Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-11-2018, 22:18   #38
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com

ABDULHAMİT HAN


*sultan Abdülhamîd dış politikada dehâydı otuz sene durmuş facialar ittiçılar döneminde tekrar başladı.Aralık 1908’de Meclis-i meb’ûsan toplandı. En azılı Osmanlı düşmanları meclise girmişti. Meclisteki azınlıklar etkili idi. Meşrûtiyette Sultan, sâdece sadrâzam ile şeyhülislâmı seçebiliyor Sadrâzam nâzırları seçiyor, kabine güven oyu alırsa çalışıyor, meclis istediği zaman hükûmeti düşürebiliyordu. devletin idaresi tecrübesiz ellere geçti. çeşitli din, dil ve ırka mensup meb’uslar Osmanlı Devleti’nden ayrılarak istiklâllerini îlân etmek için gayr-i meşruya başvuruyordu. Binlerce müslümanın kanına giren yunan, sırp, bulgar ve ermeni çetecilerine af îlân edildi. Osmanlı Devleti’nden kaçan isyâncılara kapılar açıldı bunlar İstanbul’a geldi İngilizler, Ruslar ve hıristiyan devletler, azınlıklara bol mikdarda silâh gönderdiler.

*İttihâd ve Terakkî cemiyeti liderleri, acemi siyâsetleri ile ortalığı karıştırdı. Selanik’ten avcı taburlarını getirerek taş kışlaya yerleştirdiler. Kendilerine karşı olanı öldürüyor terör estiriyorlardı. halkın huzuru kaçtı. İttihâdçılar lanetle anıldı. alaylı subaylar ordudan çıkartıldı. gazeteler ittihâdçılara karşı halkın dînîni galeyana getirip halk ve orduyu isyâna teşvik ediyordu. 31 Mart günü dördüncü avcı taburu isyân ederek subayları hapsettiler. Pâdişâh Abdülhamîd Han, isyânı öğrendi. İsyancılar sadrâzamın azledilmesini, görevden alınan alaylı subayların orduya alınmasını istiyordu. Hüseyin Hilmi Paşa sadrâzamlıktan azl ederek yerine Tevfik Paşa getirildi ve Müşir Edhem Paşa harbiye nâzırı yapıldı
*isyâncılara, isyândan vazgeçtikleri takdirde af edildiklerine dâir hatt-ı hümâyûn gönderildi. isyân yatıştıysa da ertesi gün yine alevlendi.İsyanın Rumeli’deki yankısı büyüktü .Sultan hedef oldu. Üçüncü ordu ile gönüllü bulgar ve sırp, yunan, yahûdî, arnavut çetecileri İstanbul’a sevkedildi. orduya Hareket ordusu denildi. gayesi Sultân’ı tahttan indirmekti. Pâdişâhla sâdık paşalar saraya gelerek Yıldız birliklerinin Hareket ordusuna karşı kullanılması için izin istedi. Abdülhamîd Han; “Tüfekçilerin silâhları toplansın, kimse silâh atmasın, müslümanı müslümana kırdırmam” diyerek” reddetti. Kuvvetli olmasına rağmen fitne çıkmaması için bunu yaptı .

*Hareket ordusu İstanbuldayken, Abdülhamîd Han; “Madem beni istemiyorlar, saltanatı biraderime ferağ ederim, devleti o idare etsin. Fakat meclis Dîvân-i âlî mi ne kurulursa kurulup, benim hâdise ile alâkamın olup olmadığı tesbit edilmelidir” demişti. Ancak Saîd Paşa; “Suçsuz çıkarsa halimiz nice olur” diyerek resmî tahkikatın açılmasına mâni oldu. on beş bine varan Hareket ordusu, 24 Nisan’da Topkapı ve Edirnekapı’dan şehre girerek askerî karakolları teslim aldı ve Harbiyeyi işgal etti. Taksim kışlasında ve Taşkışla’daki mukavemet, şiddetli top ateşi ile kırıldı. Yıldız Sarayı’nın işgalinde sultan Abdülhamîd mukâvemet isteyen askerlere; “Ben halîfe-i İslâm’ım, müslümanı müslümana kırdırmam. Silâh çekmek isteyen ilk önce beni vursun sonra diğer asker kardeşlerine kurşun atsın” demek suretiyle çatışmanın önüne geçti. *ülkenin en mükemmel ordusu Birinci orduya direnme emri verilseydi, Hareket ordusu bir anda dağılırdı. Pâdişâh’ın emrine boyun eğen askerler silâh teslim ettiler. 25 Nisanda Hareket ordusu İstanbul’a hâkim oldu. Mahmûd Şevket Paşa, sıkıyönetim îlân ederek suçsuz bir çok insanı îdâm ettirdi. Yüzlerce balkan çetesi saraya girerek, kıymetli eşyaları yağmaladı, İttihâd ve Terakkî İstanbul’da terör estirdi 27 Nisan 1909 da meclis toplandı. Âyân’dan Gâzi Ahmed Paşa, Pâdişâh’ın hal’ edilmesini teklif etti. Gâzi Ahmed Paşa, hal’ fetvası istedi meb’uslardan Elmalılı Yazır hoca yazmıştı. Fetvada Sultan Abdülhamîd e 31 Mart isyânına sebeb olmak, din kitaplarını tahrif etmek hazîneyi israf etmek, insanları suçsuzca îdâm ettirmek... gibi suçlar yükleniyordu.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla