kaynak haber 7.com
Sultan Vahdettin Han
kurtuluş savaşını başlatan kişidir Sultan ülkenin kurtuluşunun işgal altındaki İstanbul'dan mümkün olamayacağını biliyordu Anadolu'da teşkilatlandı İngilizler, kendisinden halkı teslim olmaya davet etmesini istiyordu. Sultan Vahdettin, devleti kurtaramak üzere Anadolu'ya bir heyet göndermeyi kararlaştırdı. Anadolu'ya giden heyet İstanbul'un desteği ile gitti. Heyet Anadolu'da padişah adına teşkilatlanacak, padişah uygun zamanda Anadolu'ya geçip devleti işgalden kurtaracaktı
SARAY HALKI ANADOLU'YA BÜYÜK DESTEK VERDİ Vahdettin, Anadolu harekâtını gizlice destekledi. İstanbul'dan silah, para, mühimmat ve insan gücü göndertti. Hilal-i Ahmer Cemiyeti çeşitli yardımlar adı altında topladığı malzemeyi Anadolu'ya ulaştırıyordu.
Hilal-i Ahmer'in yardımları içinde padişah ve ailesinin ve yaptığı yardımlar mevcuttur.PADİŞAHI DIŞLADILAR SALTANATI VE HİLAFETİ KALDIRDILAR Anadolu harekâtı İstanbul'un desteğiyle teşkilatlanmış Osmanlı için kurtuluş ümidi yeşermişti Anadolu harekâtı bir anda İstanbul'a karşı tavır aldı, padişahı dışladı. Son Osmanlı saltanatını lağveddiler (1 Kasım 1922). İki sene sonra da Hilafet kaldırıldı Osmanlı Devleti'nin resmî devlet hukuku tarihe intikal ettirildi (3 Mart 1924). Hilafetin kaldırılması ile Osmanlı hanedanı da sınır dışı edildi.HİCRETTEN BAŞKA YOL BIRAKMADILAR basında ve idarede İstanbul'a ve padişaha ağır hakaretler ve sözler sarf edildi. Yalan ve uydurma haberler yaptırıldı. Padişahın istifa ettiği ve hatta gizlice kaçtığı söylendi.
Bütün bunları yapanlar yine kendisinin yetkilendirip desteklediği kişilerdi. Bunlara karşı mücadele kendi evlatlarına karşı mücadele etmek olduğunu ifade ederek "şimdilik" emin bir yere "hicret" etmeyi uygun buldu. YANINA TEK KURUŞ PARA ALMADI
15 Kasım 1922'de isteğini İngiliz işgal makamlarına bildirdi ve 17 Kasım'da İngiliz Malaya Zırhlısı'na binerek dönüp dönemeyeceği meçhul bir yolculuğa çıktı. Yanına devletin malından tek kuruş almadı. Bunlar milletime aittir dedi ve son okuduğu çok kıymetli ve mücevherlerle süslü kitabı hazineye iade etti. Gemi 20 Kasım'da Malta'ya vardı.
Sultan, Filistin'e gitmek istediğini bildirmiş fakat müsaade edilmemiştir. Sultan Vahdettin Mekke-i Mükerreme'de umre yapmış Hicaz'dan 20 Nisan 1923'te vapurla ayrıldı. İskenderiye'ye 28 Nisan'da İtalya'ya 2 Mayıs'ta İtalya'nın Cenova şehrine vardı.
Cenova'da otelde kaldı padişah San Remoda Villa Nobel isimli mekâna yerleşti ve vefatına kadar burada kaldı. Sultan Vahdettin, ikametini daimi düşünmemiş, bir gün mutlaka bir Müslüman memleketine döneceğini umut etmişti. şartlar elvermedi İngilizler bütün yolları kapattı
Sultan Vahdettin 16 Mayıs 1926 günü vefat etti. 65 senelik bir hayat ve Osmanlı Devleti'nin son padişah ve son halifesi veda etmişti. Padişahın naaşına otopsi sonrası tabuta konulmasının ardından acı dolu günler yaşanır. Alacaklılar cenazesini haczettirirler. Villa'da ne varsa, şahsî eşyaların hepsine el konulur. Padişahın cenazesi eşyalarla birlikte bir ay villanın giriş katında mahsur kalır.
Abdülmecid Efendi Fransa'dan para gönderir fakat yetmez. Cenazenin haczinin kaldırılması Fransa'daki kızı Sabiha Sultan'a nasip olur. Sabiha Sultan mücevherlerini ve küpesini satarak babasının haczini kaldırtır. KABRİ TÜRKİYE DIŞINDA OLAN TEK SULTANDIR hacizle meşgul olan padişahın yakınları, diğer taraftan padişahın nereye defnedileceğini araştırıyordu Cenazeyi Türkiye'nin hiçbir şekilde kabul etmeyeceği belliydi. yapılan araştırma ve yazışmalardan Suriye'nin Şam şehrinde Yavuz Sultan Selim'in yaptırmış olduğu camiye defnedilmesine karar verildi ve müracaatlar yapıldı. Suriye'de Sultan Abdülhamid Han'ın kızıyla evlendikten sonra ayrılan Ahmed Nami Bey devlet başkanı idi kabul etti.
Fransa işgalindeki topraklara defin için Paris'ten gerekli izinler alındı. Haczin kalkmasıyla padişahın naaşı istasyona getirildi ve Trieste'den gemiyle Beyrut'a ve oradan trenle Şam'a nakledildi. Şam istasyonunda cenazeyi hanedanın eski damadı ve Suriye devlet başkanı Ahmed Nami Bey askerî merasimle karşıladı. Cenaze Yavuz Sultan Selim Camii'ne getirildi ve üzerine Kâbe-i Muazzama'nın örtüsü örtüldü. Ardından cami avlusunda açılan kabre defnedildi.
|