"Erdoğansız AK Parti" söylemiyle "AK Partisiz Erdoğan" söylemi birbirinin kardeşidir.
İkisini de diyenler ya haindir ya ahmak. Erdoğan ve AK Parti birbirinden bağımsız düşünülemez.
Gelelim işin en önemli boyutuna. Yani Meclis'te çoğunluk muhalefete geçerse ne olur?
Malum son düzenlemeyle "Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu"nun adı "Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK)" oldu. 22 olan üye sayısı ise 13'e düşürüldü. Bu 13'ün 4'ünü Cumhurbaşkanı atıyor. Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı, Kurulun doğal üyesi. Geriye kalan 7 üyeyi ise TBMM seçiyor. "AK Parti'ye ya da 'Cumhur İttifakı'na oy vermeyeceğim" diyenler buradaki tehlikeyi görmeli.
Eğer muhalefet Meclis çoğunluğunu alırsa neler olacağının farkındasınızdır umarım. FETÖ vesayeti bu ülke için ne kadar tehlikeliyse Kemalist vesayet de o kadar tehlikelidir.
Kendimizi kandırmayalım, CHP-İyi Parti çoğunluğu, Kemalist yargı vesayetinin geri dönmesi demektir. Tabii ki millî iradeye, milletin oyuna saygımız var. O yüzden AK Parti'ye oy vermeyeceğim diyenler iki kere düşünsün.
HSK üyeleri değiştiği anda FETÖ'cülerin çoğu tahliye edilirse ne olacak? 17-25 Aralık'tan beri verilen mücadelenin de bir anlamı olmaz. Bütün darbeci, cuntacı, kumpasçı FETÖ'cüler ve PKK'lılar cezaları bitmeden aramızda dolaşmaya başlarlar.
Bu ülkede 1 polis, 1 savcı ve 1 hâkimle istediğin operasyonu yaparsın. Bu ülkede yargı yüzünden başbakanlar, bakanlar idam edildi. Darbeler meşrulaştırıldı. Millî irade yargı eliyle çok defa yok edildi.
AK Parti'yi eleştirme hakkı baki, ama basit şeylere kızıp oy vermeyeceğim demenin mantığı asla yok. O yüzden Meclis çoğunluğu elde edilmezse özellikle HSK üzerinden her operasyonu deneyebilirler...
CEM KÜÇÜK
|