|
Kaynak biriz.biz
Ramazan Fıkraları
Anladık Ramazan başlamış
Ramazan hilali görülmeyince oruç tutmanın caiz olmayacağını bilen tiryaki, hilali görmemek için evini kapayıp perdeleri sımsıkı örter geceleri kahveye giderken başını önüne eğermiş bir su birikintisinde hilalin aksini görünce ürkerek şöyle demiş Hey mübarek! Gözüme mi gireceksin, anladık işte ramazan başlamış!..
Bir gün fazla tutmuş
Adama sormuşlar :Kaç gün oruç tuttun?
Hastalığım nedeniyle, ancak bir gün tutabildim! .
Aynı soru Bektaşi’ye sorulunca, istifini bozmadan yanıt vermiş Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş!
Bir eşek bir öküz
İki softa, ramazanda bedava yeriz diye Bektaşi köyüne misafir olurlar. içlerinden biri tuvalete gider. Bektaşi sorar Senin arkadaşın nasıl bir adam Bilgisi var mı, yok mu O da kendini üstün göstermek için*
eşeğin tekidir", cevabını verir.*öteki softaya da aynı soruyu sorar:*Senin arkadaşın nasıl bir adam? öküzden farkı yoktur", cevabını verir.*Akşam iftar kurulur.tepside arpa ile samandan başka bir şey göremeyen softalar sorarlar:*Bunlar ne erenler?*
Bektaşi gülerek cevap verir:*Biriniz eşek, ötekiniz öküz. Sizin için daha iyi azık olur mu?"
Bizi de yedirirsin!
toplu ramazan yemeklerinde, iftardan artan yemekleri, yemek masasına hizmet eden çocuklar yermiş.. artan yemekler onların hakkı imiş. iftarda hoca cemaata: Çorbayı arttırmayın israf haramdır. Yemeği bitirmek sünnettir, der. Ve çorba tamamen biter. sebze yemeğine gelince hoca yine Arttırmayın sünnettir” der yemek biter.çocuklar aç kalır hoca şakalaşmak ister:Balam sizin adınız ne, der.Çocuklar: Farz hoca efendi, derler.Hoca:
Balam hiç farzdan ad olur mu?” der. Çocuklar
Olur ya, sünnet diyelim de bizi de cemaata yediresin öylemi ?” derler…
Bizim eve de buyursun!
Bir zat Ramazan’da hiç evine gelmez, boyuna davetsiz iftarlara gidermiş. Bir akşam birisi evine gelerek: Bu akşam sizin efendiyi davet ediyoruz, buyursunlar,deyince,*Evin hanımı:*Ramazan neredeyse bitecek, efendiyi gören yok. Siz görebilirseniz söyleyin. Bir gece de kendi evinde iftara buyursun!
Borcun var mı?
Bir ramazan III. Mustafa'nın veziri Koca Ragıp Paşa'nın konağında Ragıp Paşa Şair Haşmet'e hitaben Senin borcun var mı Haşmet?' diye sorar ve şu cevabı alır:Evet efendim, mahalle bakkalına bin kuruş, kasaba beş yüz kuruş...*Ragıp Paşa 'Ben onu sormuyorum, oruç borcun var mı?'*Şair Haşmet cevaplamış:Paşam, oruç borcunu Allah sorar; sizin soracağınız kul borcudur.
Bu mahalleden değiliz de...
Evvel zaman içinde iki şair ve edip ahbap Mehmet Celâl ile Faik Esad, Beylerbeyi’nde iftar davetine icabet için yola koyulur fakat vakti hesap edememişlerdir ve iftara saatler vardır. iki ahbap,
Camiye gidelim, vaaz dinleriz, vakit geçer, fikriyle Beylerbeyi Camii’ne gidiyorlar.*Vaiz cehennemden bahsetmekte, diliyle zebânileer, alevleer, katran kuyularıı” dedikçe cemaat dehşetle tir tir titremekte Bizimkiler vaize kulak asmamakta ama ahali hüngür hüngür ağlıyor. Ağlayanlardan biri, kısık sesle, Siz vaizi dinlemiyor musunuz? diye sorar.dinliyoruz elbet” diye cevap veriyor Peki ne dediğini anlıyor musunuz?” "Anlıyoruz elbette, soruyorsun peki?”Adam hayretle Yahu bizim ağlamaktan ciğerimiz sökülüyor, sizde ise hiçbir elem işareti yoktur, nasıl oluyor Şair cevap veriyor:
Efendim biz bu mahalleden değiliz, yabancıyız, misafirliğe geldik
“Buba Ramazan nedur?”
Temelin küçük kızı Emine, Ramazanda babasına:*
-Buba Ramazan nedur? diye sorar.Temel Kiizz Emunem, Üstadum dedu ki: Ramazan İslâmun şartlarunun birunculerindendur. Bülûğ çağuna eren her Müslümana oruç tutmak farzdur.Emine:
-Buba ver elime, ben de tutayum” der.Temel:*
-Kizum elle değül, bir gün yemek yemeden, içmeden aç kalarak oruç tutacaksun” der.*
Emine:*-Anladum buba, der.*Temel:*
-Emunem, diluna, gözuna, kulağuna da sahip olacaksun yoksa aç kalman fayda etmez” der.*
Emine:“Vuuyyy, o zaman arkadaşım Hatice’ye de bir daha karuşmuyacağum buba, der.
Bunları Ramazana Verin
Vaktiyle adamın birisi her şeyin en güzelini ayırır, "Hanım Ramazan'a sakla" dermiş. Gel zaman git zaman Ramazan gelmiş, güzel güzel yemekler pişmeye, iftar sofraları dolmaya başlamış.
kapıya bir dilenci gelmiş ve Allah için yardım istemiş.Kadın: Adın ne senin?" "Ramazan"
Dur öyle ise..."Evde ne kadar güzel yiyecek, içecek varsa kaplara doldurmuş."Al git bunları, bizim bey sana saklıyordu" demiş.
Çayımı içim gelirem
Erzurum kahvelerinde insanlar iftar beklerken içeriye biri girmiş:-Abi çabuk goşu gelin bi tenesi orucuni basır cigara içirdi gözümün ögünde kahveden biri cevap verir:-Ola tamam bi dur neye fenikisen ambu çayımi içim gelirem.
Çömlek hesabı
Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar, Hoca. Bir avuç taş doldurur Hoca'nın yaramaz oğlu,muziplik olsun diye. Bir zaman sonra arkadaşları:*Bugün Ramazan'ın kaçı acaba? diye sorarlar Hoca'da:*
Şimdi eve gider öğrenirim, der ve evin yolunu tutar.
Çömleği boşaltır; Taşların yüz yirmi beş tane olduğunu görür. Şaşkındır Hoca. Arkadaşlar, bugün, Ramazan'ın kırkbeşi" der.Hocaya gülüşürler Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan'ın kırkbeşi olur mu? diye itiraz eder. Hoca, kızgın bir ifadeyle: Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan'ın yüz yirmi beşi!"der.
Deniz oruç bozar mı?
Naim Hoca`ya sormuşlar;*Denize girersek orucumuz bozulur mu?´ diye.Naim Hoca
Ula uşahlar, Remazanda siz denize girersez orucuz bozulmaz. Amma deniz size girerse orucuz bozilir. Ona göre...
Gökte Misafir Edilen Ne Yer?
Nasreddin Hoca, Ramazan ayı vaazlar etmek, namazları, teravihleri kıldırmak üzere evine uzak köyde işe başlamış. Hoca’ya köyde oda tahsis etmişler. Görevi kısa olduğundan getirmemiş,
Köyde vaaz ederken bir ara Hz. İsa’nın göğe çekildiğinden söz etmiş. yaşlı bir kadın Hoca efendi, Hz. İsa göğe çekildi dedin, ama ne yeyip ne içtiğini anlatmadın! Hoca:*Bre kadın, günlerdir köyün misafiriyim. Bir gün olsun misafirimiz ne yer ne içer demediniz de, gökte misafir edilen Peygamberin ne yeyip ne içtiğini soruyorsun ! demiş
Halim Mecalim yok
Bektaşi’ye sormuşlar:Baba Erenler niçin oruç tutmazsın? Bektaşi’de mazeret hazırdır:
-Vallahi tutmak isterim ama halim yok.
Bektaşi’yi zorda bırakmak için sorarlar:
-İftara çağırsalar gider misin ne yapar eder giderim.Bektaşi’nin cevabına Bu nasıl olur? Allah’ın emrini dinlemiyorsun kulların davetini kaçırmıyorsun Bektaşi’nin cevabı hazırdır:
Bunda şaşılacak ne var? Cenabı Hak merhametlilerin merhametlisidir affedicidir. Fakat insanlar böyle midir? Onlar, en küçük sebepten güceniverirler. Bunun için kulların davetlerini kaçırmamak gerekir
Nasıl Yetişeceksin
Sultan II.Mahmud Han Ramazanda ahbablarını iftara davet etmiş. şair İzzet Molla da davetliler arasındaymış.Yatsı ezanı okunmuş, cemaatle namaza başlamışlar. İmam namazı iki secdeyi bir edecek kadar acele kıldırıyormuş. Çok kısa zamanda sonuncu rekatın tahıyyatına gelmişler. bir adam -Hazır abdestim varken cemaate yetişeyim, diye düşünüp safa dahil olacağı sırada selam verilmiş.*İzzet Molla adama şöyle demiş:
Be adam! Biz içinde iken yetişemiyoruz, sen dışarıdan gelip nasıl yetişeceksin?
|