Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-27-2007, 12:30   #4
Kullanıcı Adı
loneliness
Standart FUTBOLUN TARİHÇESİ
ALTINORDU İDMAN YURDU
1910 yılında başta Aydınoğlu Raşid Bey olmak üzere Galatasaraylılar tarafından Galatasaray'a kardeş kulüp olarak kurulan Progres İnternational bu kulübün nüvesini teşkil eder. 1914 yılında Altınordu İdman Yurdu adını alan ve Mavi-Kırmızı renkler altında vücut bulan kulüp, bünyesi içinde gayrimüslim futbolcu ve üyeleri tasfiye etmiş ve zamanın dahiliye Nazırı olan, daha sonra da başbakanlığa geçerek Talat Paşa'yı kulüp başkanlığına getirmek suretiyle günün iktidar partisi "İttihat ve Terakki"ye sırtını dayamıştı. Altınordu, bu sayede büyük parasal imkanlara sahip olduğu gibi futbolcularını cepheye göndermeyen kulüp olarak da büyük bir ayrıcalığa malik bulunduğundan kısa zamanda güçlenmiş ve Fenerbahçe birinci takımından aldığı 8 futbolcuyla takviye ettiği kadrosu şampiyonluklara ulaşmıştı. 1. Dünya Savaşı'nın yenilgiyle sonuçlanması üzerine dağılan İttihat ve Terakki Fırkası ile birlikte Altınordu da tüm gücünü yitirmiş ve bunun sonucu çöküp gitmişti.
PERA SPOR KULÜBÜ
1914 yılında, Şark-ı Karib Bankası Müdür Muavini Costas Saviliadis ve arkadaşları tarafından Beyoğlu'nun Kalyoncukulluğu Mahallesi'nde bir Rum kulübü olarak ve Sarı-Siyah renkler altında kurulmuştu. Önceleri pek varlık gösteremeyen kulüp, İstanbul'un işgali yıllarında Rum zenginleri tarafından da desteklenerek güçlü bir kuruluş halini almıştı. 1919 yılında parlamaya başlayan Pera kulübünün futbol takımı 1920 yılında Pazar Ligi'ne alınmış ve Kurtuluş Savaşı'nın sonuna kadar bu durumunu korumuştu. Büyük Zafer'den sonra kulübün ileri gelen kişilerinin pek çoğu Yunanistan'a kaçmışlar, burada kalanlar ise "Beyoğluspor" adını verdikleri kulübün hayatiyetini sürdürmüşlerdi. 2006-2007 sezonunda İstanbul Amatör Ligi'nde mücadele etmekteydi.
İTTİHAT SPOR KULÜBÜ
1920 yılında, Altınordu kulübünden ayrılan kişiler tarafından Union Clup adıyla kurulmuş, daha sonra İttihat Spor adıyla faaliyetini sürdürmüştü. Bu kulübün ömrü pek uzun sürmemiş; sahip bulunduğu güçlü kadroya rağmen büyük bir varlık gösteremeden dağılmıştı.
DARÜŞŞAFAKA
Adını taşıyan okulun içinden doğmuştu. Tamamen Darüşşafaka Lisesi öğrencilerinden oluşan futbol takımı 1914-1915 sezonundan itibaren İstanbul Şampiyonluğu Ligi'ne dahil olmuş ve 1925 yılına kadar yer aldığı bu ligde Yeşil-Siyah formasıyla başarılı maçlar çıkarmıştı. Okulun mütevazı imkanları Darüşşafaka'yı bir kulüp halinde idameye kafi gelmediğinden hayatiyetini sürdürmesi mümkün olmamıştır. 2006-2007 sezonunda İstanbul Amatör Ligi'nde mücadele etmekteydi.
BEYLERBEYİ SPOR KULÜBÜ
1919 yılında Süleymaniye kulübünün Anadolu yakasındaki şubesi olarak Beylerbeyi semtinde kurulmuştu. Kurucuları, Süleymaniyeli Hikmet Barlan, Postacı Halit ve Arpacı Ruşen (Erman) beylerdi. Kulüp kısa bir zaman sonra Süleymaniye ile ilişkisini kesmiş ve Kırmızı-Yeşil forma renkleri altında faaliyetlerini sürdürmüştü. Bu dönemde Arpacı Ruşen Bey'in büyük çabalarıyla ayakta kalan Beylerbeyi Spor Kulübü günümüze kadar faaliyetini sürdürmüş bulunmaktadır. 2006-2007 sezonunda 3.Lig'de mücadele etmekteydi.
MAKABİ SPOR KULÜBÜ
1913 yılında Haliç'in Hasköy semtinde Museviler tarafından kurulmuştur. Makabi, İbranice'de "beden eğitimi" anlamına gelmektedir. Mavi-Beyaz forma renkli kulüp, Hasköy sırtlarında güzel bir de futbol sahası yaptıktan sonra futbol alanında varlık göstermiş, 1919-1920 sezonundan itibaren Pazar Ligi'nde yer almıştı. Kulüp 1930'lu yılların sonlarına kadar gayri federe olarak faaliyetini sürdürmüştü.
EYÜP SPOR KULÜBÜ
1917 yılında, İstanbul'un Eyüpsultan semtinde, eski futbol hakemlerimizden Feridun Kılıç'ın babası Cemal Kılıç ve arkadaşları tarafından Eflatun-Sarı renkler altında kurulmuştu. Futbolda uzun yıllan büyük bir varlık gösteren Eyüp Kulübü, varlığını günümüze kadar sürdürmüş bulunmaktadır. 2006-2007 sezonunda 2.Lig B Kategorisi'nde mücadele etmekteydi.
KASIMPAŞA SPOR KULÜBÜ
İstanbul'un Kasımpaşa semtinde, birer mahalle takımı hüviyetinde bulunan Altıntuğ ile Kasımpaşa Terbiye-i Bedeniyye Kulübü'nün birleşmeleri sonucu 1921 yılında "Altıntuğ" adı ve Lacivert-Beyaz renkler altında kurulmuştu. Kulüp daha sonra Kasımpaşa adını almış ve varlığını günümüze kadar başarıyla sürdürmesini bilmiştir. 2006-2007 sezonunda 2.Lig A Kategorisi'nde mücadele etmekteydi ve o sezon şampiyon olarak 43 yıl aradan sonra Süper Lig' çıktılar.

http://www.hurriyet.com.tr/pazar/6676892.asp?gid=180 adresinden Kasımpaşa Spor Kulübü ile ilgili bir yazı:

İstanbul'un Kasımpaşa semtinde futbolun tarihi 20. yüzyılın başına kadar uzanıyor. Ama bugün Kasımpaşaspor diye anılan takım, 1918-1922 arasındaki "mütareke" yıllarında doğma süreci başlıyor. İngiliz ve Fransız işgal askerleri, maç yapacağı Türk takımları arıyor. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş ile maç yapıyorlar zaman zaman. Ama bu takımlar güçlü, işgal ordularının ekiplerine kök söktürüyor.

O sıralarda Kasımpaşa'da iki küçük mahalle takımı var: Altıntuğ Kulübü ve Kasımpaşa Terbiye-i Bedeniye Kulübü. Bu iki kulüp işgalden birkaç ay sonra kuruluyor: İstanbul'u işgal eden İtilaf Devletleri'nin başkomutanlığı sıkıyönetim ilan etmiş ve üç kişinin bir araya gelmesini yasaklamış. Düğünlerde, derneklerde bile uygulanan bu yasak sadece din adamları ve sporcular için geçerli değildi. Kasımpaşalı gençler de, o devirde gizlice kurulan Karakol Cemiyeti'nin teşvikiyle iki ayrı kulübün etrafında toplanıyor.

Bu iki kulübe kayıtlı gençler en çok geceleri ya da gün doğarken takım halinde yapılan maratonlara katılmak için can atıyor. Kasımpaşa'da başlayan maraton, tersanenin arkasındaki toprak yoldan Aynalıkavak ve Hasköy'e ulaşıyor, Sütlüce'ye varıp Sünnet Köprüsü'nü geçerek Eyüp'te son buluyor. Bazı gençler, bacak adalelerini kuvvetlendirmek için sırtlarında 10-15 kiloluk kum torbalarıyla koşuyor.

Kasımpaşalıların söz konusu koşulara merakının nedeni sonradan anlaşılıyor: Sporcular ne zaman koşuya çıksa Sütlüce, Silahtarağa ve Eyüp'teki silah ve mühimmat depolarındaki malzemeler birer ikişer kayboluyor. Bu depolardan çalınan savaş malzemeleri, gençlerin sırtındaki kum torbalarıyla Eyüp ve Kasımpaşa'daki teknelere yükleniyor, Anadolu'ya gönderiliyor.

İngilizler, zaman zaman bu iki semt takımıyla maçlar yapıyor, iki takım da her maçta bir torba dolusu gol yiyip mahallelerine dönüyor. İngilizlerin ve muhitlerindeki komşularının alayından kurtulmanın çaresini aramaya başlıyorlar. 1921'in baharında İngilizler maç teklifinde bulununca Kasımpaşalılar kafa kafaya verip bir çare buluyor: Maça bir ay kala, kulüplerini tek çatı altında toplayıp idmana başlıyorlar. Tüm Kasımpaşalılar kilerlerinde ne varsa bu gençlere taşıyor. Ballar, pekmezler, cevizler, yoğurtlar, taze sütler, peynirler, kaymaklar... Tatavla, yani bugünkü Kurtuluş semtinin sahasındaki maçta lacivert-beyaz formalı Kasımpaşalılar İngilizleri 11-4 yeniyor. Saha kenarını panayır yerine çevirerek maçı izleyen Kasımpaşalılar, muzaffer takımı tahtırevanlarla taa Kasımpaşa'ya kadar taşıyor.

Kasımpaşa, 1923-1924 sezonundaki İstanbul Ligi maçlarına, evraklarını tamamlanamadığı için Altıntuğ adıyla çıkıyor. Bir yıl sonra Kasımpaşa adıyla sezona başlıyor. Bu sezon sonunda İstanbul 2. kümeye düşen futbol takımı, 1938'de tekrar 1. kümeye yükseliyor. 1942'de bugünkü ismi Kasımpaşa Spor Kulübü adını alıyor. 1946'ya kadar iki küme arasında mekik dokuyor. O sezon sonunda tekrar 1. kümeye çıkıyor. O yıl, hem futbolda hem de güreşte tarihlerine altın harflerle yazılıyor.

Kasımpaşa sadece futbol kulübü değil. Kürek, boks, güreş, okçuluk, hentbol, atletizm ve cimnastik şubeleri de mevcut. Atletizm ve kürekte hem kadın hem de erkek takımları var.

Okçuluk, kürek ve atletizmde büyük başarılar kazanmış.

1930'ların sonunda kurulan güreş şubesi ise Gazanfer Bilge gibi efsaneler çıkarıyor. 1925 doğumlu Gazanfer Bilge, kulübe 1942'de katılıyor. 1946'da Stockholm'de Avrupa şampiyonu oluyor. Ama esas büyük başarıyı 1948'de geliyor. Londra Olimpiyatları'ndan Türk güreşçileri 6 altın, 4 gümüş ve bir bronz madalyayla geri dönüyor. Altın madalyalılardan Gazanfer Bilge, Mersinli Ahmet (Kireççi), Celal Atik ve Mehmet Oktav'ı, Kasımpaşa Spor Kulübü yetiştiriyor. Bu başarıdan dolayı Bakanlar Kurulu, kulübün o tarihten itibaren armasında ay-yıldız kullanmasına karar veriyor.

Kasımpaşa, 1952'de kurulan İstanbul Profesyonel Futbol Ligi'nde ve 1959'da kurulan Türkiye Ligi'nde de yer aldı. 1963-64 sezonu tam bir hüsrandı. Küme düşmesi kesinleşen Kasımpaşa'nın iki futbolcusunun, İzmir'deki Karşıyaka maçında şike yaptığı tespit edildi. 1948'de ay-yıldızlı arma kararına cumhurbaşkanı olarak imza atan İsmet İnönü bu kez Meclis kürsüsünde, "Bunu yapanlar cezasız kalmamalı" diye haykırdı. Ve ceza kesildi: Kasımpaşa mahalli lige sürgün edildi.

Bu utanç karşısında Kasımpaşalılar, futbolcuları semte sokmadı, evlerini günlerce ablukaya aldı. Ve işin vahimi, kulüp binasını ateşe verme girişiminde bulundular ama başaramadılar. 1974'te kulüp binası yangın geçirdi ve kupalar, takdirnameler, madalyalar alevlerin arasında yok olup gitti.

Fakat Kasımpaşalılar futbol oynamaya devam etti. Aziz Kemal Hızıroğlu'nun, "Tek Odalı Beş Çocuklu Bir Kasımpaşa Evinde Bir Salı Akşamı Pazarlığı" başlıklı şiiri sokaklarda çar naçar top koşturma gayreti içinde olan çocukları çok güzel anlatıyor: "Tamam, bugün de geciktim ama bu son anne! / Gol kralı oldum, inanmazsan sor arkadaşlara / Beş maçta tam yirmi golle!"

Kasımpaşa'nın eski milli futbolcularından Özkan Şendir son noktayı oyuyor: "Küllerimizden doğduk, battığımız yerden yani İzmir'den çıktık. Arnavut Niyazi, Tenekeci Hazım ve Keçi Mehmet... Şimdi yattıkları yerde rahat uyuyorlardır. Bir zamanlar Kasımpaşa, Fenerbahçe'nin arka bahçesi gibiydi. Futbolcular, Kasımpaşa'da pişer Fenerbahçe'ye düşerdi. Futbolcuların çoğu üniversitede okurdu. Kaleci Saip, heykeltıraştı. 1966-1972 döneminden Beyhan, adli tıp uzmanı bir psikiyatrdı. Aynı dönemden Gündüz İTÜ'de profesör oldu. Misbah Ongan, milletvekili seçildi. Kasımpaşalı UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, Boğaziçi'nden mezun oldu. Eski futbolcu, hakemlerimizden Doğan Babacan, Antrenörler Derneği Başkanı Çetin Noyan ve oğlum gazeteci Özay Şendir bu sokaklarda top koşturdu. Kuşkusuz Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın destekleri oldu. İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'ın ve şimdiki kulüp başkanımız Hasan Hilmi Öksüz'ün gayretlerini unutmamak lazım. Ama bu takım, daha biz doğmadan vardı. Kasımpaşalılar oldukça da bu takım hep var olacak, ayakta kalacak..."

TOPKAPI İDMAN YURDU
1921 yılında İstanbul'un Topkapı semtinde, Dr. Mehmed Reşad Bey adında bir müteşebbis tarafından kurulan Bordo-Beyaz renkli İstiklal İdman Yurdu Kulübü'nün aynı yıl içinde bazı siyasi nedenlerle kapanmasıyla,, kulübün futbolcuları yine aynı semtte faaliyet göstermekte olan Maltepe Kulübü'yle birleşerek Kırmızı-Beyaz renkler altında Topkapı İdman Yurdu adı altında yeni bir kulüp ortaya çıkarmışlardır. Kulüp uzun yıllar futbol alanında büyük başarılar göstermişti. 2006-2007 sezonunda İstanbul Amatör Ligi'nde mücadele etmekteydi.
ARMSTRONG-VICKERS
Haliç Tersane ve Fabrikaları'nı Balkan Savaşı sırasında revizyondan geçirmek üzere şehrimize gelen İngiliz Armstrong-Vickers firmasına mensup, İngiliz memur, teknisyen ve işçiler tarafından kurulan futbol takımı, 1912 yılından itibaren futbol sahalarımızda boy göstermeye başlamıştı. Ancak 1914 yılında 1. Dünya Savaşı'nın patlamasıyla hükümet tarafından, savaştaki hasmımız bulunan İngilizlere ait kuruluşlara el konulurken bu firma da onun kulübü de ortadan silindi. Bu takımın kadrosunda çok iyi İngiliz futbolcular bulunmaktaydı.
TÜRK İDMAN OCAĞI
1912'de İstanbul'un Divanyolu semtinde, devrin tanınmış sporcularından Kalgay Sami (karayel), Muallim Ali Seyfi, Nazmi (Acar), Gülleci Cemal (Erçman), Neyzen Şevki (Sezgin) ve Muallim Zeki beyler tarafından kurulan İstanbul Jimnastik kulübü 1913 yılında futbola da faaliyeti arasında yer verirken Türk İdman Ocağı adını almıştı. Cuma Ligi'nde varlık gösteren bu kulüp ne yazık ki ömürlü olmamış ve 1. Dünya Savaşı'nın krizli yıllarında sönüp gitmişti.
SARIYER SPOR KULÜBÜ
1923 yılında bir semt futbol takımı olarak kurulmuş ve uzun yıllar gayrı federe bir semt takımı olarak büyük varlık göstermiştir. Nihayet 1940 yılında federe olan Sarıyer'in Lacivert-Beyaz formalı futbol takımı semtte oturan iki ünlü spor adamı Yusuf Ziya Öniş ile Nazım Özbay'ın bu işe girişmeleriyle kısa zamanda büyük güce erişirken kulüp de gelişim yerini sağlamlamıştı. 2006-2007 sezonunda 2.Lig B Kategorisi'nde mücadele etmekteydi.
İSTANBUL SPOR KULÜBÜ
İstanbul Erkek Lisesi'nin 7 ve 8. sınıf öğrencileri tarafından Kemal Halim (Gürgen) Bey'in önayak oluşuyla 1926 yılında okul bünyesi içinde kurulmuştur. İstanbul Erkek Lisesi'nin Sarı-Siyah renkleri ve İstanbul Spor adı altında teşekkül eden kulüp büyük varlık gösterdi. Uzun yıllar İstanbul'un en güçlü takımları arasında adından bahsettirdi. 1931-1932 sezonunda İstanbul Futbol Ligi Şampiyonluğu'nu daha sonra da 1932 Türkiye Futbol Şampiyonluğu'nu kazandı. Türk futboluna ve milli takımımıza pek çok elemanlar yetiştirdi. 2006-2007 sezonunda 2.Lig A Kategorisi'nde mücadele etmekteydi.
KARAGÜMRÜK SPOR KULÜBÜ
1926 yılında Karagümrük semtinde kuruldu. Bir semt futbol takımı olarak uzun yıllar faaliyet gösterdi. Bu arada semt halkı ve kulüp mensuplarının bilfiil çalışmalarıyla semtte bir de futbol sahasına sahip oldu. Bu sahaya Selanik'ten takım getirerek maçlar oynandı. 1950'li yılların başında federe oldu. Büyük başarılar gösteren kulüp, milli takıma oyuncular verdi. 2006-2007 sezonunda 2.Lig B Kategorisi'nde mücadele etmekteydi.
FERİKÖY SPOR KULÜBÜ
Adını taşıdığı semtin gençleri tarafından 1927 yılında Kırmızı-Beyaz renkler altında kuruldu. Feriköy Kabristanı yakınındaki sahasında birçok eleman yetiştirdi. Çok başarılı dönemler yaşayan Feriköy Kulübü varlığını sürdürmektedir. 2006-2007 sezonunda İstanbul Amatör Ligi'nde mücadele etmekteydi.
GÜNEŞ SPOR KULÜBÜ
1933 yılında Galatasaray Kulübü'nde çıkan bir anlaşmazlık sonucu bu kulüpten ayrılan Yusuf Ziya (Öniş), Sedat Rıza (İstek), Sadun Galip (Savcı), Eşref Şefik (Atabey), Nüzhet (Öniş) ve Kemal Rıfat (Kalpakçıoğlu) ile Ulvi Ziya (Yenal) gibi tanınmış spor adamları tarafından Ateş-Güneş adı altında ve Sarı-Kırmızı-Beyaz renkler altında kuruldu. Atatürk'ün de ilgisini ve teveccühünü kazanan kulüp, kısa zamanda büyük gelişme gösterdi. Meydana getirdiği güçlü kadrosuyla İstanbul ve Milli Küme şampiyonlukları kazanan Güneş, iki sezon fırtına gibi estikten sonra 1938 yılı Kasım ayı sonunda faaliyetini tatil etti.
ADALET SPOR KULÜBÜ

1946 yılında Adalet Mensucat Fabrikası bünyesi içinde kuruldu. Bir süre ikinci ligde mücadele eden Kırmızı-Beyaz formalı takım profesyonelliğin kabulünden sonra Fenerbahçe takımından çekip aldığı dördü milli olan altı futbolcusuyla güçlü bir kadro oluşturdu. 10 yıldan fazla bir süre varlığını sürdüren kulüp daha sonra dağıldı.

İZMİR KULÜPLERİ
KARŞIYAKA SPOR KULÜBÜ

Karşıyaka semtinde oturan Türk gençlerinden Zühtü (Işıl), Cemal Ahmet (Umar), Osman (güven), Hüseyin, Refik (Civelek), Tercüman Salih beylerin semtin ünlü Omiros Tarlası�nda yaptıkları bir toplantı sonunda 1912 yılında "Karşıyaka Terbiye-i Bedeniyye Kulübü" adı altında kuruldu. Ortaya çıkarılan futbol takımı tam formunu bulurken patlayan 1. Dünya Savaşı ile onu izleyen İzmir�in işgali kulübün faaliyetini bir süre sekteye uğrattı. İzmir�in kurtuluşundan sonra Yeşil-Kırmızı formalı kulüp yeniden canlandı. Önce "Karşıyaka Gençlerbirliği" adını alan kulüp, sonra "Karşıyaka Spor Kulübü" adıyla faaliyetini sürdürdü. Bu ismin ilk harflerinin 'K' , 'S' , 'K' harflerinin eski dilde okunuşlarından oluşan "Kaf-Sin-Kaf" simgesiyle ölümsüzleşen kulüp, İzmir�in ilk Türk kulübü olmak gibi ebedi bir şerefe de sahiptir. 2006-2007 sezonunda 2.Lig A Kategorisi'nde mücadele etmekteydi.
ALTAY SPOR KULÜBÜ
Bugün Alsancak adıyla anılan eski Frenk Mahallesi�nin Gül Sokağı�nda, önceleri Saint Joseph Fransız mektebiyken 1. Dünya Savaşı sırasında Şark İdadisi�ne verilen binada, 16 Ocak 1914 günü kuruldu. Bu kulübün kurulmasında Şark İdadisi�nin Müdürü Mustafa Necati bey (daha sonra Milli Eğitim Bakanı) başrolü oynadı. Diğer kurucular arasında Çiftçi Necati, Vasıf (Çınar, İzmir eski Milletvekili ve Moskova Büyükelçisi), Talat (Erboy), Evliyazade Nejat, Raif Nezihi (Yazar) ve Şimendiferci Rıfat beyler de bulunmaktaydı. Futbol sahalarında büyük bir varlık gösteren ve "Hilal" adıyla faaliyete geçen takım kısa bir süre sonra "Altay" adını aldı. Siyah-Beyaz formalı kulüp 1919 yılında İzmir�in Yunanlılar tarafından işgaliyle kapandı. Kurtuluştan sonra kulübün kurucularından Vasıf Çınar�ın çabasıyla yeniden canlandı. Eski gücüne kavuşan futbol takımı, 1923-1924 yılında düzenlenen ilk İzmir Futbol Ligi�nin şampiyonluğunu kazanmak şerefine de erişti. Daha sonraki yıllarda da başarılarına devam eden Altay 1. Profesyonel Futbol Ligi'nde 3 büyüklerden sonra en çok kalan takım unvanına uzun bir süre sahip oldu. Daha sonra bu unvanını MKE Ankaragücü'ne bıraktı. 2. lige düştüğü (1982-1983, 1989-1990) iki sezonda da hemen ardından 2.lig şampiyonluğunu kazanarak 1. lige dönmüştür. Ardından 1999-2000 sezonunda bir kez daha 2.lige düşmüş ve bu sefer 1 yıl gecikmeyle 2001-2002 sezonu sonunda 1.lige yükselme hakkını kazanmıştır. 1.ligde tekrar mücadele ettiği 2002-2003 sezonunda yeniden 2.lige düşmüştür. 2006-2007 sezonunda 2.Lig A Kategorisi'nde mücadele etmekteydi.
İZMİR İDMAN YURDU
Yunan işgali sırasında (1919) Altaylı bazı futbolcularla İzmir Sultanisi futbolcuları tarafından işgalcilere karşı duyulan hırsla İttihat ve Terakki Mektebi karşısında ki bir binada kuruldu. Kulübün başında, "Şark" gazetesinin sahibi Halil Zeki Bey (eski Futbol Federasyonu üyesi Kurmay Albay Şinasi Osma�ın babası) ile tüccardan Hacı Hüseyin Bey (daha sonra CHP mutemedi) bulunuyorlardı. İşgalin en karanlık günlerinde Rum takımlarıyla yaptığı maçlarda aldığı başarılı sonuçlarla milletin yüzünü güldüren bu takımda Kırsakal Muzaffer, Suphi, Mustafa (Baloz), Zımzım Osman, Mamako Saim (Seymener), Hoca Mehmet, Sakızlı Neşet, Sivrisinek Baha, Mazlum, Muammer, Dede Kenan, Bacak Mehmet, İmanım Celal, Kolokir Hüseyin, Yanık Hasan ve Aydınlı Adnan (eski Başbakan Adnan Menderes) gibi unutulmaz futbolcular yer alıyordu. Kırmızı-Beyaz formasıyla İzmir futbol tarihinde ölümsüz bir yeri bulunan İzmir İdman Yurdu, İzmir�in kurtuluşundan kısa bir süre sonra dağıldı. Bunda, takımı oluşturan futbolcuların yeniden açılan eski kulüplerine dönmelerinin de önemli etkisi oldu. 20 Ağustos 1923�de İdman Yurdu yeniden açıldıysa da tutunamadı. Anılarda unutulmaz bir yer alıp ortadan silindi.
ALTINORDU SPOR KULÜBÜ
1923 yılında Altay kulübünde çıkan bir anlaşmazlık sonucu bazı futbolcular, yeniden canlanma savaşı vermekte olan İdman Yurdu kulübünün futbolcularıyla birleşip Altınordu�yu kurdular. Kısa zamanda büyük varlık gösteren Kırmızı-Mavi formalı futbol takımıyla geniş bir taraftar kitlesine sahip olan Altınordu, İzmir�in en eski ve en güçlü kulüplerinden biri olarak adını Türk futbol tarihine yazdırdı. 2006-2007 sezonunda 3.ligde mücadele etmekteydi.

  Alıntı ile Cevapla