Kaynak dini hikayeler android programı
Paşa köşke geldiğinde, dalkavuklar etrafını çevirerek onu şeyhe karşı kışkırtır tesirde kalan Paşa, Şeyh'in yakalanıp getirilmesini emreder. pişman olur. kararından vaz geçer. hediyeler düşünür. Şeyh hediyeleri kabul ederse, bir taşla iki kuş vuracaktır. Şeyhi kendine bağlaycak, itibarını düşürecek; Müslümanlardaki nüfûzunu yok edecektir. Paşa Şeyh'e altınlar gönderir. altını alan vezir, Emeviyye Câmii'nin yolunu tutar. Şeyhin talebelerinin yanında altını, Paşa hazretleri, ihtiyaçlarınızı görmeniz için gönderdi' der.
Şeyh, şefkatle sâkin bir edâ ile şöyle cevap verir:
Evlâdım! der. Efendinin paralarını geri götür ona de ki: 'O sana ayakalarını uzatmış, ellerini değil!'
EBUL VEFA HAZRETLERİ
İstanbul'un alındığı, Bizans'ın yıkıldığı yıllardır. Akdeniz huzursuzdur . Rodoslu çapulcular çıbandırlar. bu adada güzel üzüm yetişir nefis zeytin olur. ada sakinleri bağla uğraşmaz. Ticaretten ve sanattan da uzak bildikleri tek iş Yol kesmektur Rodoslu haydutlar ticaret gemilerini yağmalar, köylerini basar kazandıklarını şaraba yatırır Limandaki batakhaneler eşkıya kaynar. tek yolları: soygun ve can yakmaktır Ebûl Vefa hazretlerinin hac kafilesi saldırıya uğrar. Mübâreğin kaybedecek bir şeyi yoktur. üç ölçek hurma, birkaç testi zemzem. korsanlar insan sarrafıdı Müminlerin hürmetini gözden kaçırmazlar. Böylesi asil biri para etse gerekdir. Osmanlı âliminin uğruna neler vermez ki?
Mübârek ebul vefa hazretleri kendisini hapise tıkan zalimlere kızmaz. 'hayır olmalı' der, büker boynunu. acıma duygusu ağır basar. ''Ah bir hakikatleri görebilseler!'. der İnsan haydut da olsa insandır. zindancı büyük velinin şefkatini yakalar, ve şefkate yakalanır. zincirlerini çözer, onu aydınlığa taşır. Uzun kış geceleri sohbet ederler. Mübarek Rumca öğrenir, muhafızlarla dost olur. Hastaları tedavi eder, dert dinler. O muhabbet köprüsüdür gönüllere. Şövalyeler bu rehineden yüklü bir fidye beklerler. Kahramanoğlu İbrahim Bey, Ebûl Vefa sevdalısıdır. Mübareğin Rodoslularda olduğunu öğrenince beyninden vurulur İstenen meblâğı tez denkleştirir, koşar adaya.
Ebûl Vefa Hazretlerinin ayrıldığı gün zindancı hoş olur. küflü dehlize böylesi bir bilge gelmemişdir. Ve zor gelir. Hapiste geçirdiği günler Ebûl Vefa Hazretleri'ne tesir eder. İstanbul'da Rumların olduğu semt Vefa'ya dergahını kurar insanlara kapı açar. hakkı tebliğ eder. Gülene de anlatır, sövene de. dergâhlar râm olur, Mübarek güler yüzlü ve nüktedandır. maharetle nakşeder zihinlere.
Ebûl Vefa'nın Fatih'e karşı sevgisi vardır. Onu bir kere bile görmez ama gecelerce dua eder. Genç Sultana manevi zırh olur. Fatih himmeti iliklerine kadar hisseder. Rüyalarını nur yüzlü veli süsler. dayanamaz, dergahını tıkırdatır. Ancak Ebûl Vefa Hazretleri 'Hayır!' 'Görüşmesek daha iyi.'
Koca Fatih sultan hıçkırmaktadır. hüzündür çöker Talebeleri çözemezler. Rumlara bile kıymet verilip, buyur edildiği vefa hazretlerinin tekkesi cihan padişahına neden açılmaz mübarek vefa hazretleri bu hikmeti şöyle anlatır aramızdaki muhabbet vazifemizi unutturacak kadar fazla. Sultan sohbetin tadını alırsa sarayda duramaz, sultanlık basit gelir tacı tahtı bırakır, dervişliğe kalkışır.' Hatırlarsanız Fatih'in dervişliğini ilk keşfeden ve yüz vermeyen Akşemseddin'dir.
Ebûl Vefa Hazretleri semtte çok sevilir. Mahalle halkı mübareğin naaşına sahip çıkar, güzel bir camiyle adını yaşatırlar. Unkapanı, Fatih, Süleymaniye arasındaki muhit vefa adıyla tanınır. Esnaf ona Fatiha okumadan dükkan açmaz, çocuklar okulda lahza durur, mırıl mırıl dua okur.
şu işe bakın!' koca koca imparatorlar silinipyor, Allah dostları hatırlanıyor daima.
|