Kaynak dini hikayeler android programı
DÜNÜN EŞKIYASI
İrşad faaliyetinden dönen bir Osmanlı alimini bir eşkiya çevirir. gözü hocanın köstekli saatindedir saldırır. eşkiyabaşı'ndan serrt bir ihtar alır Hocaefendinin saatine dokunma Namazlarını o saatle kılıyor! bir kadını ablukaya alan eşkiya, kadına seslenir: Bacım korkma. namusunda gözümüz olamaz. Bizim de bacımız, anamız vardır. Biz sadece ekmeğe muhtacız. Bize bir parça ekmek ver yeter. Bugün kadın-çocuk, genç-ihtiyar demeyip katleden eşkiyayı düşündükçe....
ETME BULMA
Bir kadın ve yaşlı kayınpederini istememekte, evin huzurunu bozmaktadır. Bir gün kocasına Bey bezdim. gün göremedim. Gençliğim gidiyor. Ya ayrılalım, babanla kal., ya da al babanı al götür beraber kalalım. ben gidiyorum. Adamcağız şaşkın sitemkarca Ne diyorsun hanım, o babam öldüreyim mi, atayım mı? Kimi var bizden başka , dese de karısı ısrar ediyordu. Adam babasını dağa bıraktı oğluyla alarak yola koyuldu. oğlu:
Dedemi almadık baba. Deden ihtiyarladı orada kalacak. Torun ısrar eder: En sonunda çocuk
Baba, sen ihtiyarladığında ben de seni dağa mı bırakacağım? der demez adamın aklı başına gelir.
Baba oğluna: Evlâdım, beni bırakıp gidemezsin. Çünkü ben babamı bırakmadım. Ölünceye kadar hizmet ettim. Bu dünya etme-bulma dünyası» diye... Sen ne yaparsan sana da onun aynısı yapılacak.
Endülüsün fethi
Endülüs fatihi Tarık bin Ziyad, ispanyada on iki bin kişilik ordusuyla Kral Rodrik'in doksanbin kişilik ordusunu yenmiştir (711 Mayıs). Endülüs'te fetih hareketlerini sürdürmüş Tarık ve başkent üzerine yürüyünce, ahali kaçmış,ve tuleytula hıristiyanlardan alınmıştı.fetihten sonra Tarık, Medinetü'l-Mâide' (Sofra Şehri) de Hz. Süleyman a.s.'ın sofrasını ele geçirdi. sofra yeşil zümrütten yapılmış, kenarları ve ayakları inci, mercan, süslüydü. Üç yüz altmış ayağı vardı. Kuzey Afrika valisi olan ve Tarık'ın fetihlerine destek veren Nusayr da, Tarık'tan bir yıl sonra Endülüs'e girmiş; iki ordu buluşması bir yıl sonra buluşmuş iki büyük komutanın gayretiyle Endülüs iki yılda fethedilmişti
Endülüs'ün fethinde Tarık b. Ziyad Cebel-i Tarık Boğazı'nı geçip Endülüs'e girince, esirlerden yaşlı bir kadın şöyle demiş: bir kocam vardı. Buralara gelip galip olacak bir komutandan bahsetti komutanın sol omuzunda kıllı bir ben var dedi
Tarık elbisesini kaldırınca, bir ben görüldü. Tarık ve yanındakiler bunu fetih müjdesi saydılar.
Musa b. Nusayr şehirleri zaptederek ispanyada içlerinde ilerlerken, geniş bir araziye ulaştı dikili bir taşta şu yazıyı gördü Ey İsmailoğulları varacağınız son yer burasıdır. geri dönünüz. : Sizler kavga ve ihtilafa düşeceksiniz.' Musa geri döner. Romalılar Endülüs'e girdiklerinde bir evle karşılaştılar. her kral buraya bir kilit ekliyordu. Gotlar da aynısını yaptılar. Rodrik İspanya kralı olunca, bütün uyarılara kilitleri açtı.İçeride kırmızı sarıklı ve siyah atlı Arapların resmini gördü. Su yazı vardı: 'ev açıldığında, ülkeye girecekler.' İşte o sene Endülüs fethedildi.
Şefaat
Ümmü Hamide'nin eşi gözü eşi İmam Sadık (a.s)'ın vefatını teselliye gelen Ebu Basir'e ilişince, gözyaşları akdı. Ümmü Hamide, Ebu Basır'e:
İmam'ın can çekiştiği anda, hazır değildin! Tuhaf bir mesele oldu. İmamın son anlarıydı. İmam Gözleri kapanmıştı. İmam, ansızın gözlerini açtı yakınlarımı toplayın' buyurdu. Tuhaf bir emirdi İmam, madem ki emir vermişti, hepsini topladık. İmamın yakınları ve akrabalarından gelmemiş Hepsi, bekliyordı. İmam, Bizim şefaatimiz namazına önem vermeyen kimselere asla nasip olmayacaktır' buyurdu.
Siz hala akıllanmayacakmısınız
Hazret-i İbrâhim aleyhisselâm peygamber olarak gönderildiğinde, puta karşı çıkmış putların işe yaramaz taş, metal ve ağaç yığını olduklarını anlatmıştı. Onlar ise buna itiraz etdi İbrâhim aleyhisselâm, kavminin zihnini ve vicdânını harekete geçirmek yoluna başvurdu. tapınaktaki bütün putları kırıp, baltayı en büyüklerinin boynuna asmış; kavmi Bunu ilahlarımıza kim yaptı? Muhakkak o zâlimdir, dediler. Bir kısmı da
bir genç duyduk; İbrâhim denilirmiş' onu getirin. Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın ey İbrâhim?
İbrahim aleyhisselâm cevap verdi:
Belki de bu işi, şu büyükleri yapmıştır. Hadi sorun eğer konuşuyorsa!.. Bunun üzerine nefislerine döndüler Doğrusu siz, zâlimlersiniz! dediler.
Sonra eski kafalarına döndüler
Hz. İbrâhim'e Sen bunların konuşmadığını biliyorsun, dediler. İbrâhim aleyhisselâm
Öyleyse, Allâh'ı bırakıp da, hiçbir şekilde size ne fayda ne de zarar verebilen bir şeye tapacak mısınız? Size Allâh'ı bırakıp taptıklarınıza yuf olsun! akıllanmayacak mısınız? bir kısmı,
yakın onu da ilahlarınıza yardım edin! dediler.
Hz. İbrâhim'in kavmi onu yakmak için büyük ateş hazırladı!.. eli-kolu bağlı ateşe attılar! İbrâhim aleyhisselâm, 'Bana Allâh'ın sahip çıkması yeter; o, ne güzel bir sahip' diyerek Allâh'a sığınıyordu.
'Biz, 'Ey ateş! İbrâhim için serin ve selâmet ol!' dedik.' Yani Cenâb-ı Hak, ateşten sıcaklık ve yakıcılığı giderdi. Hz. İbrahim kavmine 'Yuh size Allah'tan başka taptıklarınıza!' demekte, Siz hâlâ akıllanmayacak mısınız?' diye sormaktadır...
Evet soru bu: 'Siz hâlâ akıllanmayacak mısınız?'
Cenâb-ı Hakk'tan dileğimiz; verdiği akıl nimetini, kendi yolunda, rızâsına muvâfık şekilde kullanmayı nasip eylesin. Âmîn...
|