasûller Kitap ve âyetler zulumattan nura çıkışı gerçekleştirmek için gönderilmişlerdir.*Bu Allah'ın izniyle Kur'an ve salih amelle, çaba ile gerçekleşecektir. Zulumattan nura çıkarmak Kitabın niçin gönderildiğini açıklar. Kur'anda aslolan toplumun karanlıklardan aydınlığa çıkması Faziletli toplumun inşa edilmesi fertlerin ahlakî faziletle donanmasıdır.*Zulumat, karanlıktır Nuru engelleyen karanlıklar ise zulümdür Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zâlimlerin ta kendileridir." Nur, tektir karanlıklar, ise yanlışların sayısı kadar çoktur. Allah, yeryüzünü ışıktan güneşten mahrum yaratmadı mahlûkatını ışıksız bırakmadı gönlümüzü ve yolumuzu aydınlatan nur'dan da bizi mahrum bırakmadı ve bunun için elçi ve Kitap gönderdi*Karanlık, fıtrîyet ve yaratılıştan değil; sonradan oluşandır. Karanlıklar, ışıksızlıktır zalimlik ve insanın nur düşmanlığıdır zindanlardır. Zindan ise ışıktan, nurdan uzak yaşansın diye insanın ördüğü duvarlardır. Ahiret cezasının sebebi, dünya hayâtını insanın kendine ve başkalarına zindan etmesidir İnsan, asr-ı saadetteki mutluluğu değil de; zindanı, tercih ediyorsa, kendisi bilir. Ama, başkalarına zindan hayâtı yaşatamaz Saadet asrı insanının saadetine benzer bir mutluluk burada başlayıp ahirette biter
|