Kaynak negüzelsözler.com
Nizamülmülk Sözleri
Adalet mülkün temelidir.
Acelecilik, kudretlilerin değil, zayıfların işidir.
Küfr ve zulm ile payidar kalmaz memleket. Zulüm mülkü zevale sürükler,nankörlük nimeti yok eder.
Ordu, devlet başkanının emrine her zaman amade olmalıdır. Nâma şâna aldanan ekmekten olur; ekmeğine tüküren canından olur.
İlmin değeri de diğer mumların kendisinden ışık aldığı enerji kaynağına benzer. Yükselmiş ve büyük kimseler o makama gelinceye kadar birçok sıkıntı çekmiş olmalıdırlar.
Sultanların en iyisi ilim erbabıyla düşer kalkar.Âlimlerin en kötüsü de sultanlarla düşer kalkar.
Dünyada ilimden iyi dostum yok.
İlim hazineden üstündür.Çünkü hazineyi koruman gerekirken,ilim seni korur.
İtaatkar bir hizmetkar üç yüz evlattan iyidir
evlatlar babanın ölümünü, hizmetkar uzun ömrünü ister.
Bütün insanların kabiliyetlerine göre bir işi olmalı, bunun aksine hareket edilmesine padişah izin vermemeli.
Sultanın tacının varlığı vezirlik divitine bağlıdır. Divitin kapağını kapatırsam, onun hükümdarlığı da yok olur.
Öyle insanlar vardır ki, dostlukları ile düşmanlıkları arasında bir fark yoktur. En iyisi, bu tür insanlardan uzak durmaktır.
İnsanın mükemmelliği ve aklı kızmasındadır; eğer kızarsa kızgınlığın aklına değil aklının kızgınlığına galip gelmesi lazımdır.
Birlikte çalıştığı kişilerin sadâkâtını önceleyen yönetici, günü kurtarır; liyâkâtını önceleyen ise tarihte kalıcı izler bırakır.
Lokman Hekim,Dünyada bana ilimden daha iyi yardımcı yoktur. İlim hazineden daha iyidir.Çünkü, sen hazineyi korumak zorundasın; ilim ise seni korur. diyor.
Devlet adamı zulmetmemeli, zulmetmiyorsa bile vazifelendirdiği adamların zulmedip etmediğini bilmelidir. Yoksa mazlumların ettiği ah, eninde sonunda dönüp kendisini bulacaktır.
Elçiler kusur arayıcıdırlar. Gönderildiği memleket ve padişahında kusur olan ne şeyler olduğuna bakar dururlar ve sonra o padişaha bu kusurlardan dolayı ayıplama va baş kakıncı gelir.
eryüzünde makbul ve dosdoğru yolda ilerleyen,Allah’ın rahmetinin üzerinde olası
Hanefî ve Şafiî diye iki mezhep vardır. Geride kalanlar beyhude ve sapkınlık,şekten ibarettir.
Padişah, herhangi bir kimseye büyük bir makam verirse birini gizlice ve makam verdiği kişinin bilmeyeceği şekilde, onun faaliyetlerini bildirmesi için müfettiş olarak görevlendirmelidir.
Padişah ülkede cereyan eden fesadı,haksızlıkları biliyor veya bilmiyor.Biliyor da tedbirini almıyorsa onlar gibi zalimdir.Zulme rıza gösteriyordur. Bilmiyorsa,gaflet ve ihmal içindedir cahildir
Memlekette olup biteni bilmek padişahın vazifesidir. Yoksa gaflete ve zulme kalkışırlar. Eğer padişah bunu biliyor da https:// çaresine bakmıyorsa, tıpkı onlar gibi zalimdir ve eğer bilmiyorsa gaflete düşmüştür; tembel ve cahildir.
Padişahlar dört gruptaki insanı bağışlamamalıdır: Biri memlekete kasteden,biri memleketin haremine kasteden,diğeri onların sırrını tutmayan,bir diğeri de dilde padişahtan,gönülde muhaliften yana olup muhaliflere bilgi sızdıranlar.
Devlet işlerinde dini bütün, Allah korkusu olan, haram yemekten kaçınan bir yardımcıyı herkes ister. Ancak aksi durumda, yardımcı yerine bir casus beslenmiş olur. Bu da devletin bekâsını sarsacak bir olumsuzluktur.
Din ve padişahlık kardeştir Memlekette karışıklık olsa, dinde bozulur; kötü din sahipleri baş gösterir. Ne zaman din bozulur, memeleket karışır, fesatçılar kuvvetlenir padişahı güçsüz bırakırlar.
Devlet işlerinde vazife yapanlar, başkalarının hakkına ulaşabildikleri, bütün gücü kendilerinde gördükleri için, yaptıkları her iş kayıt altında olmak zorundadır.
Devletin vazifelendirdiği birisi, mazlumun, yetim ve fukaranın hakkını yerse, vay o devletin haline!
Merhamet son derece güzel bir haslettir. İnsanoğlu yeri geldiği zaman merhametli olmayı bilmelidir. Acıma duygusu Allah korkusuyla birleşince, adaletli bir devlet adamı ortaya çıkacaktır.
Devlet, kolay kolay herkese nasip olmayacak büyük bir nimettir. Bu nimete sahip olan, âhirette büyük bir külfetle de karşı karşıya olduğunu bilmelidir. devletin malı devlet için harcanmalı, dünyalık yerine âhiret için hazırlık yapmalıdır.
Kendisi rahat yaşarken halkı yoksulluk çeken devlet adamını çetin bir hesabın beklediği çok açıktır. Hazret-i Ömer (r.a.) bu azaptan korkuyorsa, diğerlerinin vay haline!
Herkes liyakatine göre değerlendirilmelidir. Kişide aranması gereken şey mal mülk değil hünerdir. Soyu sopu belli olan kimseler varken devlet vazifesi ne idüğü belirsiz olanlara verilmemelidir.
Devletin bekası için, ehil olmayan kimselere iş buyrulmamalıdır. Bir kişiye birden fazla iş yükleyip, onlarca kişiyi işsiz bırakmak akıl kârı değildir.
Devlet adamı dengesini gözettiği sürece iyi bir devlet adamıdır. Aksi takdirde saltanatının zeval bulması çok yakın olacaktır.
|