Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
ABDULHAMİT HAN
*Osmanlı ordusunun başkumandanlığı, serasker ve serdâr-ı ekrem Abdülkerîm Paşa’ya verilmişti. Vidin kumandanı Osman Nûrî Paşa, Sırp saldırılarını durdurdu Sırplarca tahkim edilmiş Zayça kasabası ele geçirildi. Nişdeki harp de Osmanlı lehinde gelişiyor. Sırp yenilgileri İstanbul’da büyük sevinç uyandırıyordu yabancı müdâhalesine meydan verilmemesi için serdâr-ı ekrem Abdülkerîm Paşa’ya Belgrad üzerine yürümesi ve Sırplıları barışa mecbur etmesi için emir verildi. Belgradda Abdülkerîm Paşa Sırp ordusunu ağır mağlûbiyete uğrattı. Osmanlı Belgrad’a girmek üzere iken, Rusya’nın İstanbul elçisi Osmanlı hükûmetine ültimatom verdi. Sırplı ve Karadağlı tebeası ile iki aylık mütâreke yaptı. Rusya Balkan ihtilâfının çözülmesi teşebbüsünü İngiltere’nin elinden aldı
*Hindistan yolu tehlikedeydi Rus hareketini önlemek için ingilizler konferans teklif etti.kabul eden, Almanya, İngiltere, Avusturya, Fransa, Rusya, İtalya ve Macaristan devletleri konferans için İstanbul’a murahhas gönderdiler. Osmanlı hâriciye nâzırı Safvet Paşa’nın başkanlığında 23 Aralık 1876 ta başlayan görüşmeler bir ay sürdü Tersâne konferansı, Bâb-ı âli’ye Tuna ve Bosna-Hersek eyâletlerinde ıslâhat için teklifte bulundu. Midhat Paşa, konferansı incelemek için, gayr-i müslimlerin de bulunduğu mecliste yaptığı konuşmada, Rusya hakkında hükûmet başkanının ağzından çıkmaması gereken sözler söyledi Avrupaya çattı. Harb aleyhinde rey kullanacakları, vatan sevgisizliği ve ihaneti ile itham etti.
*Meclis, Tersane konferansını reddetti. Midhat Paşa, talebe ile işsiz takıma para dağıtarak harb için nümayişler yaptırdı. Yeni Osmanlı basını harp kundakçılığında Midhat Paşa’dan aşağı kalmıyordu. Sükûnet bozulmuş ve ihtilâl havası esiyor. diplomasi işlemiyordu Midhat Paşa Pâdişâh’a ordunun da harb istediğini ve Rusya’nın yenileceğini, İngiltere’nin Osmanlı yanında harbe katılacağını söyledi Abdülhamîd Han, fikirlere katılmamakla beraber, tahta yeni geçmiş ve harbi önleyecek nüfuzta değildi. Bu gelişmeler üzerine , Avrupa devletleri İstanbul’u terketti İngiltere’nin teklifi ve ile Londra’da bir konferans toplandı 31 Mart 1877’de Rusların tekliflerini Bâb-ı âli’ye bildirdiler. *Osmanlı Devleti aleyhinde çok ağır hükümler taşıyan protokolü Pâdişâh reddetdi bu 12 Nisan 1877’de hükûmetçe batıya bildirildi. Midhat Paşa İngiltere’den Kânûn-i esâsî’nin tatbikinin garanti edilmesini istedi. Osmanlı sülâlesini tahttan uzaklaştırıp yerine kendi ailesini getirmek istemesi ve Pâdişâh’a tahakküme yeltenmesi üzerine Sultan tarafından 5 Şubat 1877’de sadrâzamlıktan azledilerek sürgüne gönderildi. Sadârete İbrâhim Edhem Paşa tâyin edildi. Abdülhamîd Han Midhat Paşa’yı sürgüne gönderirken, Midhat Paşa’nın Kanün-i esâsî’ye koydurduğu, yüz on üçüncü maddeye istinaden göndermiştir. Abdülhamîd Han, devletin savaşa girmesini doğru bulmamış, felâket olduğunu söylemişti. Ancak Midhat Paşa, halkı ve erkânını, harb için, şartlandırmış ve Rusya ile harbi kaçınılmaz bir hâle getirmişti.
*Abdülhamîd Han, Midhat Paşa’nın; “Rusya ile savaşmamız lâzım!..” raporuna karşı; “Rumeli’nin tamâmiyle elimizden çıkmasına sebeb olacaklar!” diyerek felâketi haber vermişti. Midhat Paşa’nın en büyük yardımcıları serasker Redîf ve Dâmâd Mahmûd Celâleddîn Paşa idi. Cevdet Paşa bunlar için; “Midhat Paşa tüfeği doldurdu. Dâmâd Mahmûd Paşa üst tetiğe çıkardı. Redîf Paşa ateş etti. Bu üç kişi devletin başına felâket getirdi” 24 Nisan 1877 de Rusya Osmanlı Devleti’ne harb îlân etti. 93 harbi denilen bu savaş, Edirne mütârekesine kadar, dokuz ay sürdü. Meşrutiyetçilerin mareşal yaptıkları Süleymân Paşa, Şıpka geçidinde büyük gafletle Türk birliklerinin harcanmasına sebeb oldu. Bu hezimet, kahramanlık olarak gösterildi ve başkumandan yapıldı. *Filibe’ye ve Edirne’ye kaçtı. Edirne’de mütâreke istedi. Yeşilköy’e gelen Rus orduları, doğuda Kars’a girmiş ve Erzurum yakınlarında durdurulmuş ve barıştan başka çâre kalmamıştı Harbin neticelenmesi üzerine, çok üzülen sultan Abdülhamîd meclisi toplayıp, fikirlerini sorduğunda, kethüda Ahmed Efendi ayağa kalkarak; fikirlerimizi çok geç soruyorsunuz. Felâketin önünü atmak mümkün olduğunda bize baş vurmalıydınız. Meclis-i meb’ûsân, mağlûbiyetten mes’ûliyet kabul etmez!..” diye başlayan konuşmasında Pâdişâh’a hakaretlerde bulundu. Meclis-i meb’ûsân Rusya ile harp için çırpınan Midhat Paşa ile tarafdarlarını desteklediklerini ve Rusya ile harb istediklerini unutarak Doksanüç harbi mağlûbiyetinden Pâdişâh’ı mes’ûl tutuyorlardı.
|