|
Kaynak siyeri nebi.com
Hz. İbrahim (a.s) I - Tek Başına Bir Ümmet
“Kitapta İbrâhim’in kıssasını da anlat! Şüphesiz o, özü ve sözü doğru bir peygamberdi.”**(Meryem Sûresi)
“Doğrusu İbrâhim, Allah’a itaat eden, bütün batıl dinleri bırakıp sadece O’na boyun eğen TEK BAŞINA BİR ÜMMETTİ. O, hiçbir zaman müşriklerden olmadı.”*(Nahl Sûresi 16/120)****
Salih Aleyhisselâmdan Sonra Semûd kavmi korkunç bir sarsıntıyla helak olmuş, Sâlih Aleyhisselâm Allah’a iman edenlerle birlikte kurtulmuştu.yıllar geçmiş, şeytan insanları azdırdıkça azdırmıştı.insanların tek amaçları mal, mülk ve, para kazanmaktı lüks içinde keyfince hayat sürerlerdi faizcilik yaygınlaşmış, hukuk çiğnenmiş, insanlar birbirlerine şüphe ile bakmaya başlamıştı. Halk sınıflara ayrılmış; zalimin ezdiği* mazlum yığınlar* oluşmuştu. İnsanların inandığı tanrı sayısı beş binlere çıkmış her insan kendi hevâsına göre ilah peşine düşmüştü.Din ve inançları sermaye olarak kullanan istismarcı din adamları sınıfı oluşmuş, tapınaklar putlarla doldurulmuştu.
Din adamları insanlara putperestlikte öncülük ediyor, mabetlerin kaynak ve imkanlarını menfaatleri için kullanıyorlardı. mabetlerde kalıyor, tapınaklara takdim edilen hediyelerle geçiniyorlardı. *Ticaretin ve yargının merkezi tapınaklar olmuştu. halkın arasında, insanları ilah edinme şirki ortaya çıkmıştı.*Yaşanan bozgun ve fesadın* insanları ateşe sürükleyeceği aşikardı. Allah Teâlâ engin rahmetiyle muamele etmiş; yoldan çıkmışları helak etmeyip, onlara İbrâhim aleyhisselâmı göndermişti.*“…Biz bir peygamber göndermedikçe, hiçbir topluluğa azap etmeyiz
Rabbimiz, İbrâhim aleyhisselâm ile insanları aydınlığa çıkarmak istediği gibi, kıyamete kadar gelecek insanları onun önderliği ve rehberliğiyle cahiliyeden kurtarıp hakka eriştirmek istemiştir. İbrâhim aleyhisselam, Kur’ân-ı Kerim’de en çok bahsedilen*“ulü’l-azm peygamber”lerden birisidir.
Ulü’l-azm peygamberler beşdir. Onlar risaleti yerine getirirken zorluklarla karşılaşmış üstün bir sabır ve gayret göstermişdir.*güzel duruşları sebebiyle ulü’l-azm peygamberler olarak isimlendirilmişdir.
İbrâhim ismi Süryanice olup “Ebun Râhimun - merhametli baba” manasına geldiği ya da İbranice “Ab - raham - Cemaatin babası” demek olduğu ileri sürülmüştür. İbrâhim aleyhisselâmın soyu Hz. Nûh’un oğlu Sâm’a dayandığı rivayet edilmiştir. Babasının isminin Tarah olduğu, Nemrud’a yakınlığı sebebiyle kendisine Âzer ismi verildiği söylenir.
Kur’ân-ı Kerim’de babasının ismi Âzer şeklinde geçmekte ve putperest olduğu ifade edilmektedir. Efendimiz de, onun adını Âzer olarak zikretmiştir.
Hz. İbrâhim in en meşhur künyesi 'peygam*berlerin babası' manasında Ebu'l-enbiyâ"dır. künyenin İbrâhim aleyhisselâma verilmesinin sebebi, Kurân-ı Kerim'de isimleri geçen 16 peygamberden 14'ünün O’nun soyundan gelmesidir.İbrâhim aleyhisselâmın künyeleri mü’minlere güzel birer örnektir Onun en meşhur lakabı *“Halîlü’r-Rahmân”; yani “Rahmân olan Allah’ın dostu”dur. Halîl; sırdaş has dost demektir. “Hiçbir eksiği olmayan sevgili” manasına gelen Halîl kelimesi, Halîlu’r-Rahmân Halîlullah şeklinde kullanılır.
Allah’ın, İbrâhim aleyhisselâmı halîl yani dost edinmesine hadislerinde yer veren sevgili Peygamberimiz: *“Allah, İbrâhim’i dost edindiği gibi beni de dost edinmiştir Ey insanlar! Eğer ben insanlardan birini dost edinecek olsaydım, Ebû Bekir’i dost edinirdim. Fakat sizin Peygamberiniz Allah’ın dostudur*buyurmuştur. o, bir kulun ulaşabileceği en yüce makamın kendisine de ihsan buyrulduğunu ifade etmiştir. İbrâhim aleyhisselâmın Allah’a dost olmasının sırrı, O’nun, Allah’ın rızasını ve muhabbetini kazandıracak ibadet ve salih amellerde zirve olmasıdır. İbrâhim aleyhisselâm insanlara yaptığı iyiliklerde hiçbir şey istememiştir
İbrâhim aleyhisselâm bir keresinde ölüm meleğiyle karşılaşmıştı. Ona:*Rabbim beni niçin dost edindi, diye sordu. Melek, cevap verdi:*“Sen insanlara iyilik yaparsın ancak onlardan bir şey istemezsin
İbrâhim aleyhisselâm sevgi makamlarının en yükseği dostluk makamına ermiştir. Bunun sebebi, Rabbine çokça itaattir Kurân-ı Kerim’de, İbrâhim aleyhisselâmı Halîl makamına ulaştıran, şirk ve dalâletten uzak durup, tevhid dinine sımsıkı sarılan Hanif* Allah’a gönülden itaat ve kulluk eden Kânitbçok şükreden Şâkir* çok ah ve niyâz eden Evvâh*yumuşak huylu Halîm**ve Allah’a gönülden yönelen Munîb**gibi sıfatları zikredilmiştir. Ayrıca O, misafirlerin babasıdır. Bütün sıfatlarıyla İbrâhim aleyhisselâm Allah’ın dostu olmaya hak kazanmıştır.
mü'minler İbrâhim aleyhisselâma verilen lakaplardaki güzel özelliklerle kendilerini süsleyebilirlerse, umulur ki onlar da, “Halîlullah = Allah’ın dostu” olmakla ödüllendirilirler.İbrâhim aleyhisselâm Sûs şehrinde veya Babil’in doğusunda Dicle ile Fırat nehirleri arasındaki Kusa’da yahut Verka ’da doğduğu rivayet edilir. Aslında urfada doğmuş olmasıda akla yatkındır Doğduğu mekanla ilgili olarak; O yıl Nemrud’un saltanatına son verecek bir çocuğun doğacağı haber verilince annesinin, öldürülür korkusuyla Hz. İbrâhim’i mağarada dünyaya getirmiş olduğu rivayeti vardır.*En doğrusunu Allah bilir.
putperestlerin şirk anlayışı yalnız dini ayinlerle sınırlı olmayıp hayatın her alanına dağılmışdı. Kral şirk unsuruydu. İbrâhim aleyhisselâm putların köküne baltayı vurmakla şirkin sonunu getirmek istiyordu. Tevhid inancını hayatın her alanında hakim kılmak için şirkin kafalarda bitirilmesi gerekiyordu. O, kavminin çirkin şirk anlayışına tepkisini gösterdi. Putları kırmakla onların sonunu hazırlamak istemişti.İbrâhim aleyhisselâm, Keldânîlere peygamber gönderilmiştir. Rasûl-i Ekrem Efendimizden sonra yeryüzünün en faziletli insanı İbrâhim aleyhisselâma Yüce Allah, Ramazan ayının ilk gecesinde on sahife indirmiştir. Ebû Zer bu sahifelerin içinde meseller, hikmetler ve öğütler bulunduğunu söyler
"Ey saltanat verilen, imtihan edilen ve aldanan kral! Ben, seni dünyayı birbiri üstüne yığasın diye göndermedim. mazlumun duasını Ben’den çeviresin, mazlumu Bana yalvarmak zorunda bırakmayasın, diye gönderdim.Ben, kafir de olsa mazlumun duasını *geri çevirmem.*
Akıl sahibinin belli saatleri olmalı. Vaktini Rabbine dua ve yakarışa, yüce Allah’ın sanat ve kudreti üzerinde tefekküre,kendini hesaba çekmeye ve helalinden geçimini sağlamaya ayırmalıdır.”
ahirete hazırlanmalı, zamana ibret nazarıyla bakmalı, dilini koruyup, sözlerini azaltmalıdır.”
İbrâhim aleyhisselâm emeğiyle geçinir, kimseye yük olmazdı., geçimini temin için kumaş ve elbise ticaretiyle uğraştı Hicretinden sonra çiftçilik yaptı*oğlu İsmâil aleyhisselâmla Kabe’yi yükseltip inşâ etmesinden mimarların ve inşaat ustalarının piri olduğu ifade edilmiştir. İbrâhim aleyhisselâmın ismi Kur’ân-ı Kerim’in 25 sûresinde, 63 ayetinde, 69 defa geçmektedir. O Ebu’l-Enbiyâ’dır. O, kendisinden sonra gelen ve Kur’ân’da ismi geçen 14 peygamberin babası, ikisinin Yüce Kitabımızda peygamberlik O’nun nesline tahsis edilmiş ve buyurulmuştur Biz ona İshâk ile Yakûb’u bahşettik. Peygamberliği ve vahyi O’nun soyundan gelenlere nasip ettik. O’na dünyada mükafatını verdik; şüphesiz ahirette de O, salihlerden olacaktır.
İbrâhim aleyhisselâmın neslinden gelen peygamberler Kur’ân-ı Kerim’de şöyle zikredilmektedir “Biz O’na İshâk ile Yakûb’u bağışladık; hepsini doğruya ilettik. Daha önce Nûh’u ve O’nun soyundan Dâvûd, Süleyman, Eyyûb, Yûsuf, Mûsâ ve Hârûn’u da doğruya iletmiştik. İşte iyilik eden ve işini güzel yapanları biz mükafatlandırırız. Zekeriya, Yahyâ, İsâ ve İlyâs’ı da doğruya ilettik. Onlar salihlerdendi. İsmâil, Elyesa, Yûnus ve Lût’u da doğruya ilettik. Onların hepsini insanlardan üstün kıldık.Allah Teâlâ:*“İbrâhim’de ve onunla beraber olanlarda, sizin için güzel bir örnek vardır”buyurmaktadır. Kur’ân-ı Kerim’de, uyulacak en güzel örneklerden biri mü’minlere İbrâhim aleyhisselâmın gösterilmesi, O’nun hayatını öğrenmenin önemini anlatmakdır.
En iyi kul olmanın yolu İbrâhim aleyhisselâmın yoluna uymaktan geçmektedir. O, Allah’ın dostluğunu kazandıracak en üstün özelliklere sahiptir Yalnız Allah’a kulluk ederek, bütün benliğiyle yüzünü O’na dönen ve tek Allah’a inanarak hiçbir zaman ortak koşmayan İbrâhim’in dinine uyandan daha güzel bir inanç sahibi kim var? Allah, İbrâhim’i dost edinmiştir.”O, ilah olarak yalnızca Allah’ı kabul etmiş ve toplumda kendilerini kutsayarak halkı sömürenlerin batıl inançlarını reddetmiştir. O, tevhid için mücadele etmiş zalimlerin iktidarını sarsmıştır. Kur’ân’da şöyle ifade edilmiştir: İbrâhime en yakın insanlar, zamanında ona uyanlar ile şu peygamber ve ona iman edenlerdir. Allah, mü’minlerin dostu ve yardımcısıdır.”
Sizin dostunuz ve yardımcınız sadece Allah, O’nun peygamberi, bir de Allah’a boyun eğerek namazı gerektiği şekilde kılan ve zekatı veren mü’minlerdir.
İbrâhim aleyhisselâm’ın M.Ö. 2200 ile 2000’li yıllarda arasında yaşadı Babil’den sonra Harran’a ve Filistin’e geçmiştir. Bir* süreliğine Mısır’a giden Hz. İbrâhim tekrar Filistin’e* dönmüştür. eşi Hacer’i ve oğlu İsmail’i Hicaz bölgesine bırakmış, kendisi de birkaç defa oraya gitmiştir Kur’ân-ı Kerim’de İbrâhim aleyhisselâmın bebeklik ve çocukluğundan bahsedilmez. Hadis dışında kalan bazı İslâmî kaynaklarda birçok bilgi mevcuttur.*bu bilgiler kesin değildir. en doğru tutum, ve bilgi Kur’ân ve sünnetin ifadeleridir Böylece doğruluğundan şüphe edilmeyecek bilgilerle Tevhid Peygamberi İbrâhim aleyhisselâmın hayatını öğrenmiş oluruz.
İbrâhim aleyhisselamın çocukluğuna dair, tarih kitaplarındaki bilgilerde mağarada doğduğu bilgisi vardır. Babası Âzer’in, şehrin önde gelen şahsiyetlerinden olmasına karşın, Hz. İbrâhim’in mağarada dünyaya gelmesi, zalim hükümdar Nemrud’un gördüğü bir rüyayla başlayan olayların son halkasıdır: Rivayete göre; Nemrud, rüyasında ışığı ay ve güneşten parlak bir yıldızın doğduğunu görmüş rüyasını kâhin ve sihirbazlara yorumlatmıştır. *Kâhinler, o yıl doğacak bir çocuğun halkın dinini değiştireceğini; Nemrud'un ölümüne ve saltanatının yıkılmasına sebep olacağını haber vermişlerdir. Nemrud, yeni doğan erkek çocuklarının öldürülmesini emrederek büyük bir katliam başlatmıştır.
Âzer, hamile eşini bir şehir dışına çıkarıp gözlerden uzak bir mağaraya yerleştirmiştir. İbrâhim aleyhisselâm bu mağarada dünyaya gelmiştir.
O’nun mağaradaki hayatı tarih kitaplarında şöyle anlatılır: İbrâhim aleyhisselâm konuşma çağına gelince annesine:* Rabbim kimdir?"*diye sordu. Annesi Nuna:*"Benim!"*dedi. Hz. İbrâhim :"Senin Rabbin kimdir?" Annesi:"Babandır!"*dedi. Hz. İbrâhim:*"Babamın Rabbi kimdir?" annesi* Nemrud'dur!"*diye cevap verdi. Hz. İbrâhim Nemrud'un Rabbi kimdir?"*diye sordu. Annesi:*"Sus,!"diye azarladı. İbrâhim aleyhisselâm, sustu. Nuna, Âzere gidip:*"Gördün mü? Halkın, dinini değiştireceği söylenen çocuk, senin oğlun*dur!"*dedi ve İbrâhim aleyhisselâmın söylediklerini, Âzer'e haber verdi.
Hz. İbrâhim küçük yaşlarda doğruyu bulmasını sağlayacak bir olgunluğa sahipti görüyoruz. Allah Teâlâ peygamber kullarına rahmetinin gereği l hak ve hakikati görme ve yüce gerçeğe ulaşma kabiliyeti vermiştir. İbrâhim aleyhisselâm küçük yaşlardan itibaren kavmine putların sıradan şeylerden bile aciz olduklarını anlatmıştır. Konuşup yürüyemediklerini, görüp işitemediklerini, cevap hiçbir şey yapamadıklarını görmüştür. İleride akıl ve mantık yoluyla muhataplarını susturan İbrâhim aleyhisselâm işte bu çocuktu. "Andolsun ki, Biz İbrâhim'e doğruyu bulmasını sağlayacak sağduyu ve olgunluk vermiştik. Biz O’nun buna layık olduğunu biliyorduk.”"Doğrusu İbrâhim, Allah’a itaat eden, bütün batıl dinleri bırakıp sadece O’na boyun eğen tek başına bir ümmetti. O hiçbir zaman müşriklerden olmadı.
O, Allah’ın nimetlerine şükrederdi. Allah da O’nu seçkin kıldı ve doğruya iletti. Biz İbrâhim'e dünyada iyilik ve güzellik verdik, elbette O, ahirette de iyiler arasında olacaktır.” İbrâhim aleyhisselâmın küçük yaşlarda hakikati görme güzelliği, Rabbini tanımasını O’na iman ile bağlanmasını sağlamıştı. O asla müşriklerden olmayan muvahhid bir Müslümandı:*“Rabbi ona “Emrime boyun eğ!” buyurmuştu; o da: “Alemlerin Rabbine boyun eğdim” demişti.”Artık Peygamberdi. hakikat yürüyüşü ilâhî rehberlik doğrultusunda devam edecekti. Artık İbrâhim aleyhisselâm, putlarla birlikte gök cisimlerine tapan kavmine tevhidi anlatmak için büyük bir gayretin içine girecekti.
O Kur’ân’da şöyle anlatılmıştır: Biz İbrâhim’e, güçlü bir imana sahip olsun diye göklerin ve yerin muhteşem saltanatını gösteriyorduk. Karanlık basınca İbrâhim yıldız gördü, “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca Ben batıp kaybolanı sevmem.” dedi. doğmakta olan ayı görünce “İşte Rabbim!” dedi. O da kaybolunca,*Rabbim doğruyu göstermeseydi, mutlaka yolunu yitirenlerden olurdum.” dedi. “Güneş’i doğarken görünce: İşte Rabbim! Bu hepsinden de büyük!” dedi. O da batınca Ey kavmim! Sizin ilahlık yakıştırdığınız şeylerle benim hiçbir ilgim yoktur.”*“Doğrusu ben, tek Allah’a inanan bir kimse olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim. Ben müşriklerden değilim.”
“İbrâhim ne bir Yahudi idi, ne de Hristiyan.O, hanif bir Müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan değildi.”En güzel dini arayanlar için İbrâhim aleyhisselâmın dini, ne güzel bir örnektir. Bütün Peygamberlerle birlikte Son Peygamberin dini de aynı dindi Yalnız Allah’a kulluk ederek, bütün benliğiyle yüzünü O’na dönen ve tek Allah’a inanarak hiçbir zaman O’na ortak koşmayan İbrâhim’in dinine uyandan daha güzel bir inanç sahibi kim var? Allah, İbrâhim’i dost edinmiştir
Madem ki en güzel din Hz. İbrâhim’in dinidir; biz de Rabbimizin öğrettiği şekilde:“biz tek Allah’a inanan ve hiçbir zaman Allah’a ortak koşmayan İbrâhim’in dinine uyarız”demeliyiz.
İbrâhim aleyhisselâm yalnız dünyada değil, ahirette de güzellik verilenlerdendi:* İbrâhim, Allah’a itaat eden, bütün batıl dinleri bırakıp*sadece O’na boyun eğen tek başına bir ümmetti. O, müşriklerden olmadı. O, Allaha nimetlere şükrederdi. Allah onu seçkin kıldı ve doğruya iletti. Biz İbrâhim’e dünyada iyilik ve güzellik verdik, elbette o ahirette de iyiler arasında olacaktır.
Sevgili Peygamberimiz Allah İbrâhim’i dost edindiği gibi beni de dost edinmiştir*buyurmuştur. İbrâhim aleyhisselâm insanlık için çok güzel bir örnektir.İbrâhim aleyhisselâm, önce babası Âzer’i ve Nemrud’u Hakk’a çağırmış, onların putları ile mücadele etmiştir. Putları kötülemiş, onlara tapanları düşünmeye çağırmıştır.
Hz İbrâhim’in kavmi yıldızlara, gök cisimlerine putlara tapıyorlardı. İbrâhim aleyhisselâm, putların Allah ile insanlar arasında aracı olamayacaklarını sert bir dille haber vermiş; bunun sapkınlık ve insanın kendini kandırmasından başka bir şey olamayacağını bildirmişti. ilahlaştırılıp tapılan putların başkalarına fayda vermek şöyle dursun, kendilerine bile fayda veremeyeceklerini onları kırarak göstemiş İnsanları, kurtarıp uyandırmak için*sadece büyüklerini bırakmıştı.insanlar dehşete düşmüş İbrâhim aleyhisselâmı Nemrud’un karşısına çıkarmışlardı. O Nemrudu şaşırtmıştı.
şahit oldukları gerçeklere inanması gerekenler, hakikati yok saymıştı. İbrâhim aleyhisselâmın babası bile O’nun karşısına dikilmişti. O’nun ateşe atılmasına karar verilmiş, Allah’ın insanlığı cehennemden kurtarmak için gönderdiği elçisi İbrâhim aleyhisselâm, kurtarmak istediği insanlar tarafından ateşle cezalandırılmak istenmişti. Kur’an-ı Kerim’ şöyle anlatmaktadır Kitab’da İbrâhim’in kıssasını anlat! Şüphesiz o özü ve sözü doğru bir peygamberdi. Hani babasına: Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana faydası dokunmayanlara niçin tapıyorsun?”Putların ilah olduğunu mu kabul ediyorsun? Doğrusu ben seni ve kavmini de açık bir sapıklık içinde görüyorum” *
babasına ve kavmine: “Nedir bu tapmakta olduğunuz heykeller?” diye sormuştu. Onlar “Babalarımızı bunlara tapar bulduk, biz de uyduk” diye karşılık vermişlerdi: İbrâhim: “Andolsun ki siz de babalarınız da sapıklığa sürüklenmişsiniz” dedi. Onlar: “Sen ciddi mi söylüyorsun, bizimle eğleniyor musun?” dediler. İbrâhim: “Hayır, hayır! Sizin rabbiniz, göklerin ve yerin rabbidir; onları O yaratmıştır. Ben de gerçeği kabul edenlerdenim” dedi.“Babacığım! Şüphesiz sana gelmeyen bilgi bana gelmiştir. Bana uy da seni doğru yola ileteyim.* Babacığım, şeytana tapma! Çünkü şeytan Rahmana asi olmuştur.“Onlar Allah’ı bırakıp ancak bir takım dişi putlara taparlar. Aslında onlar, bunu yapmakla azgın şeytandan başkasına tapmazlar.”
“Babacığım! Şüphesiz ben, Rahman’ın azabına uğramandan ve böylece şeytana dost olmandan korkuyorum, dedi.”Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlere dost yaptık.”Babası: “Ey İbrâhim! sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen seni taşlarım. Şimdi benden uzak dur” dedi.”Beni taşa tutmanıza karşı, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığınırım.”
İbrâhim aleyhisselâm, babasına karşı imanının verdiği merhameti kullanmış ve ona “babacığım” diye hitap etmişti. Ama babası Âzer, imansızdı merhametsiz tavırları ortaya koyarak ona bir defa olsun “yavrucuğum” demedi. imansızlık kalpleri katılaştırmakta ve merhameti yok etmektedir.*
|