|
Kaynak TurkTarihim.Com
Büyük Selçuklu Devleti
Alparslan Dönemi *(1063 – 1072)
Büyük Selçuklu Devleti’nin kurucusu ve ilk Sultanı Tuğrul ve Çağrı Beylerin vefatı üzerine Tuğrul ve Çağrı Beylerin ittifakına rağmen veliahtlar saltanat mücadelesine girdi. Oğlu olmayan Tuğrul Bey, kardeşi Çağrı Bey’in büyük oğlu Süleyman’ı varis gösterdi Ancak Çağrı Bey’in diğer oğlu Alparslan ve yaşı ilerlemiş olan Arslan Bey’in oğlu Kutalmış, Süleyman Han’ın hakimiyetini tanımadılar Kutalmış, Selçuklu Sultanlığını ele geçirmek için Süleyman Han’ın saltanat makamı olan Rey şehrini kuşattı vezir Amid-ül Mülk varis Alparslan’dan yardım talep etti. Alparslan, Kutalmış’ı mağlup ederek savaşda öldürdü ve Amid-ül Mülk’ün Alparslan’ı Sultan ilan etmesiyle Tahta çıktı.*
Alparslan Han artık Büyük Selçuklu Sultanı ve Büyük Kağanıydı. İlk hedefi Bizans’ın idare ettiği Anadolu coğrafyasıydı. ilk olarak kuzey sınır hattı Gürcistan ve batı sınır hattı Anadolu’ya seferler düzenledi. gazada Bizans’ın elindeki Kars ve Ani şehirlerini ele geçirerek Bizans’tan ilk toprağı aldı (1064). İslam Alemi, ilk kez Bizans ve Batıda İslam Sancağının dalgalandığına şahit oluyordu. Bu, İslam Dünyasında bir dönümdü. Alparslan Han dönemine kadar İslam yalnızca Orta Doğu ve Arap Yarımadasında Araplar ve Farslarca benimsenmekteydi. Büyük Selçuklunun fetihleriyle Hıristiyanlar İslam Sancağıyla tanıştı Alparslan Han’ın hedefi Batı Hazar bölgesiydi. 1065 de Mangışak bölgesini hakimiyeti altına aldı Kıpçak ve Türkmenleri tebaası haline getirdi.
Selçuklular Anadoluya taarruz etti. Bizans Anadolu’daki toplumları otoritesine alarak vergiye bağlıyor asker kiralayarak lejyonerlik yaptırıyordu. Bizans Anadoluya hükmetmiyor, toplumlardan yararlanıyordu. Selçukluları güçlü taarruzlarıla hızla sonuç alıyordu. Alparslan, komutanlarına bağımsız sefer yetkileri vermiş, sefer emri alan komutanlar güçlerince her şehri hâkimiyet altına almaya başlamışlardı. 1067 de Kayseri-Konya hattına Kafkaslarda da Gürcü Krallığına yapılan seferde Tiflis’e kadar ulaştı.*Büyük Selçuklunun Bizans seferleri İslam Dünyasında da yankı uyandırdı. İslam Âleminin Halifesi Mekke’de Hutbeyi Hilafet Makamı ve Selçuklu Sultanı adına okuttu. Halifenin davranışı, Selçukluların İslam Dünyasının en büyük gücü haline gelmesi İslam Sancaktarlığının Selçuklularca gerçekleştirildiğinin ilanıydı
Büyük Selçuklu gaza seferleriyle Anadolu’yu islama kazandırdı Hilafet Makamı Abbasiler zayıfladı tehditlere karşı Selçuklulardan medet umdu 1055’de Büveyhioğulları karşısında 1070 de Şii Devleti Fatımi’lere karşı Selçuklu Sultanı Alparslandan yardım talep etti. İslam Âleminin en güçlü devleti olan Selçuklu , Hilafet Makamını taşıyan Abbasilerin yardımına koşarak Kuzey Afrika hattıni hâkimiyet altına aldı Fatımiler üzerine sefere karar verdi Alparslan’ın Mısır seferini haber alan Bizans ise bu fırsatlan 3 sefere çıktı tarihe Malazgirt Savaşı olarak mücadelenin ilk fitili ateşlendi
Malazgirt Savaşı (1071)
Selçuklular, 1064 akınlarla Bizansa meydan okudu Bizans iç karışıklıklar ve saltanat mücadeleleriyle zor günlerden geçiyordu. Ülkenin yönetimi dul imparatoriçe Eudoxie’nin elindeydi. Ülkeyi tek başına yönetemedi onun evleneceği kişi Bizans İmparatoru olacaktı. O da hapiste yatan Bizans Kumandanı Romen Diyojenle evlendi Bizans’ın imparatoru Diyojen olmuştu. Eudoxie, Romen Diyojen’le Selçukluyu durdurması için evlenmişti (1068).*Diyojen, Selçuklu taarruzlarına karşı koymak için 3 yıl boyunca hazırlandı. Roma ordusu Kuzey Karadenizdeki Türk boylarından Peçenek, Uz, Kıpçaklardan paralı askerler ve Anadolu’daki toplumlardan ücreti lejyonerler toplayarak 70 Bin kişilik bir ordu hazırladı.*
Romen Diyojen, Selçuklu Sultanı Alparslan’ın Mısır’a seferinde Selçuklu Topraklarına saldırdı Alparslan, Mısırdan geri dönerek Suriyeye geçti. Sultan Alparslan,Bizans’la savaşmak için
Şaşırtma taktiği uyguladı Rey Şehrinde olduğunu duyurdu oysaki Muştaydı. Bizans Ordusu Rey şehrine gitdi. Sultan Alparslan ise Malazgirt Ovasında hazırlıklarını tamamladı. Roma Ordusunun işine gelmeyecek bir barış teklifinde bulundu. bu barış değil zaman kazanmak, içindi
Diyojen teklifi kabul etmeyerek “Sulh müzakeresini Rey’de yapacağım, Ordumu İsfahan’da kışlayıp Hamedan’da sulayacağım” demiş, Selçuklu elçileri ise “Atlarınızı Hamedan’da kışlayacağınıza eminiz, fakat sizin nerede kışlayacağınızı bilemiyoruz” diyerek geri dönmüştür.*
Doğu Roma Ordusu, paralı askerlerle 70.000 kişiydi Malazgirt ovasının kuzeyindeydiler Selçuklu ordusunun askeri gücü sadece 40.000 kişiydi Roma ordusu, bu sefere 3 yıl boyunca hazırlanmış, Selçuklular Mısır seferine çıktıkları yoldan dönerek mevcut ordularıyla Malazgirte ulaşmıştı. Selçuklu Ordusunun Roma ordusunun yarısıydı Doğu Romada Müslümanlıkla tanışmamış Peçenek ve Uz Türkleri bulunuyordu. Sultan Alparslan, aynı soydan olduğu Türk birliklerine kendilerine katılmalarını teklif etdi. Roma ordusunun en vurucu güçleri bu unsurlardı. Anadolu içlerindeki Abaz, Slav, Gürcü, kavimler yoğun savaşlarda bulunmadı. Trakyada yaşayan Peçenek ve Uz Türkleri hem Roma ordusu içerisinde sıkça görev yapmakta hem de Batı cephesinde bağımsız savaşlara katılmaktaydılar.
Roma Ordusunun en önemli stratejisti Magistors Peçenek Türküydü. Alparslan’ı olumlu karşıladı Peçenek ve Uzlar Roma ordusu içerisinde Selçuklular için mücadele edecekti hazırlıklar tamamlandı. Alparslan, din alimlerinin tavsiyesiyle muharebeyi Cuma günü 26 Ağustosta yapmaya karar verdi. 26 Ağustos Cuma günü Ordusuyla Namaz kıldı ve dua etti “Ya Rabbi! Sana tevekkül ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor senin uğrunda cihad ediyorum. Ya Rabbi! Niyetim halistir. yardım et; sözlerimde hilaf varsa beni kahret.”askerlerine dönerek tarihe geçen muhteşem konuşmasını gerçekleştirdi ;
“Burada Allahü tealadan başka sultan yoktur. Emir ve kader O’nun elindedir. benimle birlikte cihad etmekte veya benden ayrılmakta serbestsiniz. “
Selçuklu ordusu, sadakat nidalarıyla Sultan Alparslan’a bağlılıklarını haykırdılar. Sultan Alparslan, Beyaz kefen elbisesini giydi eline er silahı olan Gürzü alıp askerlerine şöyle hitap etti ;
Askerlerim! Şehit olursam beyaz elbise kefenim olsun. O zaman ruhum göklere çıkacaktır. Benden sonra oğlum Melikşah’ı tahta çıkarın ve ona bağlı kalın. Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir.“
Alparslanı kefeni giyip şehitliği kabullenmiş vakur haliyle gören Selçuklu ordusu ağlayıp helalleşerek savaş düzeni aldı ve Cuma namazından hemen sonra ilk çarpışma başladı.*Alparslan Turan taktiğini fevkalade uyguladı. Bozkır savaşlarındaki gibi Hilal şeklinde dizilen Selçuklular düşmana saldırdı geri çekilerek geriye doğru ok atan yetenekli süvariler ok atışlarıyla Roma ordusuna kayıplar verdirdi. Selçuklu ordusunun geri çekilmesini başarısızlık gören Diyojen, geri çekilen Selçukluların peşinden av yapar gibi kontrolsüzce ilerledi. Peçenek ve Uz’lar savaştan iki saat sonra saf değiştirip Selçuklu ordusuna katıldılar. Bunun yanında Roma ile mezhep ayrılığı yaşayan ve Diyojen’in Ermeni Prensliğinde katliamlarla itaat altına aldığı Ermeni güçleri savaş meydanından çekildiler.
Diyojen, Sultan Alparslan’ın uyguladığı Turan taktiğinin farkına varınca ağır kayıplar alan ordusunu geri çekmek zorunda kaldı. Savaş Diyojen’in planladığı gibi ilerlemiyordu. Peçenek ve Uz’lar karşı safa geçmiş, Ermeniler savaş meydanından çekilmişti. Alparslan’ın uyguladığı Turan taktiği orduya büyük kayıplar verdirmişti. Savaş meydanında Türklerin Gürz ve Ok atışlarından etkilenen Roma askerleri teslim olmaya can atıyordu Roma ordusu zayıflıyordu moral olarak çökmüştü. Frank, Norman, Slav ve Gürcüler savaşdan kaçtılar. Roma Ordusu savaş meydanını terk ediyordu. Yaralı askerlerle kalan Diyojen, yenilgiyi kabul etti ve askerleriyle birlikte yaralı vaziyette esir alındı.*
Malazgirt Savaşından ağır bir yenilgiyle çıkan diyojen Sultan Alparslan’ın huzuruna geldiğinde utandı başını kaldıramıyordu. Alparslan, onu nezaketle oturttu teselli etti. Diyojen, muazzam ordusuyla Türkleri yeneceğinden emindi aksini düşünmedi Sultan Alparslan zafer sizin olsaydı bana ne yapardın?” diye sordu. Diyojen, öldürtürüm diyemeyip Kamçılatırdım” cevabını verdi. Alparslan “Benim ne yapacağımı düşünüyorsunuz?” sorusuna Ya öldürtürsünüz yahut İslam ülkelerine esir gönderirsiniz. Mümkün görmüyorum beklide affedersiniz” cevabınò verdi. Sultan Alparslan, yenilgiye uğramış imparatoru aşağılamadan Affetti ve ağır şartlarla bir antlaşma imzalattı.*
Diyojen affedilmişti ülkesine döndüğünde Türklerden görmediği hakaretlere uğrayıp öldürüldü. Yerine geçen Doğu Roma İmparatoru 7. Mihail Selçuklular ile yapılan anlaşmayı kabul etmese de “Malazgirt Savaşı” Selçuklulara Anadolunun tapusunu vermişti.Malazgirtin kazanılmasıyla tüm Anadolu Selçukluların ayaklarına serildi.Türk Toplumları, zengin tabiatı ve jeopolitik avantajlarıyla bin yıl boyunca vatanları olacak bu muazzam coğrafyaya yerleşeceklerdir. Malazgirt hezimeti batıyı Türklerin üzerine çekecektir. Malazgirt Savaşına kadar insan bile sayılmayan doğu kavimleri Türk Sancağı ile tanışarak Dünyanın Batıdan ibaret olmadığı gerçeğiyle yüzleşecektir.*
Malazgirt Savaşından sonra Batı Tarihine yön veren Büyük Selçuklu Devleti, komutanlarına bağımsız taarruz emri vererek tüm Anadolu’nun Türk Yurdu haline gelmesi için büyük çabalar sarf etti. Selçuklu orduları bir yıl sonra Ege, Akdeniz ve Karadeniz kıyılarına ulaştı Sultan Alparslan, Anadolu’nun fethiyle Batı sınırlarını genişletti ancak doğu fetihler tamamlanmamıştı. Büyük Selçuklu sınırlarında ikiye bölünmüş ve birbirleri ile mücadele halinde olan Karahanlılar bulunuyordu. Alparslan, Karahanlıları hakimiyetine almak için Fergana seferine çıktı. Ceyhun Nehrini geçerek Batı Karahanlıların hakimiyetinde bulunan bölgeye girmişti Yusuf El Harezmi tarafından sırtından bıçaklanarak öldürüldü. Bizansı dize getiren Asya’nın dörtte birini fetheden büyük kumandan Alparslan, ihanet sonucu kumandanlarından biri tarafından hançerle öldürülmüştü (25 Kasım 1072).
Melikşah Dönemi (1072 - 1092)
Alparslan’ın beklenmeyen ölümü üzerine yerine oğlu Melikşah geçti. Alparslan, oğlu Melikşah’ı veliahd ilan etmiş ve onu yetiştirmişti Alparslan öldürüldüğünde Melikşah 18 yaşındaydı. kardeşleri saltanata göz dikmiş, kendisiyle mücadele etmişti. Genç yaşta babası Alparslan tarafından saltanata hazırlanan Melikşah, hem kardeşlerine hem de Saltanatına sahip çıkarak büyük sorumluluğu üstlendi ve *Büyük Selçuklulara tarihinin en parlak dönemini yaşattı. Melikşah, babasının yarım bıraktığı Karahanlı Seferini tamamladı. Karahanlılar, Alparslan’ın vefat etmesini fırsat bilerek Gazneliler ile birlikte ülkenin doğu sınırlarına taarruzlar düzenliyordu
Selçukluların batıya kayacağını ümit ederek hâkimiyet kazanmayı ümit ediyorlardı. Melikşah, tahta geçtiği ilk yıl Karahanlılar ve Gaznelilere taarruz ederek ülkesinin doğu sınırlarında güvenliği sağladı ve Termez’in alınmasıyla Selçuklu hakimiyeti kesinleşti. Melikşah’ın genç yaşta tahta geçmesini fırsat gören amcası Kavurd Bağdat’dan baş kaldırdı Kavurd’un isyanı bastırılarak Devletini güvenceye aldı (1073).*Alparslan döneminde Bizans, anlaşma şartlarını ihlal etmeye başladı. Anadolu seferleri hızlandırıldı Anadolu’da Selçuklu hâkimiyeti pekiştirildi. Anadolu, İç Asya, Türkistan ve İran tamamen Selçuklu Hakimiyetindeydi Suriye Fatımilerin kontrolündeydi. Suriye ve Kudüs’te hâkimiyet kuran Fatımilerin üzerine taarruzlar düzenlenerek bölgeler Büyük Selçuklu hakimiyetine alındı (1078).*
Büyük Selçuklu Devletinin önlenemez ilerleyişi devam etti. Suriye’yi hakimiyet altına alan Melikşah, 1078-1079 da Kafkaslara doğru taarruzlara girişti Gürcistan Krallığını ve mahalli krallıkları hakimiyetine aldı. Anadolu, Orta Doğu ve İç Asya’yı hakimiyeti altına alan Melikşah’ın hedefi Arap Yarımadasıydı. Arap yarımadasının güvenliği için stratejik öneme sahip olan Hicaz, Yemen ve Aden Körfezi de Selçukluların idaresine girdi (1086).*1080’li yıllarda Karahanlılar dış tehditlere karşı kendilerini savunamayacak duruma gelmişdi. Melikşah, Batı Karahanlıları muhafazasına aldı Selçuklu hâkimiyetini kabul eden Batı Karahanlılar artık kendilerini idare edemeyecek duruma geldiler. Melikşah, Batı Karahanlıların en önemli kentlerinden Buhara’yı ve Semerkand’ı zapt ederek Türk-İslam coğrafyasını hakimiyetine aldı (1089).
Batı Karahanlılar Selçuklu himayesindeydi bir vali gibi *Melikşah’a bağlıydılar Karahanlı Hükümdarlarını Melikşah tayin ediyordu.*
Kafkaslarda, İç Asya ve Orda Doğuda hâkimiyet sahibi Selçuklular, Büveyhioğulları döneminde Mervaniler’in Bağdat’dan Diyarbakır’a ilerleyerek Urfa, Halep ve Antakyada etkili olması sebebiyle bölgenin denetimini sağlayamamıştı. Bölgeyi Hakimiyet altına almak için melikşah ordusunun başına geçti Urfa, Halep, Antakya, Diyarbakırı kontrolüne alarak Doğu Akdeniz kıyılarının güvenliğini sağladı (1088-1089).*Melikşah, 1092 de zehirlenerek öldürüldü. Yemeğine karıştırılan zehirle öldürülen Melikşah, 20 yıl boyunca Büyük Selçuklu Devletini Türk Tarihinin yüz ölçümü bakımından En Büyük Coğrafyasına sahip ülkesi haline getirmişti.
Melikşah öldüğünde arkasında Marmara Denizinden Kafkaslara, Balkaş-Issık gölünden Kuzey Afrika’ya uzanan muazzam büyüklükte bir Devlet bıraktı (1092).
|