İnönü ailesinden Gül'e tavır
“Esas Sayısı: 1990/36.. Karar Sayısı: 1991/8.. Karar Günü: 9.4.1991
İPTAL DAVASINI AÇAN: TBMM Anamuhalefet Partisi (Sosyaldemokrat Halkçı Parti) Grubu Adına Grup Başkanı Erdal İNÖNÜ.
İPTAL DAVASININ KONUSU: 25.10.1990 günlü, 3670 sayılı “Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün Kurulması ile 14.1.1970 Tarihli ve 1211 Sayılı ve 4.11.1981 Tarihli ve 2547 Sayılı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında 422 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun”un, 12. ve Geçici 1. maddelerinin Anayasa’nın Başlangıç’ına ve 2., 7., 9., 10., 24., 153. ve 174. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.”
Ne bu?
Anayasa Mahkemesi’nin son 17 yıla damgasını vuran, her gün tartıştığımız bir kararının başlangıç bölümü..
Tam olarak anlaşılamamıştır..
Anayasa Mahkemesi’nin kararından alıntıya devam edelim:
“I- İPTAL İSTEMİNİN GEREKÇESİ:
Dava dilekçesinde açıklanan iptal gerekçesi özetle şöyledir:
25.10.1990 günlü, 3670 sayılı Yasanın 12. maddesi ile, 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası’na, ‘EK MADDE 17’ olarak ‘Yürürlükteki Kanunlara aykırı olmamak kaydı ile; Yükseköğretim Kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir’ biçiminde bir hüküm eklenmiştir.
Aynı Yasa’nın Geçici 1. maddesi ile de ‘Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Yükseköğretim Kurumlarında kılık ve kıyafet ile ilgili olarak verilmiş her türlü disiplin cezaları bütün hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkar’ şeklinde ‘EK MADDE 17’yi tamamlayan bir başka hüküm getirilmiştir.
Kılık ve kıyafeti serbest bırakmak, bir başka deyişle; şer’i kurallara göre örtünmeyi sağlayacak bir kılık ve kıyafet serbestisine ulaşma, daha özel ve güncel biçimi ile ‘türbanı’ ve ‘baş örtüsünü’ yükseköğretim kurumlarında serbest bırakma çabalan, devrimlerin temeli ve esası olan lâiklikle, onun getirmekte olduğu çağdaş düzeni delme çabası olup, bu karşı devrim sürecinin bir parçasını oluşturmaktadır.
Yükseköğretim kurumlarındaki kılık, kıyafet konusu yıllardan beri ülkemizin gündemindedir.
İlk olarak, 3503 sayılı Yasa ile bir düzenleme yapılmıştır. Ancak, bu Yasa, zamanın Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne iade edildiğinden yürürlüğe girememiştir.
Daha sonra 10.12.1988 günlü, 3511 sayılı Yasa çıkarılmıştır.
Bu Yasa da, zamanın Cumhurbaşkanı tarafından yapılan başvuru sonucu Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiştir.
Tüm bunlara karşın, şimdiki davamıza konu olan 25.10.1990 günlü, 3670 sayılı Yasa çıkarılmıştır.
Konuya aydınlık getirme ve olayın gerçek mahiyetini, amaç ve kapsamını gereğince sunabilme bakımından, lâik düşünceye aykırı kılık-kıyafet konusundaki girişimlerin geçirdiği aşamaları ve amacı gerçekleştirme doğrultusundaki çabaların nasıl bir bütünlük ve bağlantı içinde bulunduğunu sergileyen Danıştay’ın kararlarından alınan kimi bölümler aşağıdadır:”
Konu anlaşıldı sanırım..
Önceki gün ölen, sağcısından solcusuna, AKPartili bakanlarından bürokratlarına kadar birçok kişi tarafından övücü sözlerle yâd edilen Erdal İnönü, şu meşhur üniversitelerde kılık kıyafeti serbest bırakan kanun maddesinin iptali için açılan davanın dava dilekçesinde imzası olan kişi imiş meğerse..
Sosyal demokrat parti kur.. Solculuğu apayrı bir söylem üzerine oturtmaya çalışma iddiası ile ortaya çık.. Sonra gel, “üniversitede kılık kıyafet yasağı olmalı” diye Anayasa Mahkemesi’ne dava aç!
Tutarlılık görebiliyor musunuz?
Ben göremiyorum..
İnönü’nün arkasından yere göğe sığdıramayan açıklamalar yapıp, övgüler düzenlerde de ben tutarlılık göremiyorum.. Birçoğu başörtü yasağına karşı kişiler.. Ama başörtü yasağının altında kimler var, onu bile zahmet edip bakmıyorlar.. Veya karşı cenah o kadar güçlü ki, hem bu yasağı koyuyor, koyduruyor, hem de kendilerini sosyal demokrat, temel haklardan yana sempatik insanlar olarak tanıtabiliyorlar!
Evet, başörtü yasağı kararının davacısı, gördüğünüz gibi SHP Genel Başkanı sıfatıyla Erdal İnönü’den başkası değil!
O şimdi, davacı olabilecek konumda değil artık..
Başörtü mağdurları davacı, o davalı bugün..
Kararı da, “Mutlak Hakim” olan verecek!
Anayasa Mahkemesi değil!
Ali İhsan KARAHASANOĞLU
|