Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-22-2018, 16:28   #3
Kullanıcı Adı
ak61
Standart
Ekonomik önlemler ile sonuç almak çok zor. Bunu bir iktisatçı olarak söylüyorum çünkü zaten 2014 te 115 milyar dolar olan rezervler 86 milyar dolara geriledi. Dünya genelinde ABD tahvil faizlerinin yükselmesi akabinde (3'ü geçti) zaten güvenilir liman görülen ABD'ye dönüş yöneliş var. Bunun önünde döviz satmak gibi basit politikalar ile duramazsın.
Politika faizi 2 senedir %8'de. Geç likitide faizi %13.50. Merkez Bankası zaten 26 Nisan'da en son yine örtülü bir faiz artışı yaptı ama. Hazine 10 yıllıklarının faizi, piyasa faizleri ortada. Faiz artışı yapılması şart. Yapmıyorsak da ekonomi dışı güven verici hamlelerin gelmesi gerekir.

Gelişmekte olan tüm dünya ülkelerinde belli hukuki ve idari problemler var, birçok ekonomi dışı riskler var. İnsanlar gelişmekte olan ülkelerden kaçıyor ise, yatırımcı ABD'ye dönüyor ise bunun sebeplerini araştırıp önlemler almak da bir çözümdür.

Türkiye'de gerçekleşen olayların, yurtdışı basında 1 e 10 kat abartılarak haberleştiğini hepimiz biliyoruz. Bizim dünyaya sadece söylemle mesaj vermemiz ve bunun yatırımcıya geçmesini beklememiz gerçekçi değil.

Öncelikle kesinlikle OHAL'in kalkması lazım. Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti olduğu ve Ohal'in hukuki bilançosu bir an önce sonuçlandırılarak paylaşılmalı.
Ayrıca bazı güven verici hamlelerde şart. Mesela Adalet Bakanı'nın ve Müsteşarı'nın HSK'dan çekilmesi, en kısa sürede de Anaysa değişikliği yapılması şart. Başkanlık sisteminde artık Güçlü Kuvvetler Ayrılığı diyorsak, yürütmenin Yargı'nın idari sekretaryasında olması doğru değil. Sonuçta Feto denen şerefsiz din tüccarı örgüt, Adalet Bakanı HSK(eski adıyla HSYK)'nın başında iken yargıda yapılanma yaptı mı yaptı. Ve bu yürütmenin yargıdan çekilmesi kısmı da yürütme tarafından değil, Yargı'nın böyle bir talebi var Yargı'nın itirazı var bu duruma yöntemi ile yapılması şart.
Zaten doğal olan da budur, hakimler ve savcıların kendi bu taleple gelmesi ve yargının kendi kurumsal duruşunu sağlaması.

Cumhurbaşkanımızın, tüm TV'lerin ortak yayın yaptığı bir ortamda kendisine eleştiri getiren gazeticiler veya gençler ile belli başlıkları konuşmak üzere bir araya gelmesi gerek. Ve bu noktada gençlerden gelen taleplere "DEĞERLENDİRECEĞİZ", "KURMAYLARIMIZLA PAYLAŞACAĞIZ" , tarzında birleştirici uzlaştırıcı bir tavır sergileyerek, 1-2 hafta içinde gerekli görülen noktalarda Hükümetten icraatlar oluşması ve bazı taleplerin karşılanması ile Türkiye'de sivil demokrasinin oluşturacağı yeni bir dönemin açıldığı mesajı ve görüntüsü çok değerlidir.

Şu 3-4 hamle yapıldığında eğer Türkiye istikrar altında bir AK Parti hükümeti ile 6 ay geçirmesi durumunda doların 3.50 lere düşeceğine herkes ile bahse girerim. Bunun altındaki seviyede faiz politikasının enflasyona ve piyasaya uyumlu hale getirilmesi ve ithalatı azaltıcı yerli üretimin "ÖNCÜL" sektörler belirlenerek ör: YAZILIM desteklenmesi. Türkiye Cumhuriyeti artık verimsiz, ne istihdama ne büyümeye katkısı olmayan çapta şirket ve sekörleri desteklememelidir.
ak61 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla