Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-27-2007, 12:27   #1
Kullanıcı Adı
loneliness
Standart FUTBOLUN TARİHÇESİ
MODERN FUTBOLUN DOĞUŞU...
Futbol, bugünkü haline en yakın şeklini, 17. yüzyılda İngiltere'de almıştı. Bunda, İtalyanlardan alınan Calcio'nun da önemli etkisinin olduğu söylenebilir. 120x80 metre boyutlarında bir alanda oynanan bu oyunda top olarak, üzeri deriyle kaplanmış ve içi şişirilmiş bir hayvan mesanesi kullanılmıştır. Ve bu topun, birer metre arayla dikişmiş iki çubuktan ibaret kalelerin arasından geçirilmesiyle takımlar birer sayı kazanmışlardır. Bu sayılar da özel görevliler tarafından bir bıçakla kale çubukları üzerine atılan çentiklerle belirlenmiştir.
1861 yılında, Kral II. Charles'in uşaklarının oluşturdukları takımın, Albemarie Kontu'nun uşaklarından kurulu takımı yenmesi üzerine, bu maçı büyük bir ilgi ve heyecanla izleyen İngiltere Kralı, kendi armasını taşıyan formalarla oynayan uşaklarının armağanlarını kendi eliyle vermişti.
Gerek halk tabakaları arasında, gerekse soylular arasında aynı büyük ilgiyi gören futbol, İngiltere adalarında hızla yayılırken büyük bir gelişme de göstermiş ve önemli aşamalara uğramıştır. Bu, futbolun evrimiydi ve şöylesine bir kronolojik gelişme göstermişti:
1841 - Futbol topunun tam bir küre biçiminde olmasının kabulü.
1848 - Tüm futbol kurallarının "Cambridge Kuralları" adı altında birleştirilerek, tüm İngiltere'de aynı standartta futbol oynanmasının sağlanması ve bu kurallara göre Cambridge'de öğrenciler arasında ilk futbol maçının oynanması.
1855 - Bir İngiliz futbol takımının (üniversite karması) futbol maçı oynamak üzere ilk kez İngiltere adalarının dışına çıkması ve Almanya'ya giderek orada yaptığı maçlarla Almanya'da futbolun ilk tohumlarını atması.
1857 - İngiltere'de ilk futbol kulübü Sheffield Club kuruluşu.
1863 - Futbolun İngiltere'de uyandırdığı büyük ilgi karşısında 11 kulüp temsilcisinin Londra'da, Great Queen Street'tedi Lincoln Hanı altındaki bir birahanede toplanıp futbol dünyasının ilk federasyonu olan İngiltere Futbol Federasyonu "Football Association"u kurmaları (26 Ekim 1863). Bu tarih, modern futbolun doğuş tarihi olarak kabul edilmektedir.
1870 - Lizbon'da oturan İngilizlerin futbolu Portekiz'de oynamaya ve yaymaya başlamaları.
1871 - Dünya futbolunun ilk büyük organizasyonu olan ve "Kral Kupası" adıyla da anılan "İngiltere Federasyon Kupası" maçlarının başlaması ve Kennington Park'ta yapılan final maçında Royal Engineers'i 1-0 yenen Wandrers takımının ilk kupayı kazanması.
1872 - Glasgow'da, İngiltere ile İskoçya arasında, futbol tarihinin ilk milli maçının oynanması ve bu maçın 0-0 berabere sonuçlanması (30 Kasım 1872).
1875 - "Football Association" un kalelere üst direk konulmasını kabulü ve topa kafayla da vurulabilmesine izin vermesi.
1876 - Kornerin futbol kuralları içine konulması.
1879 - Glasgow'dan Darwen'e, para ve parlak iş teklifleriyle futbolcu getirtilerek futbolda profesyonellik yolunda ilk adımın atılması.
1882 - İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda futbol federasyonları temsilcilerinin, futbol kurallarında değişiklikler yapmaya ve selahiyetli "International Board"u kurmaları (6 Aralık 1882).
1885 - Futbolda profesyonelliğin, İngiltere Futbol Federasyonu tarafından resmen kabulü.
1886 - Ofsaytın futbol kuralları içine alınması.
1889 - Futbolun İngiltere adalarından taşıp Avrupa'ya yayılmaya başlaması karşısında Danimarka ve Hollanda'da ilk futbol federasyonlarının kuruluşu.
1890 - Futbol maçlarında tam salahiyetin hakemlere verilmesi.
1891 - Penaltının futbol kuralları içine alınması.
1893 - Amerika kıtasında ilk futbol federasyonunun Arjantin'de kurulması.
1895 - İngiltere'de, bayanlardan kurulu takımlar arasında ilk futbol maçının oynanması.
1899 - Maç süresinin 90 dakika, futbol alanı ölçülerinin 118.4x91.4 metre olarak belirlenmesi.
1901 - Bir futbol maçının, tarihte ilk kez 100 bin kişi üzerinde seyirci toplaması ve Sheffield United ile Tottenham takımları arasındaki "Federasyon Kupası" final maçını 110.802 kişinin izlemesi.
1902 - Avrupa Kıtasında oynanan ilk milli futbol maçında Avusturya'nın Macaristan'ı 5-0 yenişi (Viyana. 12 Ekim 1902).
1903 - Futbolda "averaj"ın kabulü.
1904 - Paris'te toplanan Fransa, Belçika, Danimarka, Hollanda, İspanya, İsveç ve İsviçre futbol federasyonları temsilcilerinin yaptıkları uzun görüşmeler sonunda "Uluslararası Futbol Federasyonu olan FIFA'yı resmen kurmaları (21 Mayıs 1904)
1906 - Kıtalar arasında yapılan ilk milli futbol maçında Güney Afrika'nın Brezilya'yı Sao Paulo'da 5-0 yenişi.
1907 - Kendi sahasında bulunan bir futbolcunun ofsayt sayılmamasının kabulü.
1908 - Londra Olimpiyat Oyunları ile futbolun ilk kez Olimpiyat Oyunları'nda yer alması ve İngiltere'nin şampiyon oluşu.

FUTBOLUN TÜRKİYE'YE GELİŞİ

Gerçek menşei neresi olursa olsun, ayakla oynanan top oyununun İngiltere'de "Futbol" haline dönüştüğü ve oradan dünyanın dört bir yanına yayıldığı gerçeğin ta kendisidir. Ve dünyanın bir çok yerine de bu cazip oyunu götürenler yine İngilizler olmuşlardır.
Geçtiğimiz yüzyılın özellikle ikinci yarısı, İngilizlerin çeşitli amaçlarla dünyanın dört yanına yayıldıkları bir dönemdir. Başta Hindistan ve Mısır olmak üzere çeşitli müstemlekelerine askeri amaçlarla giden İngilizler, bazı yerlere de tamamen ticari amaçlarla gelmişlerdir. Bunlar, o ülkelerde yetişen malları İngiltere'ye yollayan tüccarlardır.
Bu yayılış sırasında Osmanlı ülkesine de tütün ve pamuk ticaretiyle uğraşan İngilizler gelmişler ve bunlar zamanla ailelerini de getirerek Osmanlı İmparatorluğu'nun belli başlı ticaret limanlarındaki kentlere yerleşmişlerdir. İşte bu İngiliz aileleri, futbolu ülkemizin sınırları içine sokan kişiler olmuşlardır.
Geçtiğimiz yüzyıl sonlarına doğru ülkemizde yerleşmiş bulunan İngiliz ailelerin İstanbul, İzmir ve Selanik gibi liman kentlerini yeğledikleri görülür. Bu ailelerin erkekleri, ülkemize gelirlerken, pipoları ve viskileri gibi, enikonu tiryakisi oldukları "futbol"u da beraberlerinde getirmişlerdir.
Bu ailelerin kendi aralarında iddialı futbol maçları yaparlarken buradaki komşuları veya yakın dostları olan Rumlar da onlara katılmışlar, böylece futbol oynayan kişilerin olduğu gibi takımların sayısında da önemli bir artış görülmüştü.
Osmanlı topraklarında ilk futbol maçının 1875'te Selanik'te oynandığı bilinmektedir. 1877 yılında ise İzmir'in Bornova çayırlarında futbol maçları yapılmıştır. Ancak, bu sıralarda Müslüman gençlerin futbol oynamaları hoş karşılanmayacağı için Türklerin futbol oynamaları için biraz daha süre geçmesi gerekmiştir. İzmir'de ilk futbol kulübü 1894 yılında İngilizler tarafından kurulmuş ve adı "Football Club Smyrna" olmuştur. İstanbul'da futbol oynanmaya başlanması ise ancak 1895 yılında Kadıköy ve Moda'da olmuştur. İzmir'den İstanbul'a göçen İngilizler burada futbol oynamışlardır. Buradaki Rumlar da futbola merak salmışlardır ve futbol İstanbul'da çok büyük bir hızla yayılmıştır. 1897, 1898, 1899, 1904 yıllarında İzmir karması ve İstanbul karması 4 maç oynamışlar ve bunların tümünü İzmir karması kazanmıştır. 1906 yılında Atina'da düzenlenen "Ara Olimpiyat"'ta İzmir karması ve Selanik karması yer almıştır. İzmir karması bu turnuvada 2., Selanik karması da 3. olmuştur. İzmir karması İngilizlerden, Selanik karması ise Rumlardan oluşuyordu.


ÜLKEMİZDE İLK FUTBOL MAÇLARI
Bugüne kadar elde edilebilen belgelerden, ülkemiz topraklarında ilk futbol maçlarının 1875 yılında Selanik'te oynandığı anlaşılmaktadır. 1877 yılında ise, İzmir'in Bornova çayırları futbolla tanışmıştır. Ve oralarda hafta tatilleri ya da yaz akşamlarının en büyük eğlencesi, Rumlarla takviyeli İngiliz takımları arasında oynanan bu maçlar olmuştur. Bu maçların ilk seyircilerinin de bu ailelere mensup kız ve kadınlar oldukları bilinir. Daha sonra semt gençleri de bu cazip oyuna ilgi gösterip maç yapılan alanların etrafını çevirmeye başlamışlardır.
Ancak ne var ki; Selanik ve İzmir'in Müslüman Türk gençleri, bu cazip oyuna karşı büyük bir ilgi ve heves duymalarına rağmen, gerek aile baskıları, gerekse topluma hakim bulunan taassubun etkisiyle futbol oynamaktan uzak kalmışlardır.
1890 yılına gelindiğinde, Selanik'te futbol faaliyetinin geniş boyutlara ulaştığı görülmüştü. Bu kentimizde oturan İngiliz, Rum ve İtalyan delikanlılarının oluşturdukları takımlar arasında baş gösteren büyük rekabet, Selanik'teki futbol heyecanını büsbütün körüklemişti.
İzmir'de ise ilk futbol kulübünün 1894 yılında İngilizler tarafından "Football Clup Smyrna (İzmir Futbol Kulübü)" adı altında kurulduğu bilinmektedir.
1895 yılında İstanbul'un Kadıköy ve Moda çayırlarında futbol oynamaya başlandığı görülmüştü. Bunda, İzmir'den İstanbul'a göç eden bazı İngiliz ailelerin başrolü oynadıkları bilinir. Bu arada yine aynı semtlerde oturmakta olan Rum gençlerinin de İngilizlerle çabuk kaynaşıp onların bu cazip oyununu derhal öğrenerek onlara katıldıkları bilinir. Böylece İstanbul'da futbol, hızlı bir gelişme ve yayılma göstermiştir.
1897 yılında, İzmir'den bir karma takımının İstanbul'a gelerek burada İstanbul karmasıyla karşılaşması, Türk topraklarındaki futbolun tarihinde bir başka önemli dönüm noktası olmuştur. İstanbul ile İzmir karma takımları arasındaki bu maçların ilki 1897 yılında İstanbul'da, ikincisi 1898 yılında İzmir'de, üçüncüsü 1899 yılında yine İzmir'de oynanmıştır. Bu üç karşılaşmanın da İzmir takımının galibiyetiyle sonuçlandığı bilinmektedir. 1900-1903 yılları arasında, artık gelenekselleşme yoluna girmiş bulunan bu maçlar birden kesilmiş; 1904 yılında İstanbul'da oynanan dördüncü ve son maçı ise yine İzmir karması kazanmıştır (4-2).
İzmir'deki İngilizler tarafından kurulan ve 1906 yılında Atina'da yapılan Ara Olimpiyat'a İzmir Karması adı altında katılan kadro. Bu kadronun önemli bir bölümünü Whittal ve Giraud ailelerinin fertleri teşkil etmekteydi. Bu takım Atina'da da Ara Olimpiyat ikincisi olmuştu.
İstanbul'da futbolun mimarlarından biri olan James Lafontaine, o günleri şöyle anlatıyordu:
"Biz üç beş İngiliz, Moda çayırında bu işe başladık. İti takım kuracak sayıda oynadığımız için hem canımız sıkılıyor, hem de Türk gençlerini teşvik etmekten korkuyorduk. Çünkü o zamanki yönetim her şeyden şüphelenir ve üç-beş Türk'ün bir araya gelmesini istemezdi...".
Aradan yıllar geçtikten sonra James Lafontaine böyle anlatıyordu. Ülkenin içinde bulunduğu durum buydu. Bir yandan ailelerin taassup baskısı, bir yandan yönetim baskısı yüzünden Türk gençleri futboldan daha bir süre uzak kalacaklar ve Türkiye'de futbol bu dönemde İngilizler ile Rumlara inhisar edecekti...
Ülke futbolunda İzmir ve Selanik, İstanbul'dan çok daha ileri durumda bulunuyorlardı. Bunun sonucudur ki; 1906 yılında Yunanlılar, Modern Olimpiyat Oyunları'nın 10. yıldönümü münasebetiyle Atina'da bir "Ara Olimpiyat" düzenlediklerinde, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Selanik ve İzmir futbol takımları gitmişlerdi.
Ara Olimpiyat'ta yapılan futbol maçlarında Danimarka Karması, İzmir Karması'nı 5-1, Atina Karması'nı 9-0 yenerek birinci olurken, Atina Karması da Selanik Karması'nı 5-0 mağlup etmişti. Ancak Atina Karması, bilinmeyen bir sebeple İzmir Karması ile yapacağı maça çıkmadığından, hükmen yenik sayılarak diskalifiye edilmiş, böylece İzmir Karması ikinci olurken, 3-1 yendiği Selanik Karması üçüncülüğü almıştı.
Ara Olimpiyat'ta futbol maçlarının gümüş madalyasını kazanan İzmir Karması'nın şu oyunculardan kurulu olduğu resmi kayıtlardan öğrenilmektedir: Edwin Charnaud, Zare Kuyumcuyan, Edward Giraud, Jack Giraud, Hanri Joly, Percy Lafontaine, Donald Whittal, Albert Whittal, Godfrey Whittal, Herbert Whittal, Edward Whittal.
Bronz madalya kazanan Selanik Karması ise şu tertipte idi: Yorgo Vaporis Nikolaos Pindos, A. Tegos, Nikolaos Pençikis, Yani Kyrou, Yorgo Sotiriadis, V. Zarkadis, Dimitrios Miçopulos, A. Karangonidis, Yani Abbot, Yani Saridakis.
Bu isimlerden de anlaşılacağı üzere; 1906 yılının İzmir Karması'nın hemen tamamı İngilizlerden, Selanik Karması'nın ise tamamı Rum futbolculardan kurulu bulunuyordu.
İzmir Karması'nın büyük çoğunluğunu oluşturan Whittal ailesinin önemli bir bölümü zamanla İstanbul'a taşınmış ve yine bu ailenin önemli katkılarıyla İstanbul futbolunda önemli bir canlanış olmuştu.
İstanbul'un ilk futbolcuları arasında; James Lafontaine, Arthur Whittal, Horae Armitage, edward Lafontaine, Comber ilk akla gelen önemli isimler olmaktadır. Bunların yanı sıra geçilmez bir defans oyuncusu olmasından ötürü "Tahtaperde" namıyla anılan Aleko Kaliya da İstanbul futbolunun ilk ünlü Rum futbolcusu idi.

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder