06-26-2018, 11:55
|
#10
|
|
|
Muharrem İnce ve Meral Akşener bu “muhafazakâr görünme” rolünü gerçekten iyi oynadılar.
Akşener başından, boynundan ve elinden tülbenti eksik etmezken, “tülbent devrimi” derken, Muharrem İnce de camiden fotoğraflar paylaştı, her gün Cuma namazı kıldığını, Yasin okuduğunu söyledi, Ramazan boyunca ağzına su bardağı ve alkol kadehi almaktan özenle kaçındı.
Elbette seçmen bu numaralara şerbetliydi.
Ne olduysa son 3 günde oldu. Ne olduysa İnce’nin CHP mitinginden sonra oldu.
Muharrem İnce’nin İzmir’de alışılmışın dışında bir kalabalık topladığını gören muhalefet tabanı 3 gün daha sabretmek yerine, 3 gün daha muhafazakârlara saygılıymış gibi yapmak yerine kendisini alkole verdi ve maskeyi düşürüverdi. 
İzmir mitingi sonrası, alkol masalarında, çocukların, kadınların da olduğu bir ortamda, ahlâklı, edepli hiçbir insanın ağzına alamayacağı küfürleri koro halinde söyleyen muhalefet fanatiklerinin iğrenç görüntüleri bir anda tüm Türkiye’ye yayıldı.
Toplu küfür ritüeli bununla kalmadı. Havalimanlarında, uçaklarda, maçlarda, mitinglerde bu edepsizlik devam etti.
Tam o esnada, FETÖ firarisi Emre Uslu’nun ABD’den yayınladığı muhalefeti destekleyen ve sokağa çıkma çağrısı yapan videosu gündeme düştü.
İstanbul’da mitinge giden CHP’lilerin başörtülü kızlara hakaret ettikleri, hatta tartaklamaya yeltendikleri, esnafın araya girdiği görüldü.
Saadet partili başörtülü kızların Onuncu Yıl Marşı’na tempo tutmaları, seçimin sembolü haline gelen dedenin eline diş fırçası tutuşturulması ise mideleri alt üst etti.
Bir CHP yandaşının, Muharrem İnce fotoğrafının üzerine “Şampanya ile kutlama yapacağız. Güzellik, temizlik, ferahlık, asalet geliyor. Ayakkabı kokusu ülkeden gidiyor” şeklindeki paylaşımı da sosyal medyada infial oluşturdu.
Son 3 günde, sabırsızlık ve sarhoşlukla ortaya konan bu ve benzeri tavırlar muhalefetin stratejini mahvetti. AK Parti ve MHP’nin sandığa gitmekte kararsız, hatta kızgın, kırgın, küskün kitlesini bu görüntüler uyandırdı.
Seçmen, Erdoğan ve AK Parti’nin kaybetmesi durumunda başına nelerin geleceğini bu 3 günlük fragmanda gördü.
2013’te yaşam tarzına ve inancına saldıran Gezicileri hatırlayan seçmende kararsızlık kalmadı.
Muhalefet keşke 24 Haziran hezimetinden muhafazakârlığın, dindarlığının, yerliliğin rolünün yapılamayacağı dersini çıkarabilse.
Hem kendisini, hem de kitlesini keşke Türkiye’yi anlamak ve farklı olana saygı duymak konusunda dönüştürebilse. Böyle bir dönüşüm siyasete de Türkiye’ye de çok büyük katkı sağlar. En azından “biz” de, “onlar” da, artık her seçimi “ölüm-kalım” meselesi olarak görmeyiz. Muhalefet normalleşirse Türkiye normalleşir.
AYDIN ÜNAL
|
|
|